Mehmet BARANSU
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi. Bir diğer adıyla “devletin gizli anayasası”. 28 Şubat sürecinde toplumun hemen hemen tamamı tarafından öğrenilen belge.
Refah Partisi özelinde dindar kesimin üzerinden paletlerin geçtiği günlerdi. Sahnede Refah Partisi vardı ama MGK’da tüm cemaatler ve dindar kesim üzerinde planlar yapılıyordu.
En uzun MGK’da siyaset belgesine “bölücü ve irticai faaliyetler eşit ve birinci derecede önceliklidir” notu düşülmüştü.
Bu belgenin ardından “cadı avı” başlatılmış, kamuda ve özel sektörde fişlemelerin ardından tasfiye sürecine hız verilmişti. “Bin yıl sürecek” bir dönemin taşları da döşenmeye başlanmıştı.
Aradan çok uzun zaman geçmedi. MHP iktidara gelmiş, bu kez “milliyetçi” gruplar, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne “düşman” olarak girmişti. Bu kez ordudan ve kamu kurumlarından “milliyetçi” isimler tasfiye edilmeye başlandı. Topyekûn bir “temizlik” yapılıyordu.
AK Parti’nin iktidara gelmesi, Avrupa Birliği kriterleri, sonrasında yaşanan süreçler, askerin ve dolayısıyla Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin önemini her geçen gün azalttı. 2010 referandumu ve sonrasında yaşananların ardından ise bugünün iktidarı ve temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan kamuoyunun önüne çıkmış, 2010 yılında TRT’de katıldığı bir programda Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin değiştirileceğini açıklamıştı;
“Siyaset Belgesi’yle ilgili eksiklikler üzerinde çalıştık. Demokratik sürecin gereğini yapacağız. Bundan sonra asla iç tehdit olmayacak. Vatandaşı iç tehdit olarak gören zihniyeti reddediyor ve değiştiriyoruz.”
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın açıklamalarının anlamı ise şuydu. İrticai faaliyetler kapsamında her yıl Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin eklerine giren “Nurculuk, Süleymancılık, Fethullah Gülen Hareketi ve diğer cemaatler” iç tehdit kapsamından çıkarılacaktı.
Başbakanın bu açıklaması hem kendi medyasında hem de cemaatlerin gazete ve televizyonlarında geniş yer bulmuş, “siviller yönetime el koydu” değerlendirmesine tabi tutulmuştu. MGK’nın ve Siyaset Belgesi’nin anti-demokratik olduğu, AB yolundaki Türkiye’de bu tür muğlak tehditlerin yer almasının kabul edilemeyeceği gibi bir dizi açıklamanın yanında MGK’nın lağvedilmesi de gündeme getirilmişti.
İktidar kanadı ve Başbakan da MGK’nın kaldırılabileceğini söyledi.
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın bu sözlerinin üzerinden çok geçmeden Türkiye’de ilginç ve kamuoyunun anlayamadığı gelişmeler yaşandı. Türkiye, Avrupa Birliği yolunda frene bastı. Frene basmakla kalmayıp aracın kontağını uzun süre kapattı. Yeni anayasa beklentisiyle seçim kazanan iktidar ayak diretmeye, masadan kaçmaya başladı.
MGK ve Siyaset Belgesi’nde tehdit olarak görülen PKK’yla müzakere ve ortaklık yoluna gidildi. Sıfır sorunlu ülke parolasıyla dış siyasetini şekillendiren iktidar, çevresinde dost ülke bulamaz hâle geldi.
Görünmeyen bir el, iktidarı ele geçirmişe benziyordu. Köprünün altından çok su geçmeden bu kez hükümet- Fethullah Gülen mücadelesi gündeme geldi. MİT kriziyle başlayan tartışma, dershanelerin kapatılmasıyla devam etti. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturması, 17-25 Aralık soruşturulmasıyla da ipler tamamen koptu.
2010’da “Bundan sonra asla iç tehdit olmayacak, vatandaşı tehdit olarak gören zihniyeti reddediyoruz” diyen Erdoğan, bu kez tıpkı 28 Şubattaki askerler gibi Cemaat’i ve cemaatleri iç tehdit olarak MGK gündemine taşıdı. Yandaş medya ise askerin bunu kabul edip etmeyeceğiyle günlerce meşgul oldu. İçler acısı, acınılacak ve gülünecek bir tabloyla karşı karşıyaydık.
Çözüm sürecinde dört yıldır yazdıklarıma burun kıvıranlar, bugün haklı olduğumu söylüyor. Bu MGK’da da Gülen Cemaati değil tüm cemaatler hedefe kondu. 28 Şubat’ta dindar kesim “irtica” adı altında hedefe konmuştu, bu kez Erdoğan’ın “tarihin en uzun MGK’sı” olarak kayıtlara geçen toplantısında “paralel” safsatasıyla tüm cemaatler hedefe kondu.
“Legal görünümlü illegal paralel cemaatler...” Ölmez, sağ kalırsak üç- dört yıl sonra görüşmek üzere...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015