Mehmet Ocaktan
Türkiye’deki dindar-muhafazakar kesim, genellikle CHP’nin tek parti dönemindeki uygulamaları üzerinden ciddi eleştiriler yapmış, siyasi arenada da politikalarını büyük ölçüde bu eleştiri üzerine bina etmiştir.
1950’li yıllardan bu yana hemen bütün sağ-muhafazakar partilerin siyasi söylemleri de bu argüman üzerinden yürümüştür.
Tek parti döneminin baskıcı anlayışını onaylamak elbette mümkün değil. Ancak o dönemin üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen, hala ‘tek parti’ eleştirisiyle bugünün dünyasında siyasi mücadele yürütmeyi de akıl ve mantıkla izah etmek mümkün değil.
Ama ne yazık ki günümüz Türkiye’sindeki siyasi mücadeleler hala geçmişin ezberleri üzerinden yapılmaktadır. Son 25 yıllık siyasi hayatımızı dikkatle analiz ettiğimizde, özellikle AK Parti’nin siyasi söylemlerinin önemli bir bölümünü, “Bu CHP camileri kapattı, ülkeyi ekmek karnesine mahkum etti, din düşmanlığı yaptı” benzeri sloganların oluşturduğunu görürüz.
Oysa bir dönem tek başına Ecevit iktidarı hariç, yaklaşık yüz yıldır CHP iktidarda değil. Ama ne hikmetse AK Parti, geçmiş iktidarların neredeyse bütün günahlarını, hatalarını CHP’ye yüklemeyi tercih ediyor. Hatta öyle ki elinden gelse kendi hatalarını bile CHP’ye yükleyecek.
Böylesine toptancı bir yaklaşımın hakkaniyetli bir tutum olmayacağını aslında AK Parti de çok iyi bilir.
İşte Türkiye’deki siyaseti toplum nezdinde itibarsızlaştıran, kitlelerde siyasi partilere dönük ‘güven’ duygusunu zedeleyen de bu zihniyet yapısıdır. Kabul etmek gerekiyor ki bizim ülkemizde siyaset, kutuplaştırma ve düşmanlaştırma üzerinden yapılmaktadır. Eğer siyasi muarızlarınızı yeterince düşmanlaştırmayı başaramazsanız, iktidarınıza yönelen eleştirileri göğüslemekte zorluk çekersiniz.
Bu yüzden de siyasi iktidarlar, bütün ahlaki ilkeleri bir tarafa bırakarak kendilerine yeni düşmanlar bulmak zorundadırlar. Mesela AK Parti iktidarı, geçtiğimiz yıllarda önce BDP’ye, sonra DEM’e selam veren bütün partileri ‘terör destekçisi’ ilan etmişti.
Şimdi Öcalan ve Kandil’le çözüm mutabakatı yürütüldüğü için Kürt siyasetçiler ‘terör’ etiketinden kurtulmuş gibi gözüküyor. Doğal olarak bugün yeni bir düşmana ihtiyaç hasıl olmuştur ve o düşman da CHP’dir.
Ancak bu politika konseptinde çok önemli bir sıkıntı var. AK Parti yıllardır CHP’yi statükocu ve millet iradesine saygı duymamakla eleştirmişti. Oysa şimdi CHP, Kılıçdaroğlu ile başlayan, Özgür Özel’le daha da zenginleşen ciddi bir değişim hamlesini sürdürmeye çalışıyor.
Daha da önemlisi, Ekrem İmamoğlu-Özgür Özel ikilisinin yürüttüğü CHP’yi merkeze çekme politikalarının geniş bir toplum kesiminde karşılık bulmuş olmasıdır.
Başörtü düşmanı olarak ilan edilen CHP’nin lideri Özgür Özel, üniversite yıllarında başörtülü arkadaşlarının mağduriyetine karşı çıktığının altını çiziyor ve “Önümüzdeki seçimlerden sonra CHP grubunda başörtülüleri göreceksiniz” ifadelerini kullanıyor.
Dahası, 2023 seçimleri öncesinde, “Bunlar iktidara gelirse Apo’yu serbest bırakacaklar” diye suçlanan, montaj videolarla kara kampanyaya maruz kalan CHP’nin bugünkü lideri Özel, “Terörsüz Türkiye” projesine destek vererek olgun bir tavır sergiliyor.
Kısacası, karşımızda ciddi bir değişim arzusunu dillendiren bir CHP var ama AK Parti, CHP’yi hala ‘tek parti’ dönemi üzerinden eleştirmeye devam ediyor. Bu tavırdan anlıyoruz ki AK Parti, CHP’deki değişimden hiç mutlu değil.
Sanki AK Parti, lisanı hal ile demek istiyor ki: “Sen CHP’sin, senin neyine başörtülü vekil, başörtüsü işlerine biz bakıyoruz. Sen yasakları savunmaya devam et, bizim arsamıza gecekondu yapmaya kalkışma…”
Aklın yolu, yasaklara karşı çıkan, farklı toplum kesimlerinin hassasiyetlerini dikkate alan bir CHP’den, AK Parti’nin özellikle mutlu olmasını gerektiriyor. Ama AK Parti böyle bir CHP istemiyor ki… Çünkü değişen, muhafazakar kesimin taleplerini önemseyen, Kürt sorununa karşı duyarlı olan bir CHP, aynı zamanda AK Parti’nin seçmen tabanına talip oluyor demektir.
Eğer AK Parti, CHP’deki değişim arzusunu doğru okuyabilseydi kendinden emin bir şekilde çıkıp, “Biz olmasaydık CHP bu değişim çizgisine gelemezdi, değişimin esas öncüsü biziz” diyerek siyasi mücadelede çok rahatlıkla hamle üstünlüğünü yakalayabilirdi. Ama ne yazık ki AK Parti şu anda derin bir istikamet sapması yaşadığı için hem kendisine olan güveni hem de toplumla olan gönül bağını büyük ölçüde kaybetmiş bulunuyor.
Ve kaderin cilvesine bakın ki CHP değişerek merkeze gitmeye çalışırken AK Parti, CHP’nin ‘tek parti’ dönemi uygulamalarını aratmayacak bir görüntü sergiliyor.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeepfake mi? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSıra Mansur Yavaş’ta mı? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAdaya da gidildi; peki bundan sonraki hamle ne? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCHP’siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciZindan yetmedi bir de ‘Açlık Cezası…’ 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYDünya gündemi ve Türkiye'de barış sureci 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBravo CHP’ye!!! 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanCHP’nin kendi geleceği ile büyük Kürt imtihanı 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşuİmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMeclis komisyonu İmralı’ya gidecek ama nasıl… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal eti kimler paylaşıyor? halktv.com.tr şirket şirket ortaya çıkardı 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDünya değişirken İBB İddianamesi! 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli’nin dediği olursa 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2025
17.11.2025
12.11.2025
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025