Mehmet TIRAŞ
Elimde kağıt-kalem not alıp gazeteleri okurken bir taraftan da ara sıra gözüm televizyonların haber kanallarından içeride ve dışarıda olayları ve hayatı takip etmek oluyor, bu da yetmiyor internetten haber sitelerini ve diğer gazetelerin web sayfasını kapsayan bir sörf yapmak zorundasınız, ülke gündemini takip ederek günlük makale yazıyorsanız, her gazetecinin günlük değişmez uğraşı oluyorbunlar..Tabi mesleğini dürüst bir şekilde yapanlar için geçerli bu; yoksa tetikçiysen, havuz medyasından beslenip, devlet kadrosundan iş vermişlerse, böyle bir zorluğa ve meşağete girmenin anlamı yok, görev dağılımı yapılır sende onun gösterdiği yoldan görevi icra eder,ettiğin kadar da karşılığını maddi olarak alırsınız; tetikçilik işinizse hangi işi yaparsanız yapın, başka sektördekitetikçilik yapandan farkınız yoktur gazeteci de olsanız.
Bizde derin devletin gizlediği ve bir türlü aydınlatmadığı veya delillerini karatıp tarihin karanlık derinliklerine gömmek istediği,Hrant Dink cinayetin sekiz yıl olmasına rağmen,neden çözülmüyor bunun üstünde durmaya çalışalım dedik.
Birde 2014 Aralık ayının 27’sinden beri süren,5’i çocuk yaşta 8 kişinin ölümüne nedenolan ama ölümlerin aydınlatılmadığı Cizre olaylarını irdelemeyi konu ettik. Cizre olaylarının,Hırant cinayetiyle bağlantısı var mıdır;izini sürdüğünüzde direk Hrant cinayetiyle olmasa da,Hrant cinayetinden yargılanmış bir polis şefinin bu ilçeye müdür olarak atanması tesadüf olmasa gerek.
Bu iki olayın dışındakitap okurların ve edebiyatla haşir neşir olanların kütüphanesinde mutlaka bir kitabı olan ve kitaplarından birini okuduğumuz,edebiyatımızın unutulmaz dev çınarı Yazar romancı, gazeteci türkü dostu,Karacaoğlan aşığı92 yaşındaki Yaşar Kemal’i hatırlamak istedik. Şuan da Yaşar Kemal 14 Ocak 2014 tarihinden bu tarafa İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesihastanesinde yoğun bakımda yatıyor, dileriz ‘İnce Memed’ bizi yalnızbırakmaz, kendisine acil şifalar diliyoruz.
Siyasi iktidarın ve Tetikçilerin görmediği,Hrant Dink cinayetini Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacağı sözünü veren Erdoğan’ın, unuttuğu veya un utturmak istediği üzerinden tam 8 yıl geçmiş olan,Ermeni kökenli Türk vatandaşı gazeteci yazar Hrant Dink cinayetinin aydınlanmaması çok düşündürücü!.
“Hırsız evin içindeyse kapıyı kilitlemenin bir anlamı var mı?”
Hrant Dink Cinayeti derin devlet operasyonudur ve katil veya katiller devletin içindedir,Ogün Samat bir tetikçiden ibarettir.
Hrant cinayeti neden aydınlatılmıyor, bu soru çok soruluyor ve gündemden de düşmüyor ama cinayetin aydınlatılması konusunda sekiz yılda bir arpa boyu yol alınamadı.
Çünkü yukarıda belirtiğimiz gibi hırsız evin içinde de ondan.
Şu soruların cevabı hırsızın evin içinde olduğunun ip uçlarını vermiyor mu?
Hırant Din öldürüldüğünde İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürükimlerdi, şimdi neredeler?
Hrant Dink katledildiğinde İstanbul valisi Muammer Güler’di.Hırant Dink Cinayetinden sonra Erdoğan Güler’i Mardin’den milletvekili yaptı, ardından da İçişleriBakanlığıylaödüllendirdi. Âmâ Güler 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla bakanlıktan oldu, teferruata girmeyelim,bu başka bir yazı konusu.”
Hrant Dink öldürülmeden kısa bir süre önce İstanbul Valiliğine çağrılıyor ve vali yardımcısının odasında, birisi kadın iki kişi Hrant’ı tehdit ediyor yazılarından dolayı.
İstanbul Vali yardımcısı kimdi ve vali yardımcısının yanındaki kişilerne sıfatla vali yardımcısının yanında bulunuyordu?
Vali yardımcısının yanında Hrant’ıtehdit eden iki kişilerin kim olduğunu Muammer Güler’in bilmemesi mümkün mü?
Hrant’ınkatledildiği dönemde İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’tı.
Bu Emniyet müdürü görevden alınması gerekirken, Hrant cinayetinden sonra Erdoğan hükümeti tarafından Cerrah Valilikle ödüllendirildi, Osmaniye’ye Vali olarak atandı.
İstanbul valisi ve Emniyet Müdürü hesap vermesi gerekirken,dönemin başbakanı şimdi Cumhurbaşkanlığı yapan Erdoğan tarafından ikisi de Güler ve Cerrah devletin en üst tepe noktalarına getirildi.
Böylesi kilit noktalarda görev almış kişilerin cinayeti önleyemedikleri gibi, ödüllendirilmesi karşılığında, bu cinayet nasıl çözülür?
İşin daha tuhaf yanına bakın Hrant Dink cinayeti davasındanyargılanan, eski Trabzon istihbarat müdürü Ercan Demir aradan yıllar sonra Cizre Emniyet Müdürlüğüne getiriliyor..
Hrant cinayetinin işlendiği tarihte devletin güvenlik ve idari kadrosunda yer alanların terfiettirilmeleri tesadüf olabilir mi?
İşin garip başka bir yanı, Savcı Ercan Demir’in tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk ediyor, mahkeme tutuksuz yargılanmak üzere yurtdışına çıkış yasağı koyarak Ercan Demir’i serbest bırakıyor..
Savcı bir üst mahkemeye itiraz edip ve Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir hakkında mahkeme tutuklama kararı veriyor.
Yukarıda sıraladığımız ve hatırlattığımız soruların cevabından siz ne çıkartıyorsunuz? izini sürdüğünüzde bu cinayetin, derin devletin işi olmadığına inanmayan var mı?
İkinci bir konu son günlerde devam eden Cizre olaylarına ve altı kişinin ölümüne neden olan olayları,Hrant Dink cinayeti Cizre’ye nasıl uzanıyor, bir göz atalım.
Ercan Demir Cizre’ye Emniyet Müdürü olduktan sonra Cizre’ de olaylar başlıyor?
Cinayetten aklanmayan bir polis şefinin böylesihassas bir yere Emniyet Müdürü olarak atanmasının getirdiği sonuçların hesabını kim verecek? Ölen bu beşi çocuk sekiz kişinin ölümünden kimler sorumlu?
Cizre’de bu emniyet müdürü göreve başladıktan sonra sokaklar adete savaş alanına döndü,günlerceçatışmalar oldu; çatışmalar kimler arasında olduğunu devleti yönetenler de o ilin yetkilileri de bilmiyor.Herkesin söylediği adeta aşındırdığı tek kelime bir provokasyonvar,güvenlikgüçleri de bunu söylüyor ,siyasi iktidar da, ilçeye hakim olan siyasi anlamda HDP’lilerde.
Cizre’de ölen çocukların yaşlarını ve adlarını T24 sitesinde Hasan Cemal yazdı ,insan okurken ürperiyor eliniz nasıl tetiğe gitti daha hayatlarının baharındaki ana kuzularına , nasıl kıydınızkörpe denilecek yaştaki bu çocuklara.
İşte Cizre’de iddiaya göre polis kurşunlarıyla ölenlerden sekiz kişiden altısının isimleri ve yaşları:
Nihat Kozanhan 12 yaşında
Ümit Kurt 14 Yaşında
Barış Dalmış 15 yaşında
İbrahim Aras 15 yaşında
Musa Azma 16 yaşında
Yasin Özer 19 yaşında.
ölen çocuklar sizin çocuklarınız olsaydı ne yapardınız ey ülkeyi yönetenler?
Zafer işaret yaptı diye, siz bu çocukları hedef alarak kafasına kurşun sıkacaksınız, ardından da, biz bu topraklarda bin yıldır kardeşliğimiz bozdurmayız diye, vatan millet Sakarya edebiyatı yapacaksınz,buna kargalar bile güler.
6/Ekim Kobani olaylarında ölen 42 kişini faillerini bu zihniyetle ortayaçıkartamazsanız, Cizre’deki çocukların katillerini de bulamaz ve bundan sonra olacak olaylarda ne önlem alabilirsiniz, ne de olayları aydınlatabilirsiniz?
Son söylenecek söz katil devletiniçinde dışarıda boşuna aramayalım.
Biraz nefes alalım cinayet , toplu çocuk katliam ve olaylarından uzaklaşıp hastane de yaşam mücadelesi veren Çukurovanın,Torosların,Anadolunun ve yeryüzünün yazarı bu toprakları binbir çiçeğe benzeten mütevazi edebiyatçı dünyaca ünlü yazarımız,Yaşar Kemal’den kısa bir halk öyküsüyle yazıya noktaya koyalım.
Anadolu da geçer hikaye..
ilçenin kaymakamı bir köyü ziyaret etmek ister vemuhtara haber verirler, muhtarı, köy heyetini,köylüleri bir telaş ve heyecan sarar;köylerine ilk defa bir kaymakamın ziyaret edecek olmasından. Köylüler de kaymakamın geleceği güntarlaya bağ- bahçeye gitmemeye karar verirler.
Muhtarı ve ihtiyar heyetini tatlı bir telaş sarar nasıl ağırlayacağız kaymakamı diye.Muhtar ilçeye gider kaymakamlıkta çalışan bir tanıdık memurdan sorar, kaymakam neyi sever diye..Memurda;kaymakamın içkiyi çok sevdiğin söyler.
Muhtar ihtiyar heyetini toplar durumu anlatır,yemek sorun değil Kaymakam içkiyi çok seviyormuş,ne yapacağız der? Aralarında tartışırlar kaymakam içiyorsa bizlerden de biri içmesi gerekir, münasip olan da muhtarın içmesidir eşlik edecek olanın da muhtar olmasına karar verirler. Tamam da, içki nasıl içilir bilmiyoruz derMuhtar.İhtiyar heyetinden biri köyümüzde içki içen biri varonu çağıralım o bilir der. Köyün sarhoşu başlar anlatmaya;kaymakamın ve kendi bardağını yarıya kadar rakı dolduracaksın, bardağın birini kaymakama vereceksin, Kaymakama köyümüze hoş geldin deyip kadehini sen kaldıracaksın, kaymakam nasıl içiyorsa sende öyle içersin der.
Kaymakamın köyün ziyaret günü gelir çatar,atlar eşliğinde davul zurna ile köy ahalisiçoluk çocuk kaymakamı köye uzak bir yerde karşılarlar, at üstünde köy meydanında kaymakam köy ahalisine bir konuşmayapar ve yemek faslına geçilir..
Muhtar iki su bardağına sarhoşun dediği gibi yarısına kadar rakıları doldurur,bardağın birini kaymakama verir, birini de kendisi alır,kaymakam rakıyı susuz içmektedir, muhtar bardağını kaldırıp kaymakama köyümüze hoş geldiniz şeref verdiniz der ,kaymakam da hoş bulduk deyip bardağı kaldırdığı gibifondip yapıp indirir, ilk defa içki içen muhtarda aynısını yapar ama muhtar rakıyıbitirmesiyle birden bağırır: “kaymakam bağ bu zıkkımı devlet mi emrediyor yoksa sen zevkten mi içiyorsun ”der.
Yaşar Kemal sen çok yaşa.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025