Melih ALTINOK
Muhalefetin Köşk seçim sürecine iliştiği yegane nokta AK Parti'nin
olası ikinci adayı olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e "oynamak."
Yo, "fitne peşindeler"
edebiyatı falan yapmayacağım. Zira Hem sevgili Ahmet Kekeç'in dediği bu
kelimeyi duyunca midem bulanıyor, hem de fitnenin siyasi rekabette
meşru bir argüman olduğunu düşünüyorum.
Beni asıl
düşündüren, bir seçimde koltuğu kimin kazanacağına dair projeksiyonlarda
bile tahminlerin, sadece bir partinin olası "adayları" arasından yapılmasının muhalefet adına "acziyeti."
Üstelik bu garip durumu, öyle sanıldığı gibi "güçsüzlüğünü fark edip reel politik çözümler geliştirme" olarak da okuyamayız. Çünkü muhafazakâr siyaset pratikleri CHP'nin ya da ona ilişik solun düşündüğü gibi işlemiyor.
Artık bir gelenek olarak pekâlâ bahsedebileceğimiz AK Parti hareketinin bu iki önemli ve "doğal" aktörü birbirlerinin "farkındalar." Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan'ın "gücünün" farkında; tıpkı Erdoğan'ın, Gül'ün "değerini"
bildiği gibi. Dolayısıyla pekâlâ var olan siyasi farklılıklarını
olası seçim yarışında kullandıklarında, muhataplarının kararsız
seçmenden ziyade kararlı taban olacağını görüyorlar.
Muhalefetin Köşk adayının kim olacağı mevzuunun, ancak Gül'e göz dikmelerinden sonra gelen "b"
planı kapsamında konuşulması ise daha büyük bir soruna işaret ediyor.
Öyle değil mi ama? Bir yarışa aktif olarak katılabilmeniz için size önce
bir favori gerekir. Rakip tarafı içte huzursuz edecek stratejiler
geliştirmek yarışta talidir.
Ama yok. "Adayınız kim?" diyorsunuz. "Adayın önemi yok hele bir birleşelim"
diyorlar. Tamam yine birleşin de, olası seçim zaferinde kişisel
özelliklerinin etkisi çok yüksek olacak bir adayı, kim olduğu önemsiz
bir adayla devirebileceğinize nasıl inanırsınız?
Ayrıca muhalefet cephesini örgütlediğiniz bileşen sayısının, alınacak
oyla doğru orantılı olmadığını anlamanız için daha ne gerekiyor size?
Hadi, hep birlikte girdiğiniz son yerel seçimdeki başarısızlığınızın
dersini yeni olduğu ve elektrikler de kesildiği için çıkartmadınız
diyelim. Ama siyasetin temel mantığından da bihaber olamazsınız ya!
Seçimde önemli olan aktörlerin seçilmek için yan yana gelme
iradelerinden ziyade, seçecek olanların yan yana getirilmesindeki
maharettir. Dolayısıyla o koltuğu size rakibinizin sevmeyenleri değil,
sizi sevmeye ikna edebildikleriniz armağan eder.
Evet bunlar "sıkıntı"
verici sorular. Cevabınızı da uluorta söyleyemiyorsunuzdur, anlıyorum.
Ama en azından kendinize şu kolay olanı sorun: Erdoğan gibi, oyu
partisiyle özdeş hatta kimi zaman "ona" rağmen olan bu
denli güçlü bir aktörün karşısında, kim olduğunun da önemi olan adayınız
kim? E zorlanıyorsanız daha ne duruyorsunuz?
Seçmenlerinizin yanı sıra, muhalefete elbette ihtiyacı olan Türkiye
demokrasisini rakipsiz bir seçime daha mahkûm etmeye ne hakkınız var?
İyisiyle kötüsüyle onlarca yıllık geçmişi olan partilerinizin
tabelalarındaki o janjanlı isimlerinizin de mi hatırı yok?..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019