Mücahit BİLİCİ
Osmanlı dağıldıktan sonra Kürtler istese de ayrı bir Kürdistan mümkün olmayabilirdi. Ama asıl mesele Kürtler ayrı bir Kürdistan istemedi, birlikte bir Kürdistan istedi. Kürtlerin şimdiki ileri gelenleri kadar ileri görüşlü ve onlardan daha az zeki olmayan liderleri Kürtlerin istikbalini ve selametini İslam şemsiyesi altında Türkler ile birlikteliğin devamında gördüler. İçtihadlarına yanlış diyebilirsiniz ama onları aptal yerine koymak tarihi okumadaki yüzeyselliğinizi gösterir.
Kemalist ezberler ve baskı onları bu iyi niyetlerinden pişman etse de (Şeyh Said hareketi bunun semptomu ve protestosudur) Kürtler için bu büyük stratejik vizyon bugün bile değişmiş değil. İslam milletinin Türkiye isimli sömürgeleştirilememiş coğrafyasının iki ana aktörüdür Türkler ve Kürtler. Birlikte yaşadılar ve onların onurunu çiğneyen işgalcilere karşı birlikte kurtuluş savaşı verdiler. Türkiye ismini alan devleti birlikte işgalcilerden kurtarıp kurdular. Yani Kurtuluş savaşını İslam milleti olarak verdiler. Osmanlı etnisite-üstü bir hanedan devleti idi. Ancak kurtuluş savaşını bir millet verdi: İslamlar milleti. Yükselen Türk milliyetçiliği sekülerleşerek nihayetinde zaten yola çıkmış bu arabayı gaspetti. Sonra tek adamın eline geçen devlet kurucu aktörlerinin değerlerine sırtını döndü. Yerli ve milli Türklüğü ve Kürtlüğü dışladı. Yerli Türklüğün dönüşü onyıllar sonra gerçekleşti. Sıra şimdi yerli Kürtlüğün devletin sahipliğine dönüşünde.
Bugün Kürtler ile Türkler arasında sorunlar yok mu? İki tarafın da istemediği kadar çok. Çatıştıkları, barıştıkları da oldu. İçi boş kardeşlik sözleri ile oyalanma ve asimilasyon çabaları Kürtlere çok çektirdi. Kürtler çok sabretti. Ama bu boşa gitmeyecek. Artık eski ezberlerin hepsi iflas etti. Kürtlerin varlığı kesinleştikçe Türkiye’nin malikiyetine ortaklıkları restore edilmek zorunda. Türkiye bugün bir kabuk değiştiriyor. Misak-ı Milliye, başlangıcın Ruhuna dönüş yaşanıyor. Kürtler uyandı, Türkler akıllandı. Türkiye’nin içinden bir Kürdistan doğuyor. Türkiye’nin gerçek renkleri görünür hale geliyor. Ayrı bir Kürdistan değil, birlikte bir Kürdistan. Anadolu ve Kürdistan’ın ortak coğrafyasına bir süredir Türkiye deniliyor. Türkiye bir anlamda hem Türkistan hem de Kürdistan’ın ortak adı haline geldi. Bu birlikteliğin genişleyerek devam etmesi gerekir. Türk birliği ve Kürt birliği birinci öncelik. O sağlandıkça Ermenistan ve Yunanistan gibi gayrimüslim eski kardeşlerimizle de ortak refah ve medeniyette tekrar buluşabilecek bir vizyonu olmalı Türkiye’nin.
Şimdi gelelim Kürtler ve Lozan bahsine. Konunun değişik boyutları var. Ben sadece bir tarafını tartışacağım. Kürtler yıllarca Lozan’da azınlık olarak bile tanınmamış olmanın hayıflanmasına teşvik edildiler. Neredeyse Lozan’ın yasını tuttular. Halbuki azınlık olmamak bir nimetti. Bugün artık o sabrın karşılığını alma ve hayrını görme noktasına gelecekler. Neden? Çünkü Lozan Kürtlüğün geleceğe saklanmış bir kazanımıdır. Evet, yanlış duymadınız. Lozan, Kürt-Türk ilişkileri açısından Kürtlerin aleyhine değil, lehine olan bir anlaşmadır.
Lozan’da Kürtler gayrimüslim azınlıklar gibi azınlık kategorisine girmediler. Çünkü öyle değillerdi. Ve olmamayı seçerek büyük bir öngörü sergilediler. Zira Lozan’ın iki tarafı da Kürtleri bir azınlık olarak değil, devletin kurucu unsuru olarak tanımıştır. Kürtlerin muhatabı gayrimüslimlere hiçbir faydaları dokunmadığı halde onların başını belalara sokan Avrupalılar değil, kavgalı olduğunda bile aynı hukuku paylaştığı Türkler idi. Bugün de böyle olmalı.
Lozan Kürtlerin bir azınlık değil Türkiye’nin iki sahibinden biri olduğunun dokümanter bir delilidir. Ama asıl delili Kürt-Türk tarihi ve bugünkü Kürtlerin iradesidir. Türkiye’nin hem içinde hem de dışında Kürtlerin muhatabı (kavgada veya barışta) kendi hemvatan insanlarıdır. Ortaklıkta, egemenlikte ve sahiplikte eşitliği kazanma mücadelesinde Kürtlerin muhatabı Türklerdir.
Özetle, Lozan tartışması açarak, ülkenin aslına rucu etmesine karşı çıkanların derdi memleket değil, kendi elit iktidarları ve Kürt nefretidir. Kürtler de Lozan’a dair ezberlerinden vazgeçmeli. Çünkü Lozan’ı kaçmış bir fırsat gibi görmek, millet olarak kendini tenzil-i rütbeye uğratmak demektir. Ya azınlıksın, ya çoğunluk. Üçüncü ihtimal ise yok’sun. Kürtler icin üçüncü ihtimal bugün ordadan kalktığı için Kürtler Türkiye’de çoğunluktur. Kürtler Lozan’a şöyle bakmalı: Lozan Türk-Kürt tarihinin ortaklık ve birliktelik iradesinin bir beyanı olması hasebiyle Kürtlerin devletin sahibi ve egemen unsuru olduğunu gösterir bir belgedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025