Murat AKSOY
Beklenen açıklama geldi. AK Parti Genel Başkanı ve BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan ilk turu 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylığını açıkladı. CHP ve MHP’nin birlikte aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’la birlikte Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanı olmak için halktan oy isteyecekler.
İhsanoğlu ve Demirtaş’ın adaylıklarının ilan edilmesi ile kıyaslandığında Başbakan Erdoğan’ın adaylığını açıklaması her yönüyle iyi bir PR işi olduğuna kuşku yok. Ki, kabul edelim AK Parti, gerek kamuoyu yoklamaları gerek organizasyon ve tanıtım gerekse algı yönetiminde gayet başarılı. Dün bunu, bir kez daha gösterdiler.
Mesele din değil, din üzerinden siyaset
Erdoğan dün adaylığı açıklandıktan sonra bir saatten fazla konuştu. Konuşmasına; “Alemlerin rabbi Allah’a hamd olsun. Mülkün sahibi Allah’tır. Zaferin sahibi sadece ve sadece Allah’tır. Bu davayı bu hareketi bu mücadeleyi işte bugünlere eriştiren rabbime sonsuz hamdüsenalar olsun” diyerek başladı.
Yine konuşmasını; “Bu bir veda değildir, bir kapanış bitiş değildir. Bu, bu ifadeyi çok çok önemsiyorum. Bizim için çok farklı bir an.İşte bu bir hatime değil, inanıyorum ki bir Fatiha’dır bir açılıştır. Onun için diyorum ki, esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla, o rahmandır rahimdir. Ancak sana ibadet eder, ancak senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet. Bizi kendisine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların sapkınların yoluna değil” diyerek bitirdi.
Konuşmanın başı ve sonunda karşılaştığımız bu yoğun dinsel vurgu ve sembolik ifadeler, muhafazakâr bir liderin dinsel hassasiyetlerinden çok, bizzat dinin siyasallaştıran bir liderin söylemini temsil etmektedir.
Bunun yani, dinsel hassasiyeti olan birinin Cumhurbaşkanı olması değil dinsel hassasiyetleri siyaseten kullanılması Türkiye için sorundur. Bu sorunu, son yıllarda hem dış politikada hem de iç politikada gördük.
Cumhurbaşkanı değil partili cumhurbaşkanı adayı
Yine Erdoğan konuşmasında nasıl bir cumhurbaşkanı olmak istediğini de açık biçimde ifade etti. Erdoğan; “Eğer seçilirsek inşallah farklı bir cumhurbaşkanlığı ortaya koyacağız. Ekonomiyi büyütmek, demokrasiyi ileri standartlara kavuşturmak, AB’ye tamüye olmak için daha çok çalışacağız. Bugüne kadar Türkiye’ye aziz milletimize karşı her türlü saldırıya karşı dik durduk. Şunu bilmenizi istiyorum. Bu mücadelenin aynı şekilde kararlılıkla hatta daha da güçlü şekilde süreceğinden kimsenin endişesi, şüphesi olmasın. Bizim için cumhurbaşkanlığı makamına çıktığımız zaman orası bir dinlenme makamı asla olamaz, olmayacaktır”diyerek cumhurbaşkanlığının sembolik temsilden çok icracı bir makam olarak gördüğünü açıkça ilan etti. Bu durum, kabul edelim ki, başbakanın kimliğinden bağımsız olarak Türkiye’de parlamenter sistem açısından sorunludur.
Eğer seçilirse Erdoğan, konuşmasında ifade ettiği gibi bu yetkilerin sınırlarını zorlayacak ve esneterek uygulayacaktır. Bu adım adım tek adam tek parti pratiği olarak karşımıza çıkacaktır. Bunun Türkiye için sorun olacağını söylemeye sanırım gerek yok.
Türkiye’de mevcut parlamenter sistem içinde cumhurbaşkanının yetkilerinin her zaman çok olduğu dile getirildi. Ne yazık ki bu konuda normalleştirici hiçbir adım atılmadı.
Demirtaş'ın adaylığı pazarlık çıtasını yükseltecek
Peki seçim ilk turda biter mi? Bu sonucu belirleyecek olan kuşkusuz HDP adayı Selahattin Demirtaş’tır. Demirtaş’ın seçimde HDP seçmeni dışında, CHP’nin gösterdiği adaydan rahatsız olan kesimlerden de oy alacağı görünmektedir. Bu onu 2. tura taşımaz ama seçimin 2. tura kalmasını sağlar.
Demirtaş’ın oylarının artması, seçimi 2. tura bırakması kadar önemli bir diğer sonucu da, İmralı’nın hükümetle yürüttüğü çözüm sürecinde pazarlık çıtasının yükseltmesi olacaktır. Çözüm sürecinden çok, Öcalan'ın koşullarının iyileştirilmesi ve uzak olasılık olarak da ev hapsi bu pazarlığın konusu olabilecektir. Kulislerde konuşulanlar bunların olduğunu ifade edelim.
Kulislere yansıyan ve tartışılan konu Kürt siyasi hareketinin seçimleri 2. turda boykot edecekleri yönündedir.
İlginçtir, bir zamanlar devletin iki ötekisi olan AK Parti ve Kürt siyasi hareketi, cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye’nin demokratikleşmesi için ittifak etme yerine AK Parti ele geçirdiği devleti konsolide etme; Kürt siyasi hareketi de Kürtleri Türkiye’nin eşit vatandaşları olmasından çok bölgede elde ettiği yapısal kazanımları koruma ve Öcalan’ın koşullarını iyileştirme peşindedir.
Kısaca Cumhurbaşkanlığı seçimi, AK Parti için devletteki gücünü pekiştirme, Kürt siyasi hareketi için ise özerklik ve/ya federasyon yoluyla hak ve özgürlüklere bir adım daha yaklaşma anlamını taşımaktadır.
Ya cumhurbaşkanı ya sistem seçeceğiz
Erdoğan 2. turda Cumhurbaşkanı seçilir ve partili cumhurbaşkanlığını uygulamayı tercih ederse Türkiye’yi, demokratik yollarla değil ancak daha çok otoriterleşerek yönetmek zorunda kalabilir.
Bu yüzden cumhurbaşkanı sadece iki isimden birini seçmek değil aynı zamanda siyasal sistem ve rejim tercihidir.
Bizi zor görünen ama kolay bir seçim bekliyor.
@murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018