Murat BELGE
Simge savaştırmayı pek seven Türkiye siyaset seçkinleri başı örtülü milletvekili kadınları kabullenmekte birleşince, müzmin dertlerimizden biri daha tarihe karışmış oldu. “Bakın, bu da oldu, ama başımıza taş yağmadı” diye değerlendirebileceğimiz olayların sayısı artıyor. Mustafa Muğlalı Kışlası, adı değiştirildi diye, yıkılmadı. “Andımız” söylenmeyince, Türkiye’nin iklimi değişmeyecek vb.
Şimdi yavaş yavaş ve teker teker günlük hayatın içinden çıkan/ çıkarılan bu şeylerin çoğu kuruluş yıllarının, tek-parti rejiminin başka türlüsü olamazmış gibi topluma empoze ettiği kurallar. O kuruluşun kendisi birtakım ciddi kusurlar taşıdığı için, böyle baştan bozuk yığınla uygulama da getirmişti. Şimdi bunların bazılarını yürürlükten kaldırıyoruz ama, birçoğu da hâlâ yürürlükte. Çünkü öylelerini paylaşanların sayısı çok. Bunlar da “genel Türk milliyetçiliğinin motifleri”, diyebiliriz.
“Atatürkçülük” diye özetleyebiliriz ya da toparlayabiliriz, bunları kapsayan ideolojiyi. Yakın tarihin akışına ve olaylarına kuşbakışı bakarsak, bu ideolojinin 1980’de zaten “kadük” olduğunu gözlemleyebiliriz. Öyle olduğunun en güçlü kanıtı da 12 Eylül darbesidir. 12 Eylül topluma tüfek zoruyla empoze etti bu ideolojiyi. Bir ideoloji, böyle tüfek zoruyla empoze ediliyorsa, demek ki, kendisini yeniden-üretecek içsel imkânları, potansiyelleri, dinamoları kaybetmiştir. İnsanlara seslenemez, onları ortak harekete çağıramaz hale gelmiştir.
İdeoloji çoktan bu hale gelmişti. Ama, ülkede temeli o kuruluş yıllarında atılan “iktidar aygıtı”nın bu ideolojiye ihtiyacı devam ediyordu. 12 Eylül bu ihtiyacın sonucudur. Serbest seçimin belirleyici olmaya başladığı bir siyasî zeminde, başından beri bir azınlık olan bu iktidar aygıtının, daha uzun zaman bir saltanat süremeyeceği anlaşılıyordu. Onun için de böyle bir müdahaleye gerek vardı.
Müdahale, elbette, bir şeyleri değiştirir. Bu da değiştirdi. Ama, ana akışı büsbütün durduramaz. Bu da durduramadı. Bugün, genel olarak, tarihte mümkün olabildiği derecede, 12 Eylül sabahından önceki noktaya döndük. Ama kaç yıl sonra?
Başı örtülü kadın milletvekili sorunu da yıllar önce, Merve Kavakçı Büyük Millet Meclisi’ne geldiği gün, aslında bitmişti. Ama Türkiye’nin siyasî seçkinleri sorun çözmekten hoşlanmaz; ayrıca, “vakit kaybetme” sanatının usta temsilcisi olmuşlardır. “Hoş geldin” diyeceklerine bildiğimiz o kıyameti kopardılar ve bu kadar zaman daha onlar kazandı, toplum kaybetti.
Toplumda bir ideolojinin sonunun geldiğini söylemek, belirli bir anlamda geçerlidir. “Tarihî dinamikleri”nin çalışmaz hale geldiğini söylemiş oluruz. Bununla birlikte, o ideolojiyi benimseyen, onun verdiği doğrultuda hareket eden, onun safında mücadele veren kimse kalmadı demek değildir bu. Öyleleri hep vardır ve daha uzun süre de olacaktır. Zaten şöyle bir çevrenize baktığınızda varolduklarını, hem de bayağı bir kalabalık oluşturduklarını görüyorsunuz. Bağlı olunan ideolojinin toplumda inişe geçmiş olması, bu gibi “mümin militanlar”ın daha büyük bir şevkle, inat ve azimle mücadele etmelerine de yol açar. Saldırganlaşırlar. Bunların hepsini gözlemliyoruz.
Tabii 12 Eylül’ün fiilen yaptıklarını da akıldan çıkarmamak gerekiyor. Toplumda bir şeyleri durdurdu, tıkadı. Böylece, bazı kopukluklar yarattı. Bir yandan da, ne kadar yapay yollarla olursa olsun, birtakım yeni süreçler başlattı; milyonlarca genç insanın beynini yıkadı. Böyle yetişmiş kuşaklar var.
Onun için bu ideolojiyi, onu yaratan koşulları, sonuçlarını, derindeki anlamını daha uzun zaman tartışmamız gerekiyor.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025