Murat BELGE
İskoçya’da “Bağımsız İskoçya” istemeyenlerin oranı yüzde 54 olarak kesinleşti bu referandumda. Çok büyük bir fark olduğu söylenemez. Bence ayrılmayı isteyenlerin oranı bayağı yüksek. On yıl önce, bunun buralara varacağı aklıma gelmezdi.
Bu gibi durumlarda, “bağımsızlık” isteyen bir azınlık mutlaka olur. Ama o azınlığın bir çoğunluğa dönüşmesi, çok zaman, “burjuva” dediğimiz sınıfın alacağı tavra bağlıdır. Burjuvazinin bağımsızlıktan yana olması, başkalarıyla paylaşmak istemeyeceği bir kaynağın bulunmasına --ya da bulunmamasına-- bağlıdır. Böyle bir servet kaynağı varsa, burjuvazi bunun tadını kendi başına çıkarmak ister. O zaman böyle bir girişimde olmazsa olmaz yeri olan, ama eğitimsizlikten, şundan bundan ötürü fazla heyecan göstermeyen kitleyi de mücadeleye sokması gerekir. Bunu, eninde sonunda başarır.
Çok şematize ederek özetliyorum tabii. Bu, dünya tarihinde en sık ve en yaygın gördüğümüz örüntü ve belki bu tip olayların nihaî açıklamasıdır; ama somut duruma, “vaka”ya göre, gerekçeler, motivasyonlar çoğalabilir, çeşitlenebilir. Bir etnik veya dinî azınlık olarak bulunduğun yerde gördüğün muamele, oradan çekip gitmek istemek için yeterli neden olabilir.
İskoçya’da bağımsızlık talebinin gerisinde yatan, uzun-vadeli etken, Kuzey Denizi’nde bulunan petroldü. Bu, yetmişlerin başında önemli bir olguydu diye hatırlıyorum. Norveç o zamandan beri bu kaynağı verimli bir biçimde işletiyor. Birleşik Krallık ise fazla varlık göstermedi (konuşup sorduğum dostlarımdan böyle cevap aldım). Şimdi İskoçya’da gözünü buraya dikmiş bir kesim bulunduğu da bilinen bir şey. Ama bu, başka gerekçe olmadığı anlamına gelmiyor.
Örneğin İskoç halkı sola epey yatkın (İskoç milliyetçiliğinde ve ayrılıkçılığında hep böyle bir “sol damar” olmuştur). İngiltere ise, malûm, ağırlıkla muhafazakâr. Birleşik Krallık içinde kalmak İskoç halkının da sürekli bir muhafazakârlık içinde yaşamaya mahkûm olması gibi bir sonuç getiriyor. Bu da yeterince ciddi bir gerekçe.
Ama daha ciddi olanı İngilizler’in “imparatorluğun sahibi” olarak davranma alışkanlığı. İmparatorluk kendisi kalmamış ama “sahibi” orada! Ayrılık fikrine olumlu bakan İskoç soruyor: “Niçin burada kalayım?” Aldığı cevap bir tuhaf: “Ayrılmak senin için daha kötü olacaktır.”
Bu da sinir bozucu derecede “yukarıdan” bir tavır. Hani böyle çocuklarının büyüdüğünde bir türlü inanamayan ana-babalar vardır: “Koşma! Düşersin!” sendromu. “Niye düşeyim, yahu? Çek elini yakamdan! Çek de, düşüyor muyum, gör!”
Uzaktan izlediğim kadar, İngiliz siyasî seçkinleri, sağı ve solu, bundan daha somut bir şey, bir plan, bir proje, bir hayat tarzı sunmadı İskoçlar’a. O zaman, buna rağmen yüzde 54 iyi bir oran.
Ben her zaman farklılıkların (ne çeşitten olursa olsun) bir arada varolma başarısı göstermesinden yanayımdır. Ama şu içinde bulunduğumuz dönemin karakteri, bütün dünyada, buna hiç de yatkın değil. Onun için İskoç referandumundan bu sonucun çıkmasına çok sevindim.
Birleşik Krallık içinde İskoçya en özerk olanıdır; bağımsız bir varoluşa en yakın olanıdır. Kendi parlamentoları vardır, kendi paralarını basarlar. “Daha ne olsun?” diyebilirsiniz, ama olur, “dahası” da olur bu dünyada. Demokrasinin ucu bucağı yok.
Tabii bizler bu olayı Türkiye’den bakıp seyrediyoruz. O perspektiften bakınca, ayrılıkçı İskoç, “Kalın yahu, böyle iyiydik” diyen İngiliz ya da “Bak, ayrılırsanız başınıza iş gelir,” diyen İngiliz ya da “Gideceklerse gitsinler” diyen İngiliz, hepsi, bizim buralarda pek alışık olmadığımız bir medeniyet gösterdiler. Bunun bir örneğini de Çekoslovakya ayrılırken seyretmiştik. Kansız, kavgasız, “Ayrılalım” dediler, ayrıldılar. Yer yerinden oynamadı. Kimse birbirine girmedi.
İskoçlar çeker giderse bayrak, “Union Jack” ne olacak, diye düşünüyordum. Lacivert üstüne çapraz beyaz haçıyla St. Andrew gidince “Jack” falan kalmayacak! Bayrağın zemini o! Ama bunca yıldır hayatları o kadar iç içe geçmiş ki referandumdan “ayrılalım” sonucu da çıksa, belki bir süre sonra, “Yahu, eskisi daha iyiydi. Haydi gene birleşelim” demeleri bile mümkündü.
Hani, boşanıp yeniden evlenenler olur, onlar gibi.
Neyse, sonuçta iyi oldu, diyorum. Ama sahiden iyi olması için İngiliz muhafazakârlığı da kendine çekidüzen vermeli. Bir şeylerin değişmeden kalması için bir şeylerin de değişmesi gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025