Murat BELGE
Kürtler’in referandum yapmasına en şiddetli tepkiyi veren Türkiye oldu. Tayyip Erdoğan bir süredir rafta bekletilen “aşiret reisi” klişesini de durduğu yerden indirip “Otur oturduğun yerde” diye dünya diplomasisi diliyle ilgili olmayan bir üslûp tutturdu. Ona göre, “aşiret reisi”den devlet başkanı olmuyor; ama bu üslûpla sağa sola laf yetiştirmekle ne olunuyor, bilemiyorum. Bunun da devlet adamlığı ile kabili-i telif olduğu kanısında değilim. Erdoğan Barzani’e çatarken söylediği sözlere –yani Barzani’nin petrolü var, parası var, “al burayı yönet” diye bir yer de vermişler, daha ne sorun çıkarıyor?- kendisi inanıyorsa, dünyayı anlamakta bir hayli handikaplı olmalı. Ama herhalde bu sadece zaptedilemeyen bir retorik coşkusu.
Tayyip Erdoğan’ın ve hükümetin bu referandum karşısında duyduğu derin öfkeye herhangi bir şekilde katılmıyorum. -Bunun nedenini de kim bilir kaç kere yazdım.- Böyle bir referandum olmadan önce de benim tavrım belliydi. Orta Doğu dediğimiz bu karman çorman dünyada Türkler ile Kürtler’in yakın dost olarak hareket etmelerinin hem kendileri için, hem de bu bölge ve dolayısıyla dünya için yararlı olduğunu, olacağını düşünüyorum. Kürt halkıyla dost olmanın Suudi Arabistan yönetimiyle aşna fişne olmaktan daha iyi bir seçenek olduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla siyasi iktidarı özellikle Haziran seçiminin arkasından takındığı tavırla ve izlediği politikayla taban tabana karşıt bir konumdayım. Haziran seçimi sonrasında ne olduğu anlaşılmaz bir “özerklik” ilan edip kent sokaklarında siper kazmak şeklinde tecelli eden bir “Kürt politikası”nı onaylamak mümkün değil; ama buna karşı devletin gösterdiği huşuneti de anlamak bir o kadar zor. “Devlet” gücünü temsil etmekle yükümlü olanların yazdıkları şeyler… Bunları “vatanperver duygular” olarak bağrına basan bir “ulusal kültür”ün… Yeniden hiç girmeyelim bu konulara.
Yani ben “Barış Süreci” günlerindeyim. O gün olduğu gibi bugün de oradayım. Başka bir yere gideceğim de yok.
Onun için “Efendim nerde, ben nerde?” hesabı, referanduma karşı şu tavır kabul edilir, bu tavır yanlıştır gibi bir konuşma mümkün görünmüyor.
Koparılan bu fırtına “orada bir kürt devleti olursa, bizim Kürtler için çekim merkezi haline gelebilir, onun için olmasın” diye bir cümleye indirgenebilir. “Böyle bir şey kimse istemiyor; istemez” diyecek halim de yok. Elbette isteyeceklerdir. Ne var ki bu kopan yaygara karşısında “Yahu bizim burada işimiz yok galiba. Bizim için böyle konuşan kişilerle aramızda ne ortaklık olabilir ki?” diye düşüneceklerin sayısının daha yüksek olacağından şüphem yok.
Cumhurbaşkanı’nın Kürtler üzerinde söyleminin Kürtler’i ne derece taltif edici olduğu meydanda. Ama Türk-Kürt “kardeşliği”ne kendi çapında katkıda bulunmaya çalışan başkaları da var. “Aşiret reisi” edebiyatına Sur’u, Nusaybin’i, Şırnak’ı v.b. yerle bir eden güvenlik güçlerinin arkalarında bıraktıkları edebiyatı ekleyin. Ama bu arada bir Kürt cenazesinin gömülmesi olayında çıkan arbedeyi ve arad kullanılan dili, sarf edilen kelimeleri de hiç unutmayın. Bu ülkede yaşayan bir Kürt’ün, Kürt kökenli herhangi bir kişinin neler hissettiğini, kendini nasıl “kalbi” duygularla Türkiye Cumhuriyeti’ne bağladığını anlarsınız.
Bu siyasi dilin, bu gerginliğin nedenlerinin ne olduğunu, daha doğrusu “Barış Süreci” diye yola çıkmışken buraya – evet, bu noktaya- niçin ve nasıl geldiğimizi sorunca, bunun asıl nedeninin Kürtler’le Kürtler’le ilgili bir etken olmadığı sonucuna varıyorum. AKP Haziran’da bir seçim kaybetti. “Kaybetti” derken, buradaki ölçüler içinde bir şey söylüyorum. Dünyadaki pek çok ülkede büyük bir zafer sayılacak bir sonuç aldı- ama kendi ölçülerine göre geriledi. Bunun üzerine- bana sorarsanız her türlü teamüle aykırı bir biçimde - yeni seçim zorlamasına girdi. Bunu yaparken, her şeyden çok gerilime ihtiyacı vardı. Doğuda siper kazanlar, bu ihtiyacı giderdiler.
Onun için söyleneceği söyledik, söylüyoruz. Yalnız, şu yeni “Kürt politikamız” (buna “politika” denebilirse) aslında “Kürt politikası” değildir. “İktidarda kalma politikası”dır. O tarihte o gerekçelerle bu kanala dökülen politika şimdi Irak’taki referandım karşısında da bu biçimleri alıyor. Ama burada da yalnız Türkiye, Başkaları, aynı nedenle Kürtler’e kızmak ve hakaret etmek gereğini duymuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları












































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025