Murat BELGE
Geçenlerde, Ömer Seyfeddin’in bir kitabına bir önsöz yazmam istendi. Yazdım. Bu münasebetle bir kere daha düşünmüş oldum, Ömer Seyfeddin üstüne. Aslında, şu yıllarda Türkiye’de yaşanan hayat bana pek unutturmuyor Ömer Seyfeddin’i.
Önsözü yazarken de kafamı kurcalayan konulardan biri, buydu, Ömer Seyfeddin’in gösterdiği dayanma gücünün kaynağıydı. Yazar ta 1920’de (epey genç yaşta ) ölmüş. Ama yaşıtları, çağdaşları arasında bugün de en çok okunanlardan biri. Neden?
İşte, birkaç gündür bir şeyler yazdığım (başka birçoklarının da yazdığı) şu Hocalı Mitingi oldu, örneğin. Orada, Ömer Seyfeddin’in ruhu herhalde vardı, yaşasa kendi de olurdu.. Türkiye’nin erken milliyetçilerinden olan Ömer Seyfeddin’in milliyetçi oluş tarzı bugün de devam eden “Türk Milliyetçiliği” üslûbu ile güzelce örtüşüyor, çünkü zaten bu “Türk Milliyetçiliği”ni biçimlendiren etkenlerden biri, bizzat Ömer Seyfeddin.
Ömer Seyfeddin edebiyat ortamına Selanik’te yayımlanan Genç Kalemler dergisiyle girer, orada adını duyurur. O ve az sayıda arkadaşı, dediğim bu milliyetçilik akımının bugün de süregiden rengini vermeyi başarırlar. Epey şaşırtıcı bir başarıdır bu. Ömer Seyfeddin önceleri Türkçe üstüne, dilde sadeleşme üstüne yazdığı yazılarla dikkat çeker. Bunlar pekâlâ akla yakın, ılımlı yazılardır. Yazar kendisi ırkçı olduğu halde, Türkçe üstüne aldığı tutumda, sonraki “Dil Devrimi”nin ırkçılığı ile kıyaslayacak bir şeyi yoktur. Zaten genel olarak Osmanlı kültürüne de böyle düşmanca tavır takınmaz.Eski Kahramanlar’da seçtiği tipler hep Osmanlı’dır. Yeni bir “Orta Asyalı-Türk” mitolojisi yaratmaya girişmez.
Asıl Ömer Seyfeddin, bizim tanıdığımız bu yazar , İtalya’nın Trablus çıkarmasıyla ortaya çıkar. Olayı izleyen sayıda Ömer Seyfeddin’i “makale” ile değil, “Primo” üstüne “hikâye”siyle görürüz. Burada açık bir ırkçılık vardır –Primo’nun geçirdiği değişimin “damarlarındaki asil Türk kanı”ndan başka bir açıklaması yok. “Anti-hümanist”tir (bu, dediğim “Türk milliyetçiliği” kolunun bugün de devam eden belli başlı özelliklerinden biri zaten). “Sosyal-Darwinist” olduğunun belirtilerini de görürüz. Bundan sonra Ömer Seyfeddin’in “düşman”ı “etnik köken” olarak hep değişecek, kimi zaman Bulgar, kimi zaman Ermeni olarak karşımıza çıkacaktır. Ama bu düşmanların karakteri pek fazla değişmeyecektir. Ayrıca, böyle kişilerin ağzından dökülen “Türk nefreti”ni, Ömer Seyfeddin bize, “ Siz de onlar hakkında böyle düşünmelisiniz” diye sunar.
Bu gibi özelliklere baktığım zaman, Ömer Seyfeddin’in bu “ideolojik” düzeyde, kendinden bunca yıl sonraki kuşaklarla diyalogunu sürdürmesi, onun başarısından çok, Türkiye’nin daha medeni bir milliyetçilik söylemi kuramamasının sonucu gibi görünüyor. Aynı şekilde bir fiziksel-askerî güç tapınması, Türk’ten başkasını sevmek günah olduğu için anti-hümanizm, onun yanısıra demokrasi, hoşgörü gibi, “kökü dışarıda” sayılan her türlü düşünceden nefret, mutlak bir haklılık ve üstünlük inancı, ayrıca, nesnel gerçeklik istenildiği gibi akmadığı için ona, nesnel gerçekliğe (ve öyle olduğunu söyleyenlere) öfke ve nefret.
Ömer Seyfeddin’in bütün hikâyeleri bunlarla dolu değil. Özellikle böyle olmayanları okuduğunuzda, usta bir “anlatıcı” olduğunu da görebiliyoruz. Kalıcı bir yazar oluşunda elbette bu “ustalığın” da bir payı var. Ama bu bir edebiyat yazısı olmadığına göre, şimdi o konulara girmeyelim.
Türkiye’de, edebiyat öğretiminde, Ömer Seyfeddin “kanon”un gediklilerinden biriydi, benim çocukluğumda. Bunun değişmiş olabileceğini hiç sanmıyorum. “Okutulmasın” falan demiyorum tabii. Ama okurken “eleştirel” bakabilme yeteneğini geliştirecek herhangi bir şey yapılıyor mudur? Eleştirel yetenek geliştirme hangi konuda yapılıyor ki burada yapılsın?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025