Mustafa Karaalioğlu
Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin ortaya çıkan her detay ve her yeni bilgi yaşanan şeyin cinayetten öteye vahşet olduğunu gösteriyor. Hayal edilmesi çok zor ve bu yüzden planlanması akıl almaz bir vahşi cinayet…
Son olarak Suudi Arabistan Başsavcılığı’nın yaptığı açıklama da bu unutulmaz cinayetin kamuoyunca bilinen hikayesini teyid ediyor. Veya etmek zorunda kalıyor.
Ne var ki olayın kriminal bilgileri Suudi Arabistan devletinin bir vatandaşını, kendisini en güvenli hissedeceği yerde katletmesini izah etmiyor. Cinayet için İstanbul’un hangi cüretle tercih edildiğini de anlatmıyor. Suudi Başsavcı’nın olayın ilk emir verici olduğu yönünde güçlü şüphelerin odağında olan Veliaht Prens’i koruyacak bir silsileyle açıkladığı bilgiler bu yüzden gerçeğin ortaya çıkması açısından işe yaramıyor. Hasılı, baştan beri olayı örtbas etmek ve küçümsemek yolunda yeni bir girişimin olmaktan gayrı başka bir anlam ifade etmiyor.
Kaşıkçı’nın konsolosluğa geldiği gün ve saatte Arabistan’dan 15 kişilik bir heyetin geldiği gerçeği ortadayken ve onların cinayeti gerçekleştirip, delilleri yok ettikleri bilinirken bunun bir kaza yahut da en yukarıdan emir alınmadan yapıldığını söylemek örtbastır.
***
Gelgelelim bundan sonra ne olacağına…
Türkiye’nin bu saatten sonra adli soruşturma adına yapacakları sınırlıdır ve hatta uluslararası hukuk açısından yapacak birşeyi de kalmamıştır. Suudi hükümeti olaya karışanları yargılamak için iade etmez, edemez de…
Öte yandan Suudilerin yapacağı da belli olmuştur. Cinayet takımından seçecekleri isimleri cezalandıracaklar ve bunu da dünyaya bir duyarlılık olarak sunacaklar. Yani, meselenin Suudi Arabistan kısmında yapılacaklar da belli oldu.
Şu halde;
1-) İnfaz emrini veren otorite hala karanlıkta kalıyor. Bu ismin ortaya çıkması için bir soruşturma imkanı kalmıyor. Ki, Suudi başsavcı bunun Velihat Prens olmadığını açıklayarak o bahsi kapattı. Başka türlüsünü söyleyebilir miydi? Elbette hayır.
2-) Olay yeri olarak İstanbul’un seçilmesinin siyasi ve diplomatik maliyeti de ortada kalıyor. Türkiye için onur kırıcı olan bu durumun bir bedeli ödenmiyor. Görüldüğü gibi iki ülke ilişkileri gayet sağlıklı bir şekilde devam ediyor. ABD’nin vakaya yönelik dikkati iyice azaldığı için Türkiye bir parça da yalnız kalmış durumda; bunu da ekleyelim.
Kaşıkçı cinayetinin nihai kararını Suudi devleti vermemeli. Bunu temin etmenin yolu var bu da baştan beri söylediğimiz gibi uluslararası bir komisyon kurulmasından geçiyor. Nitekim, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu da bu seçeneği dile getirdi.
Komisyonu kurmak için bir öncü girişim gerekiyor ve bu görev de vak’a yeri olan Türkiye’ye düşüyor. Dünyayı cinayete ilişkin detaylarla bilgilendiren ve sürece en çok hakim ülke olarak Türkiye komisyon kurulması için hareket geçmelidir. Böylelikle hem eylemin amacı, hem failleri ve hem de emri veren isim ortaya çıkartılabilir. Ciddi bir çalışma sayesinde cinayet yapanın da yaptıran da yanına kar kalmaz. Böylelikle, dünyanın Kaşıkçı’ya karşı ahlaki borcu ödenmiş olacağı gibi, Türkiye de onurunu hedef alan bu eyleme gereken cevabı vermiş olur.
Umarız, karanlık kapılar altında ilenen bu vahşi cinayet geçiştirilerek ve örtbas edilerek karanlığa terkedilmez.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025