Mustafa Karaalioğlu
İşler yolunda giderken mükemmel, hatta dahiyane görünen siyaset tarzı kriz zamanlarında çaresizleşebiliyor. Siyasi akıl eseri olduğu varsayılan hamlelerin birdenbire sıradanlaştığı ve küçümsenen rakiplere altın tepsi içinde sunulan avantajlara dönüştüğü görülüyor. 2019 yerel seçimleri öncesinde CHP’nin oyun planını bozamayan; bir hışımla bozmaya çalışırken ona destek veren siyasi dil ve tavır bunun göstergesiydi. Devamında, benzersiz bir siyasi hatayla İstanbul seçimlerini iptal ettirerek Haziran’da yaşanan yenilgi tablosuna mahkum olmak da kriz zamanlarında siyasi hamle yapabilme kapasitesi üzerinde büyük bir soru işareti yarattı. “Hiçbir şey olmasa da kesin bir şey oldu” vecizesi bu çaresizliğin sloganı oldu. Sözün sahibi aslında, o güne kadar hayranlık duyulan siyasi akla güvenerek, seçimin sonucunun mutlaka AK Parti lehine değişebileceği garantisini umut ediyordu. Mutlaka bir şey olmalıydı! Heyhat, bir şey olmadı, sonuç değişmedi, hatta daha kötüsü oldu…
AK Parti, 17 senedir art arda seçim başarılarıyla bilek bükerek geldiği 2019 Mart yerel seçimlerine kadar siyasi hamlelerindeki becerisi tartışılmaz bir siyasi hareketti. Seçimin hemen ardından da parti olarak hem de bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimde verilen mesajı alacağı ve dilde, üslupta, politikada değişime gideceği düşünülüyordu. Bu da olmadı ve Cumhurbaşkanı kendisini zirvede tutan iş yapma biçimine ve politik üsluba sadakatten vazgeçmedi. Mart seçimini iptal etmekle benzeşen kararları almaya devam etti. Erdoğan ve AK Parti ve de sahip oldukları iktidar, belediyelerde CHP’ye iş yaptırmamak adına bütün imkanları seferber etti, etmeye devam ediyor. İktidardaki AK Parti, yerelde iktidar olan CHP’nin muhalefeti olarak eşzamanlı ikinci bir mesaiyi sürdürüyor. Özellikle de siyasi ve icrai öneminden dolayı İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik engelleyici hamleler bitmiyor.
Ne var ki bu iyi bir fikir değildir ve uyguladıkları politika iyi gitmemektedir.
Muktedir, güçlü, her şeyi bilen ve siyaseten akıl dolu olduğu varsayılan iktidarın yerel seçimlerdeki kayıp karşısında düştüğü durum ve bununla baş edebilmek için kullanmayı denediği yöntemler, kendisine atfedilen bu özelliklerle uyuşmuyor. İktidarın İmamoğlu ile imtihanı AK Parti’nin ve Erdoğan’ın siyasal becerisini sorgulatacak boyutta başarısız gelişiyor.
Son hamle bilindiği gibi belediyelerin borç yapılandırma ve kamuya olan diğer borçları için genel bütçe gelirlerinden aldıkları payların kesinti oranlarını yükseltilmesidir. Böylelikle, vergi gelirlerinde yüzde 40 kesinti yapılan belediyeler için ilave yüzde 10, yüzde 25 kesinti yapılan belediyeler için ilave yüzde 25 kesinti uygulanacak. Bugüne kadar hiç akla gelmeyen bu karardan en çok etkilenecek gayet tabii ki CHP’li büyükşehir belediyeleri olacak.
Baştan beri, belediyenin ulaşımla ilgili karar yetkilerinden üreteceği ekmeğe, salgın için yardım toplamaktan Galata kulesini almaya, bağlı tesisleri ilçelere aktarmaktan Büyükşehir’in otopark yetkilerine kadar akla gelen her hamleyi yapmaktan geri durmayan iktidar böyle yöntemlerle CHP’yi yerelde başarısız kılmayı hedefliyor ama işe yaramaz.
Nasıl yıkıcı, engelleyici muhalefet senelerce muhalefetin işine yaramamış ve AK Parti’yi büyütmüşse şimdi de CHP’yi büyütür. İktidar gücünü kullanarak baskı yapmak, engellemek, kısıtlamak ve belediyelerin elini kolunu bağlamak fayda sağlamaz. İktidar rekabet yapar, muhalefet yapmaz; kural dinlemeyip illa yapacaksa da böyle muhalefet olmaz. Millete ulaşacak hizmete mani olan siyasetten yapana fayda çıkmaz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
20.12.2025
13.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
27.11.2025
24.11.2025
22.11.2025
17.11.2025
15.11.2025