Namık ÇINAR
Kimse beni, dünyanın eğlencesi olup da küçük düşüremez.
El âlemin müstehzi bakışları altında gülünçleşerek utandıramaz.
Saçmalama yolunu seçecek adam gider evinde oturur; bunu bana değil, nazını çekenlere, ona katlananlara yapar.
Devletin tepesine yerleşmiş kimselerin abuk sabuk konuşma hak ve özgürlükleri yoktur.
Onlar sadece kendilerini ve seçmenlerini temsil etmezler; beni de ederler.
İstemediğim hâlde, sayıca azınlıkta kaldığım için siyasal irademin geçersizliğine katlanmamın bir karşılığı olarak, hiç değilse onlardan bir vakar beklemek hakkım olsa gerektir.
Hiç kimse, benim de üyesi olduğum bu toplumun başını öne eğdirecek tasarruflarda bulunamaz.
İnsan içine çıkabileceğim gibi davranmak zorundadırlar.
Orada oturmanın bedeli vardır.
Orası hafiflik kaldırmaz.
Orası hafifliğin ağırlaşıp da çökme yaptığı tek yerdir.
Evlilik bile insanın yaşını büyülterek sorumluluk yüklerken, koskoca topluma iktidar olmak bunu yapamıyorsa, o şahıslarda sorun var demektir.
Bunun için siyaset, tababet ve hukuk harekete geçmelidir.
Ama toplumsal bilinç yeterli düzeyde değilse, bunu sağlamak da kolay değildir.
Bugün dünyada AB üyesi bir ülkede yaşıyor olmak, o statüye mazhar olabilmiş insanlara bir ödül iken; iktidar mührünü bu yola gayret edeceklere değil de, ülkesini 1400 senedir bitmek bilmeyen Arap iktidar kavgalarının içine sürüklemeye kalkanlara vermeye devam etmek, tam anlamıyla bir bilinç yoksunluğudur.
Bugünün insanlarının kendi ana-babalarının mezarlarında ayrık otları biterken, on beş asır öncesinin Kerbelâ’sında olup bitenler için sırtlarını zincirlerle dövmesi...
yahut, Kudüs’te Yahudi kralının sarayını daha o tarihlerde yıkıp üzerine cami yapanAraplarla...
şimdi o caminin temeli olan Ağlama Duvarı önünde sallana sallana kahır dökerek hınçlarını bileyen Yahudilerin...
birbirlerini bir kaşık suda boğacakları bin küsur yıllık fanatikliklerine aldırmayıp birinden birine taraf olunması...
aklın alacağı şey midir?
Siz becerip de nasıl ayırtına varıyorsunuz bilmiyorum ama ben evden dışarıya çıktığımda; sokaklarda, caddelerde, çarşılarda, meydanlarda...
ne Türk, ne Kürt, ne Arnavut, ne Çerkez, ne Boşnak, ne Ermeni...
yalnızca insanlar görüyorum.
Yiyip içtikleriyle, giyim kuşamlarıyla yoksul insanlar.
Zenginlere zaten rastlamıyorum.
Ben sokağa çıktığımda...
Alevileri, aşure yemelerinden...
Kürtleri, lahmacunu iki ısırıkta götürmelerinden...
Sünnileri, güllaca kaşık sallamalarından...
Kemalistleri de, kemalpaşa tatlısını lüpletmelerinden anlamıyorum.
Ben onların değil, onları yönetenlerin kim olduklarına bakıyorum.
Dört çocuğunun dördünü de İmam- Hatip’te okuttuğuyla övünerek, halka sadece dinsel eğitimi dayatan bir açmazla yüz yüze olduğumuzun tehlikesini göstermeye çalışıyorum.
Sizleri, sırf aynı dindeniz diye, yıkılmış, yok olmuş, kaynakları tükenmiş Suriye’nin, Filistin’in,Mısır’ın sorunlarına ortak etmeye uğraşan bir gaflete karşı uyanık olmaya çağırıyorum.
Kendisi dahi yüzme bilmeyen birinin, suya atlayıp boğulmakta olan bir başkasını kurtarmaya kalkmasının nasıl sonuçlanacağını düşünmeye davet ediyorum.
Eğer Danimarkalılar, Hollandalılar, İsviçreliler, Norveçliler gibi refah içinde yaşamak istiyorsanız, size yapılan Pakistan, İran, Suriye veya Mısırlılar gibi davranma önerilerini reddetmelisiniz.
“İslâm’ın tebliği” ile “fütuhat” aynı şeylerdir.
Bu toprakların kana bulanması maceralarına da izin vermeyiniz.
Devletin bu kadar yüceltilmesinden de korkunuz. Devleti bilen, onunla tasmasız dolaşmaz.
Sadaka kültürü toplumculuğuna kanmaktan da vazgeçin artık.
“Sermaye birikimi sömürüsü” kabakulak hastalığı gibidir. Çocukluğunda geçirmediysen, önlemlerini almadığın takdirde yetmişinde geçirir, çilesini bugün çekersin.
Uzun lâfın kısası, Erdoğan ve ekibinin bir “afat” olduğunu anlamanın vakti geldi de geçiyor, bilesiniz.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016