Namık ÇINAR
İyi de, yarın yapacak “güncel” denen bir şeyler de yok mu?
Geçen yazımda toplumların uzun soluklu değişimlerle yol aldıklarını söylemiş olmam, kollarımızı kavuşturup kaderimizin tecellisini oluruna bırakmamızı gerektirmiyor.
O değişimler ki, göz, gez ve arpacıktan geçen nişan hattındaki bir “çıt”lık nüansın uzaktaki hedefte metrelerce sapmaya yol açmasındaki gibi, zaten son toplamda bizim bu küçük küçük, yeni yeni biçimlere bürünmelerimizle başkalaşarak ilerliyor.
Demem şu ki, gerek CHP ve MHP’deki, gerekse HDP’deki çelişkili durumları öne çıkarmanın şimdi sırası değil!
Çünkü özellikle HDP’yi derinliğine eleştirip de, seçim barajının altında kalmasını istemiyorum.
Zira önümüzdeki en büyük ve en önemli tehlikenin AKP’nin yeniden kazanması olduğuna inanıyorum.
O yüzden, Erdoğan’ın süngüsünü düşürecek ne lâzımsa o yapılmalıdır, diye düşünüyorum.
Öyle bir belâ ile karşı karşıyayız ki, ne romanı yazıldı, ne tiyatrosu yapıldı, ne parodilerine gülündü.
Hicvedilemedi, dalgası geçilemedi.
Buna rağmen birkaç karikatürü çizildi diye, yazarlar çizerler zindanlara atıldı.
Bu bile onun ne ölçüde bir despot olduğunu göstermeye yetiyor.
Daha ilerilere varamadan, bu toplum o despottan bir an önce kurtulmalı ki, yeniden umut varolabilsin.
Üç beş ayda yüzde otuz beşlik bir devalüasyona sebep oldu, ama onun umurunda bile olmadı.
Bunun ders alacağı falan da yok.
Sadece kırıp döküyor; halayıkları arkası sıra temizlemeye çalışıyor.
Burnundan hiç kıl aldırmadı.
Hepimize saygısızlık etmesi, sanki “hukuku mukaddese-i Padişahi” haklarından sayılır gibiydi.
CHP, HDP ve henüz açıklanmamış olmakla beraber muhtemeldir ki MHP’nin seçim bildirgelerindeki cıvataları gevşetmelerinden yayılan dinamizm duygusu, köklü çözüm önerileri olmaktan ziyade, toplumun nasıl bir sıkıştırılmışlık ablukasına alındığını derin bir “oh”la karşıladığının yansıması olarak anlaşılmalıdır.
O kadar ki, bu seçim, “nasıl çözeriz”den çok “nasıl kurtuluruz”un öne çıktığı bir seçim görünümündedir.
AKP olmasın da ne olursa olsun noktasına gelmiş bir milletin bıkkınlık seviyesini taşım taşım taşırmış olanların demokrasi içinde kalınarak tasfiyesine imkân veren o sandık, akıllıca değerlendirilmelidir.
Zira yaptıkları hukuksuzlukların ve işledikleri akıl almaz cürümlerin bal gibi ayırtında olarak, kendilerini o koltuklardan edecek yönde çağıldamaya başladığı görülen iktidar çavlanının yatağını dahi değiştirmeye cüretten kaçınmayacak tıynetteki kişilikleriyle, seçim hileleri konusunda da çevirmeyecekleri dolap yoktur.
O yüzden tüm muhalif partiler, gerek şu kırk beş günlük süreci, gerekse sandıkların açılıp sayılacağı ve sonuçlar resmiyet kesp edene kadar seçim gecesini kazasız belâsız atlatmak hususunda kriz masaları oluşturarak, yardımlaşma, bilgi paylaşma ve işbirliği içinde olmalıdırlar.
Bu sorun, seçimin kendisi kadar önemlidir.
Yoksa her türlü katakullide uzmanlaştıklarını defalarca kanıtlamışlardır.
Demek ki anlattığım nedenlerle, dileyenlerin HDP’yi desteklemesinde bir beis görmüyorum.
Lâkin, bu defa da Kürtlerin denediği bir AKP takiye yöntemi olan, “biz artık Türkiye partisi olduk” filan diyerek bizleri aptal yerine koymaya kalktıklarını bile bile.
Yarın barajı aştıklarında, bu seçimden daha da güçlenmiş olarak çıkacakları için, iktidardan düşmemek uğruna her türlü ödünü vermeye hazır ve nazır bir AKP-HDP koalisyonunu kaçırmayacaklarını da bile bile.
Kürt hareketine Demirtaşların değil, Öcalan ve Kandil’in egemen olduğunu da bile bile.
Kürt sorununu Türk’e karşı silahlı bir itiraz olarak sürdürmekten vazgeçerek, hiç değilse bundan sonrasını Türk’le beraber hem merkeze ama hem de Öcalan ve Kandil’e yönelik tepkisel bir işbirliğiyle kotaracak yerde, AB ölçeğinde tasarlanmış ademimerkeziyetçi niyetlerle yakından uzaktan ilgisi olmayan bir amacın, sadece Ortadoğu ayrılıkçılığından ibaret kaldığını da bile bile.
twitter@cinarnamik
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kendi ayak izlerini görmek, boşuna heveslenmektir
11.05.2022 - Emperyalizm
24.03.2022 - Hoparlörden ezan ve linç
6.02.2016 - Bugün için artık yapacak tek şey var
30.05.2016 - Darbe plânları yasal mevzuata uygundur!
24.05.2016 - Liberalizm, demokrasinin öteki adıdır!
13.05.2016 - Ne durumdayız?
10.05.2016 - Kut’ül Amare kahramanı (!) aslanlar aslanı Engin Ardıç
8.02.2016 - Kut’ül Amare yahut en son yoksul kandırma numarası
3.02.2016 - Demokrasi mi, askerî veya dinî faşizm mi?
29.04.2016
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
mehdi AVİS
Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeye ilahi bir lütuf Nasıl hizmet türkiye ve dünyaya ilahi lütuf ise;Ama ALLAH rızası(c.c) için Erdoğanı dışta ve içte değerli yalnızlığa iten ve hergün biraz daha başarı kazanan ERDOĞANCILAR kimlerdir.Onları deşifre etmek için uğraşalım