Namık ÇINAR
Nihayet iki gün önce gittim de, ifade verdim mahkemede.
Hakkında “yakalama kararı” çıkarılmış biriydim, daha düne kadar.
Seneler öncesinin bir faşisti, siyasal rüzgârların yeniden kendilerinden yana estiğini görünce, bir yazımdan ötürü bir başka vilâyette dava açarak benden şikâyetçi olmuş; koskoca gazetenin binasını bulamayan Türk yargısı da beni kaçak ilân etmişti.
Dosya bilgilerimin UYAP’a düşmesi ve yargılanma yerimin açıklık kazanması için ne uğraş verdim, bilemezsiniz.
O belli olmadan gidemezdim.
Haksızlığa gelemeyen bir tabiatım var. Derdimi anlatana kadar bana yapılacaklara tahammül edemez; suçsuzken suçlu konumuna düşerdim.
Belli olunca da, sabahın köründe koca Adliye Sarayı’nı ilk ben açtım o gün.
Buna rağmen, duruşma tutanağını yazan kâtip, “yakalanarak mevcutlu olarak huzura alındı” demeyi ihmal etmemiş, gene de.
Büyük olasılıkla bir şey çıkmayacaktı elbet. Ama öyle olsa bile, dürüst bir hâkime ihtiyaç duyacağımız günlerden geçmiyor muyuz hepimiz?
Evet, yargılanmam sürecek! Lâkin artık yakalanması istenen biri olmaktan çıkmıştım, hiç değilse.
Türkiye’de akıl almaz suçlar işlenirken, kimlerin peşine ne sebeple düşüldüğünü görmek çok acı!
Bizim gazetenin avukatı da meğer istifa etmiş.
Demek artık herkes kendi başının çaresine bakacak. Allah’tan birkaç eş dost var da, parasız marasız ilgilendiler benle, sağ olsunlar.
Oysa ruhunu satmış nice şerefsiz, neler dememişlerdi bizim için.
Birilerinin adamı olsam, bu durumlara düşer miydim hiç?
Değerli okurlarım!
Beğenirsiniz beğenmezsiniz, ayrı konu.
Ama bilesiniz ki, yazılarımın her satırını tüm ruhum ve kalbimle yazarım hep ben.
Çoğu sözcüklerim, boncuk boncuk gözyaşlarımla yıkanmıştır benim.
Bu ülkede işlenen alçaklıkları, artık kaldırmıyor yüreğim.
Gözlerim doluyor yazarken.
Kelimeler boğazımda düğümleniyor.
İsyan ediyorum, Allah’a ve her şeye!
En çok da bu halka isyan ediyorum.
Çünkü onları seviyor ve kurtulmalarını istiyorum.
Böyle ilkel, böyle köle gibi, böyle hak etmedikleri bir hayatı yaşamalarına katlanamıyorum.
Onlarsa, çoğu zaman cahillikleri ve küçük hesapçılıklarıyla, ya kendi yarattıkları bir zorbadan medet umuyorlar, ya da küçük bir getiriye tav oluyorlar.
Değmez be gülüm, değmez be kirvem!
İster kallavi bir “t-bone steak” ye, ister içine ot tıkılmış gözleme; her yediğin üç beş saate kalmıyor, hep o bildik dışkıya dönüşüyor.
Toprağa düşende “semiz bir kralla çelimsiz bir dilenci, sadece başka başka iki tabak yemektirler, kurtlar için” demez mi zaten Hamlet de?
Silkinip kendine gelsen, sömüremeyecekler seni.
Son tahlilde, sokak isimleri Türkçe mi, yoksa Kürtçe mi olsun diye trajikomik bir şekilde evlatlarınızı birbirine boğazlatacağınıza; bari bırak, onlar adam gibi yaşasın!
Bunun için âlim olman da gerekmiyor; arifliğin yetiyor.
“Madem güzellikle başkan yapmadınız, biz de o zaman bir o taraftan… bir bu taraftan…” dercesine yaşatılanlar, 12 Eylül’den hiç mi bir şeyler çağrıştırmıyor sana halâ?
İngiltere Başbakanı David Cameron’un, üstelik VİP’e bile tevessül etmeyerek, nasıl olur da tek başına ve herkes gibi tarifeli bir uçakla seyahat ettiğini algıladığın gün, senin devriminin de başladığı gün sayılacaktır.
Çünkü cüce tanrıların, helâya bile beş bin kişilik koruma ordusuyla gidebileceklerine alıştırmışlar seni.
Bürokrasinin tepesindeki konformist karakterli kocabaşlara da bel bağlama!
Onlar sadece çıkarcıdırlar.
Onlar,
Senin cebinden sübvanse edilerek işletilen,
hangi ordu kampında,
ya da hâkim veya polisevinde,
yahut hangi tatil beldesinin bakanlık mahfilinde,
bu sene de bakalım oradan ötekine acaba kaç tane rezervasyon kapacaklarının hesabı içindedirler.
Kurtul bu madrabazlıklardan;
sıyrıl artık, bu hırsız, bu ahlâksız, bu çakal sürüsü düzene karşı tüm aymazlıklarından!
Ne gün bitecek;
ne gün akıllanacaksın, bilmem ki?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016