Nuray MERT
Darbe girişimini ‘kim/kimler planladı, azmettirdi, yaptı, yapamadı’ meselesi halen büyük ölçüde gizemini koruyor, izleyip göreceğiz. Tüm olanların aydınlatılması kuşkusuz çok önemli, ama çok kısa vadede imkânsız gibi görünüyor. Şu anda, yapabileceğimiz en faydalı iş, iktidar ve muhalefet çevresinden aklı başında herkesin ifade ettiği gibi, bu felaketin demokratikleşme yönünde bir imkâna dönüştürülmesi. Böylesi bir ortama katkı sunan her çaba değerli, ters yönde her çaba ise ülkemiz ve toplumsal barış umudu açısından son derece tehlikeli.
Gülen grubu meselesi, bu girişimden önce de merkezi bir tartışma konusuydu, bundan sonra da tartışılmaya devam edecek. En doğrusu bu tartışmayı sadece bu gruba veya melanete odaklayarak işin içinden çıkmak yerine, tüm siyasal tarihe, sisteme teşmil ederek, genel bir sorgulamaya dönüştürmek, bu istikamette yol almak. Unutmayalım ki, Gülen Hareketi denilen yapı Mars’tan gelenlerin değil, bu ülkede yaşayanların oluşturduğu, bu sistemin bir ürettiği bir sonuç, nerden baksanız “bir Türkiye masalı”. Demokratik siyaset, bu yönde kurumsallaşma, hukuk devleti, kuvvetler ayrımı, yargı bağımsızlığı, liyakat sistemi zaaflarının besleyip büyüttüğü bir sonuç; tüm mesele ise bu zaafları bertaraf edecek bir süreci güçlendirebilmek.
Bu koşullar altında, hâlâ gerilimleri körüklemek, otoriter siyasetin pekişmesi yönünde tutum takınmak, bu ülkenin sonunu getirir, bu açıdan herkesin aklını başına almasında fayda var. Bu arada, Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin takındığı ve takınacağı tutum da çok önemli. Halihazırda, Batı basını bu açıdan son derece kötü bir sınav veriyor, Türkiye’de demokratikleşme imkânını desteklemek yerine, ateşe körükle gitmeye devam ediyor.
Son gelişmeler üzerine yazılanlar arasında, Türkiye’de darbe girişimine topyekûn karşı çıkıldığı, muhalefetin bu noktada sivil iktidarın yanında yer almak gibi çok önemli bir tutum takındığına dair tek cümle ile bahseden yok. Bu olayın Türkiye’nin daha da otoriter bir noktaya savrulmasından kaygı duymak için çok neden var. Bu kaygıyı bu ülkede yaşayan pek çok insan paylaşıyor, ancak mevcut durumda gidişatın bu istikamette olmadığı teslim etmek lazım. Oysa Batı basınında hâlâ Türkiye, iktidar ve onun lideri Erdoğan’dan ibaret resmediliyor, bu resim etrafında karanlık bir tablo çiziliyor, Türkiye’de demokrasiye sahip çıkan, bu noktada uzlaşma oluşturan dinamik görmezden geliniyor, Oryantalist bir üstten bakış öne çıkıyor. Dahası, Batı basını hâlâ sadece “Erdoğan’sız Türkiye” saplantısı ile hareket ediyor gibi görünüyor.
Darbe girişimi çerçevesinde, bazıların ileri sürdüğü gibi, Batı ülkelerinde bazı çevrelerin Türkiye’ye müdahale etmek için karanlık işlere tevessül edip etmediğini bilemiyoruz, ama daha önce, başka ülkelerde, “demokrasi getirmek” adına açıkça giriştikleri müdahalelerin o ülkeleri ne hale getirdiğini biliyoruz. Cumhurbaşkanı, bir Alman TV kanalına verdiği röportajda “Ben kral değilim” ifadesini kullandı, doğrusu da Cumhurbaşkanı’nın kral gibi davranmaktan imtina etmesi. Diğer bir doğru ise, içerde ve dışarda, toplumun büyük kesiminin demokratik desteğine sahip olmasına rağmen hâlâ “Erdoğan’sız Türkiye” arayışında olmanın demokratik anlayıştan uzak olduğu. Bunu, şimdi söylemiyorum, aynı şeyi 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra da söylemiştim. Erdoğan’ı “Başyücelik Devletinin mihrak şahisiyeti” olarak tasavvur eden ve gidişatı bu istimate çevirmeye çalışanlar da, Erdoğan’sız Türkiye adına her yola aklı yatanlar da bu ülkenin geleceğini tehlikeye attıklarının farkında değiller.
Bu noktada bir kez daha, “cadı avı” meselesine dönmekte fayda var; başımıza gelen bu felaketi cadı avına çevirecek işlerden uzak durmak, kişisel intikam hırslarının öne almasından sakınmak lazım. Gülen grubunun iktidar partisi ile kurduğu geçmiş ittifak bir yana, bari kişisel planda yakın geçmişte Gülen grubunun düzenlediği turlar ile dünyayı gezenler, eşi dostu bu turlara yazdıranlar, Gülen ile görüşmeye davet edilmedi diye karalar bağlayanlar, Gülen destekli burslar ile ABD’ye akademik ziyaret yapan iktidar destekçileri biraz kenarda durup ateşe körükle girmeseler diyorum.
Son olarak, Gülen grubuna yakın gazetecilerin gözaltına alınması, kabul edilebilir bir iş değil. Bunların arasında eski hocam Hilmi Yavuz, tüm fikri ayrılıklarımıza rağmen dostluğumu sürdürdüğüm, 28 Şubat darbesine karşı mücadelesine çok değer verdiğim Nazlı Ilıcak da var. Kim gönül rahatlığı ile bu ve diğer pek çok ismin darbeci olduğuna inanabilir? İfade vermeye çağrılmak, hukuk önünde sorgulanmak başka şey, neden gözaltı işkencesi?
Aynı şey, adı sanı bilinmeyen pek çokları için de geçerli. Diğer taraftan, nedir “hainler mezarlığı” icadı, dinde, insanlıkta yeri olabilir mi? Böylesi bir gidiş bizi toplumsal barış hedefinden uzağa düşürür, anlaması bu kadar zor mu?
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023