Oktay Cansın EMİRAL
ABD’de 5 Kasım 2024 Salı günü yapılması beklenen başkanlık seçimlerine yaklaşıldıkça politik arenadaki aktörlerin aktiviteleri sertleşiyor. Geçen haftalarda başkan Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’a düzenlenen komplo neticesinde ABD tüm dünyanın gözü önünde zor bir sınav atlattı. Hunter Biden’a ait olduğu iddia edilen görüntüler ve notlar ABD’de tüm toplumsal kurumlarda panik yaşanmasına sebep oldu. Yaşanan paniğin sebebi ekonomik kaygılar ve özgürlüklerin yitirilmesi kaygılarından çok farklı olan, ancak onlardan daha önemli bir etkendi. Hunter Biden’a yapılan komplodan sonra ABD toplumu adeta ‘kırık ok’ durumu yaşadı.
Dünya genelinde milyarlarca sinema tutkununun sinema filmi aracılığıyla tanıştığı ‘kırık ok’ kavramı kaybolan bir kitle imha bombasının arandığını ve bulunması için tüm kurumların başka herhangi bir işle ilgilenmeyerek söz konusu bombanın bulunması için çalışması gerektiğini anlatan bir seferberlik durumudur. Hunter Komplosu neticesinde toplum içerisinde yaşanan panik ‘kırık ok’ durumunda yaşanan panikten yüzlerce kat şiddetliydi; çünkü toplumun beklentisi Hunter Biden’a ait olduğu iddia edilen dijital verilerin yayınlanmasının ardından Joe Biden’ın istifasıydı ve bu durum acı hatta acımasız bir gerçeği anlamalarına sebep oldu. Bahsettiğim acımasız gerçek ekonomik, teknik, sanatsal yönlerde başta olmak üzere birçok toplumsal kurumunun gelişmişliği açısından dünya lideri olan ABD’yi yönetebilecek beceri ve kabiliyette başka bir siyasi lider bulunmadığı ve bulunamayacağı gerçeğinden başka bir şey değildi. Söz konusu şiddetli panik durumunu yaratanın Joe Biden’ın istifasından sonra benzin fiyatlarının daha da artması veya enflasyonun daha da yükselebileceği kaygılarının olmadığı çok açıktı. Toplumdaki şiddetli paniğin esas nedeni Joe Biden’ın istifasından sonra yaşanılacak ‘psikolojik sefalet’ (Sigmund Freud’un bilimsel tabiri) durumuydu.
Dünyadaki tüm insanların ret edemeyeceği açık seçik ortada olan bir durum var ki bu, ABD’nin birçok açıdan çok çok açık farkla diğer tüm devletlerin önünde olduğu gerçeğidir. Devletler arasında amansız yarış ve mücadele olduğu varsayımına katılmıyor olsam bile ABD’nin gelişmişliğini başka bir şekilde böyle net anlatamayacağımı bildiğim için bu jargonu kullandığımı ifade etmem gerekiyor. Bu jargon dünyaya Carl Schmidt isimli siyaset filozofundan miras kaldı. Schmidt’in saçmalıkları gibi bariz bir dil oyunu olan ve hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan birçok safsata düşüncenin bazı toplumsal durumların ifade edilememesi ve anlaşılamaması sebebiyle 19. Yüzyılda bilimsel alanlarda yer edinebilmiş olduğunu iki yüzyıl sonra ancak anlayabiliyoruz. Bir toplumun veya devletin diğer toplumlara yada devletlere güç gösterisinde bulunabilmesi için tasarlanmış bir düşünce demetini siyasi doktrin olarak kabul eden entellektüellerin ahlaki açıdan kendilerini sorgulaması gerektiği bir çağda yaşıyoruz. Bence başka toplumlara güç gösterisinde bulunan toplumların durumu deliliğini paylaşarak yardım arayan bir ruh hastasının durumundan farklı değildir. Havalarda uçuşan füzeler, atom bombası denemeleri, ölüm makinalarının kabiliyetlerini anlatan reklamlar ve bunlara benzeyen tüm eylemleri gerçekleştiren devletlerin bu günkü liderleri çok kısa bir zaman sonunda yeni yetişen genç neslin tek uğraşısı olacak ve utançlarından toplum içerisine bile çıkamayacaklar. İnsanlar ve hatta kendi aile fertleri bile onlara isimleri ile değil katil, zalim gibi aşağılayıcı sıfatlarla hitap edecekler; çünkü her şartta açık ve net görülen, bilincin egemenliğini kabul ettirdiği uyanış çağı içerisindeyiz. Yeni insanlık nesli maalesef ki bir önceki kuşağı yargılayacak ve mahkum edecek; çünkü onlara yaşanacak bir dünya vaat edemedikleri için ve sunabilmeyi beceremedikleri için haklılar.
Gerek ABD toplumunda gerekse diğer ülke toplumlarında hakim olan bu global sosyal gerçeklikte devlet ve toplum ilişkisini kendi tarihsel deneyimi ile sorunsuz sürdürmeyi becerebilen tek siyasal kurum olan ABD Demokrat Parti kendisine karşı kurulan tüm komploları başarıyla çürüttü. ABD toplumundaki birçok Cumhuriyetçi Parti seçmeni vicdani rahatsızlık duyacağı endişesiyle saf değiştirdi ve inanılmaz sayıda seçmen Demokrat Parti’ye oy vereceğini dijital sosyal alanlarda memnuniyetle ifade ediyor. ABD’de şu anda seçim olsa Demokrat Parti açık ara olarak kazanacak. Bu siyasi zafer adayın erkek mi bayan mı olduğu, adayın ten renginin ne olduğu gibi nesilden nesile aktarılan siyasal kültür gerekliliklerini umursamayan yeni nesil sayesinde gerçekleşecek. Televizyon kanallarında açıklanan siyasi anketlere katılmayı kişisel özgürlüğüne saldırı olarak kabul eden ve bu anketlere siyasal seçimi yansımamış yüzde 30’luk (tabiri caizse) ‘’sessizlik gençliği’’ gelecek seçimlerde Demokrat Parti’nin yanında olacağı için Demokratlar ABD’de uzunca bir süre seçimleri kazanmaya devam edecek.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2022
19.04.2022
8.04.2022
22.05.2021
16.03.2017
18.01.2017
8.02.2016
27.09.2016
2.02.2016