Oya BAYDAR
Anlamaya, yorumlamaya, nedenlerini kavramaya çalışıyorum.
Sosyal medyadan, gazete köşelerinden, televizyonlardan, yetmedi Meclis oturumlarından, grup toplantılarından, siyasal atışmalardan, sokaklardan, meydanlardan çevreye saçılan bu kin ve nefret insanlarımızın beynine, yüreğine nasıl oturmuş böyle! Kavga, tartışma, çatışma, hırs, öfke, kıskançlık, haset: hepsi insanî zaaflar, hepsi insana dair. Ama bir süredir toplumu saran, dalga dalga yayılan bu saldırganlık, bu kötücüllük!.. Kendi cephesinde yer almıyor, kendisi gibi düşünmüyor, kendisi gibi yaşamıyor diye tanımadığı, görmediği insanların ölmesini, işkence görmesini, hapishanelerde sürünmesini isteyen, bu isteğini küfür ve hakaretlerle açık açık ilan eden… Ya da düşman saydığı kişinin onurunu, haysiyetini, kimliğini, kişiliğini en ağır ithamlar, hakaretler, tehditlerle açıkça ya da sinsice ayaklar altına alan bir kin ve nefret tufanıyla karşı karşıyayız.
Ak trolleri anlamak daha kolay
Sosyal medyada Ak troller olarak bilinen koyu iktidar yanlıları kin ve nefret saçmakta başı çekiyor. Geçen yazımda sözünü ettiğim genç kadın örneğin: Ciddi sağlık sorunlarıyla hastaneye yatan Kadir İnanır için “gebersin, çıkmasın o hastaneden, bir PKK sevicisi eksik olur” türünden tweet’ler atabiliyor. Yine aynı kadıncağız, CHP Genel Başkanı’nın askerliğini yapmakta olan oğlunun ölümünü istiyor, “o Alevi, şehit olmaz ondan, kaçarken vurulsun,” vb. gibi, insanın içini acıtan, midesini bulandıran, utandıran şeyler yazabiliyor. Ve bu tür tweet’ler öyle sanıldığı gibi üç beş trolden değil on binlerce, belki yüz binlerce hesaptan boca ediliyor. Öte yandan iktidar yandaşı köşe yazarları, televizyon figürleri, siyasetçiler muhalif saydıkları herkes için benzer hezeyanlarda, kin ve nefret söyleminde bulunmaktan çekinmiyorlar.
En tepeden kaynaklanan, bilinçli olarak topluma dalga dalga yaygınlaştırılan kin, nefret, düşmanlık söyleminin cepheleştirici etkisi altında kalan güruhu anlamak mümkün. Kendilerini Reis’leriyle özdeşleştiren, onun sayesinde ezilmişlikten, mağduriyetten kurtulup iktidara yükseldiklerini ve iktidar nimetlerinden yararlanabileceklerini sanan; kültürel, sınıfsal aşağılanmışlık duygularını hedef gösterilen ötekilere kin kusarak tatmin etmeye çalışan, çoğu tümüyle cahil, bir bölümü okumuş da olsa çıktığı çevre, yetişme ortamı, itaat ve biat kültürü bagajları yüzünden kafa ve yürek cehaletinden kurtulamamış insanlar bunlar. Büyük altüstlük dönemlerinin ve despotik rejimlerin kaçınılmaz değer bunalımının kurbanları ve cellatları.
“Vurun Murat Belge’ye” kampanyasının sol trolleri
Kin, nefret, düşmanlık söylemi, kendilerini solda gören/gösteren bir kesimde de, belki biraz daha rafine (incelmiş, kibarlaşmış) bir dille ama aynı kötücüllük ve saldırganlıkla çıkıyor ortaya. Sayıları az ama gürültüsü fazla bu kesim kendilerinden farklı düşünen, farklı siyasal-ideolojik tercihleri olanları paralamayı, hırpalamayı, itibarsızlaştırmayı, haysiyet cellatlığı yapmayı, üstelik de devrimcilik, ulusalcılık, solculuk adına meşrulaştırıyor. Son örnek; Murat Belge’nin bu kesimin hedef tahtasına oturtulması.
“Vurun Murat Belge’ye” kampanyası bir bakıma Ak trollerin ruh halini tersten yansıtıyor: Hegemonik konumunu ve nostaljik hayallerini kaybetmiş olmanın yenilgi duygusu, ilaveten de kıskançlığı aşan haset…
Murat Belge benim kuşağımın önemli aydınlarından biridir. Fikirlerine, üslubuna, tarzına, yazıp çizdiklerine katılmayabilirsiniz; ama ne kadar çabalarsanız çabalayın onu toplumun kültürel hafızasından silip yok edemezsiniz. Murat siyasî amaçları, siyasî eylemi olan biri değil, medyatik bir kişi hiç değil. Uluslararası planda da adı ünü bilinen bir akademisyen, muhalif, sol bir aydın.
Bir kitap yazmış: “Şairaneden Şiirsele, Türkiye’de Modern Şiir”. Kitabın başlığı “Tanıdığım şairlerden anılar” gibi bir şey olsaydı, sorun yoktu ama Türkiye’de Modern Şiir dediniz mi, kitap eksik-aksak kalıyor. Söyleşilerde Belge de kabul ediyor bunu. Konu; edebiyat eleştirmenlerini, edebiyat çevrelerini, okurları ilgilendirecekken, (ki, doğrudan metinle ilgili değerli eleştiriler çıktı) birden Belge’nin siyasal duruşuna, kimliğine, kişiliğine saldırıya dönüşüyor. İlk taşı kimin, nasıl attığını bilmiyorum. Ama Murat Belge’nin Oxford Üniversitesi’ne gitmek üzere başvuruda bulunduğu haberiyle birlikte sosyal medyada ve gazete köşelerinde başlayan saldırı büyük ölçüde ulusalcı sol’dan geliyor.
Neden, diye soruyorum kendime. Yapılmak istenenin kof ve kıskanç bir öfkeyi kusmak, kendi varlığını ötekini itibarsızlaştırarak, aşağılayarak ortaya koymak (ki psikolojide yeri olan tipik bir aşağılık kompleksi belirtisidir), Belge’nin şahsında bu ülkenin gerçek (sol) demokratlarını “dövmek”, böylece kendi bağnaz, tek doğrucu haklılık mitini güçlendirmek olduğunu düşünüyorum.
Ülkeyi terk etme meselesine gelince
Hiçbir yere kıpırdamayacak olmamın rahatlığıyla sorayım: Yurt dışına gitmek, başka bir ülkenin saygın bir üniversitesinde ders vermek ne zamandan beri günah oldu? Murat Belge’ye saldıranlardan, zamanında askerî darbelere karşı çıktığım için bana da saldırmış olan bir kişi, Ergenekon-Balyoz davaları sırasında hiçbir tehdit altında olmadığı halde soluğu Amerika’da almıştı. Bugünlerde ise Tayyip Erdoğan’ın savaşçı, milliyetçi politikasını alkışlayan tipik yandaş yazılar yazıyor.
Murat Belge Oxford Üniversitesi’ne başvurdu mu, gidecek mi, bilmiyorum. Ama insanlar ülkelerinde kendilerini güvende hissetmediklerinde yurtdışına çıkmakta sonuna kadar haklıdırlar. Ayrıca sağdan soldan kusulan bu kin ve nefret bazen havayı öyle bir kirletir, öyle boğucu hale getirir ki, nefes alabilmek ve temiz kalabilmek için de başka ufuklara yönelir insan.
Yerli ve millî kin ve nefret dili
Bu ülkede sağıyla soluyla, Ak trolü sol trolüyle bir sevgisizlik, anlayışsızlık, kötücüllük cephesi var. Siyasal mücadele sandıkları şey, ötekine saldırmaktan ibaret. Kendilerinden farklı düşüneni, kendi doğrularından farklı doğruları olanı yok etmeye, susturmaya, itibarsızlaştırmaya çalışan; haysiyet cellatlığından, ihbardan, linçten çekinmeyen “yerli ve millî” antidemokratik cephe.
Sağ’dan ya da sol’dan, tümünün ortaklaştığı nokta: herkes için demokrasi, herkes için özgürlük, herkes için adalet isteyen; kim olursa olsun, hangi siyasal hattan, hangi görüşten, hangi etnik kökenden, hangi inançtan olursa olsun herkesin hakkını, hukukunu, onurunu, özgürlüğünü siyasal-ideolojik ayrım yapmaksızın savunan gerçek demokratlara, milliyetçilik mikrobundan arınmış barışçılara, çatışmayı değil uzlaşmayı yeğleyenlere saldırmak.
Hukuğun h’sinin, kanunun k’sinin, bağımsız yargının y’sinin kalmadığı şu günlerde ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve diğerleri için “Oh olsun” diyebilen, Cumhuriyet gazetesine operasyonda iktidarın muhbiri, tanığı, destekçisi olmaktan utanmayan, düşünce ve ifade özgürlüğünü kendilerinden başkalarına tanımayan, faşizme doğru dolu dizgin giderken demokratik birliğin yaşamsal önemini hiç anlamayan ve bilerek bilmeyerek Ak trollerle ittifak kuranlar…
Bu kadar kin ve nefretle, öfke, haset ve habasetle nasıl yaşayabiliyor bu insanlar diye soruyorum kendime. Onlar adına da, ülkemin geleceği adına da kahroluyorum. Yine de biliyorum ki hepsinin derununda bir insan, köreltilmiş de olsa vicdan var. Hiçbiri için kötülük dilemiyorum. Ve yarın devran başka türlü döndüğünde onların haklarına da sonuna kadar sahip çıkmayı kendi ahlâk sınavım olarak görüyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları












































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024