Pelin CENGİZ
Kürtlerin makus talihinde zorunlu göç, gözaltında kayıplar, işkenceler, faili meçhuller vardı, şimdi sıra insansızlaştırmaya geldi. AKP Hükümeti’nin, sokağa çıkma yasağı uyguladığı onlarca mahalle günlerce polis ve asker kuşatması altında kaldı, ağır silahlarla ve tanklarla ateş alında kalan yüzlerce sivil hayatını kaybetti, cenazeler günlerce sokak ortasından kaldırılamadı. Tankların, panzerlerin gezdiği mahallelerde elektrik ve su kesildi, gıda ve sağlık gibi temel ihtiyaçlara erişim sağlanamadı, ambulansların girişi engellendi.
Kürt coğrafyasında yaşayan halka acımasızlığın her türlüsü yaşatılırken, bir yanda da yüz binlerce insan göç etmek zorunda bırakılıyor. Çatışmalarla, neredeyse taş taş üstünde kalmayan, harabeye çevrilen kentlerde hem tarihi doku yok ediliyor hem de bu kentlerde insansızlaştırma politikası devreye sokulmak isteniyor.
AKP Hükümeti’nin geçen yıl temmuz başlattığı, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da, “Huzur geri gelene kadar devam edecek” dediği “Barış ve Huzur Operasyonu” sonrası süreci yerinde inceleyen Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü), operasyonları eleştirerek, “Bölge halkı sert ve keyfi uygulamalar nedeniyle büyük zorluk içerisinde yaşıyor. Hükümetin saldırıları 200 bin kişinin hayatını tehlikeye atıyor” açıklamasında bulundu. Sokağa çıkma yasaklarıyla da, bölge halkının “toplu cezalandırıldığı” ifade edildi.
Sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgelere uluslararası gözlemcilerin alınmadığı hatırlatılan raporda, bölgedeki durumun ne boyutta olduğunu anlamanın zorlaştığı vurgulanırken, operasyonları eleştirenlerin de cezalandırıldığına yer verildi. Af Örgütü’nün devreye girmesi başlı başına önemli bir gelişmeydi.
Af Örgütü’nün tespitini doğrulayan bir başka rapor da Davos’tan geldi. Dünya Ekonomik Forumu’nda açıklanan Dünyanın En İyi Ülkeleri raporunda 30. sırada yer alan Türkiye’nin insan hakları konusunda AB standartlarının altında kaldığı, Kürt nüfusu üzerindeki büyük baskı olduğu vurgulandı. Türkiye’nin insan hakları, çevre duyarlılığı, toplumsal cinsiyet eşitliği, inanç özgürlüğü, mülkiyet haklarına saygı, güvenilirlik ve siyasi gücün dengeli dağılımı kriterlerine göre hesaplanan yurttaşlık notu 10 üzerinden 0.3.
Yakın tarihimiz pek çok Kürt tehciriyle dolu. Cumhuriyetin ilk yıllarında mecburi iskan yasalarıyla binlerce Kürt aile başka illere zorla sürgün edildi, 1980’lerin ortalarında başlayıp 1990’larda devam eden çatışmalı dönemde 50 binden fazla insan yaşamını yitirdi. Bu süreçte 3500 yerleşim yeri zorla boşaltıldı, 3 milyondan fazla insan zorunlu göçe tabii tutuldu. İnsanlar, yoksulluğa mahkum edilirken, gittikleri yerlerde ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kaldıkları için ötekileştirildi, kimliksizleştirilmeye çalışıldı.
Şimdilerde de Kürt illerine yönelik iktidarın mevcut konseptinin bir parçası olarak, yerleşim alanlarının tamamen boşaltılması, ağır silahlarla yapılan müdahalelerle korkutma, halkın iradesini kırma ve en nihayetinde insansızlaştırma politikası devrede. Son aşamada ise Kürt illerinin “kentsel dönüşüm” adı altında TOKİ’ye peşkeş çekilmesi geliyor. Pilot bölgeler Sur, Silopi, Cizre, Nusaybin…
Sur’da özellikle tarihi yapıların hedef alınarak top ateşiyle yıkılması, Sur’a tanklarla girilmesi, hem tarihi yok etme hem de hafızasızlaştırma yönünde ciddi yıkımlar olarak karşımızda duruyor. Aynı şeyin yerinden edilmelerle tarım alanında da yaşandığını söylemek mümkün.
Başbakan Davutoğlu, geçen hafta Silopi’de mahalle ve sokaklarda “temizlik” operasyonun tamamlandığını, Hakkari il merkezinin Yüksekova’ya, Şırnak il merkezinin de Cizre’ye taşınacağını açıkladı. Bir kentin merkezi, o kentin dışında bir irade tarafndan, tepeden inmeci bir uygulamayla başka bir yere taşınıyor.
Bu dayatma tamamen militer kentleşmeye, TOKİ eliyle kentleri işgal etmeye ve sonunda da Kürtleri yaşadıkları bölgeden sürmeye ve mülksüzleştirmeye kadar varıyor. Yakıp yıktıktan sonra TOKİ’nin göreve çağırılması, HDP’nin siyaseten bölgede itibarsızlaştırılması, zaten baskı altında tutulan Kürt coğrafyasındaki yerel yönetimlerin işlevsizleştirilmesi çabalarıyla mevcut sorunları çözeceğini düşünmek büyük bir basiretsizliktir.
PELİN CENGİZ / HABERDAR
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022