Roni MARGULIES

Kutsal bayrağımız ve sendikalar
18.04.2012
3488

 

Kutsal bayrağımız ve sendikalar

Türk-İş tarafından Başbakan Erbakan’a 4 Şubat 1997’de sunulan talepler şöyle başlıyordu:


“Halkımızın sorunları hızla artmakta, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Anayasamızın 2. ve 3. maddelerinde belirtilen temel nitelikleri ile 174. maddesinde özel koruma altına alınmış İnkılâp Kanunları ciddi tehdit altında bulunmaktadır. Sincan Belediyesi tarafından düzenlenen Kudüs Gecesinde sergilenen, laik ve demokratik Cumhuriyet düşmanı tavır.. kaygıları daha da arttırmaktadır.”

Yine Türk-İş tarafından 21 Aralık 1996 günü İstanbul’da düzenlenen büyük toplantının adı, “Türkiye’ye sahip çık!” idi.

Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak ve Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Derviş Günday 5 Şubat 1997 günü ortak bir açıklama yaptı:


“Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğüne, bağımsızlığına, demokratik ve laik sosyal hukuk devleti niteliklerine ve Ulu Önder Mustafa Kemal 
Atatürk’ün şahsına ve temsil ettiği çağdaşlaşma anlayışına ve aydınlanma sürecine yönelik büyük saldırılar yaşanmaktadır.. Dünyanın ilk başarılı antiemperyalist Millî Kurtuluş Savaşı sonucunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirmeye çalışan çetelerin ve insanların dini duygularını istismara dayalı yasadışı örgütlenmelerin faaliyetleri bu karamsarlığı daha da arttırmıştır.”

Bunun ardından, Türk-İş, DİSK ve TESK’e Odalar Birliği (TOBB) ve İşverenler Sendikası (TİSK) da katıldı.

O dönemde Türk-İş Genel Başkan Danışmanı olan Yıldırım Koç’un sözleriyle:


“28 Şubat 1997 günü Millî Güvenlik Kurulu son derece önemli bazı önerileri kabul etti. Aynı günlerde, şeriatçılar İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda bir miting düzenledi. Mitingin basında yer alan ve televizyonlarda gösterilen en çarpıcı resmi, Türk bayrağı üzerinde oturarak namaz kılan bir sarıklıydı. Ayrıca etraf şeriatçıların yeşil bayraklarıyla doluydu.”

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, 12 Mart 1997 günü, beş işçi ve işveren örgütünden oluşan “sivil inisiyatifin” bir korgeneral ve iki tümgeneralin de katıldığı bir toplantıda oluşturulduğunu iddia etti.

Beş örgütün genel başkanları 21 Mayıs 1997 günü Ankara’da ortak bir açıklama yaptı:


“Atatürk’ün çizdiği çağdaş, laik Cumhuriyet tehdit altındadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri yıpratılmakta, irticai hareketler desteklenmekte, ülkemiz bir karanlığın içine çekilmektedir. İrtica günümüz Türkiye’sinde demokrasi için büyük bir tehlike haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kutsal bayrağının yerine yeşil bayrak çekenler, Ulu Önder Atatürk’ün manevi şahsiyetine, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının temel güvencesi olan ve Anayasamızda güvence altına alınmış temel ve ortak değerlerimize saygısızlık yapanlar cesaretlendirilmektedir. Cumhuriyetimizin 74 yıllık kazanımları yok edilmek istenmektedir.”

Ben sanırdım ki, sendikalar işçi sınıfının çıkarlarını korumakla görevlidir.

Yanılmışım.

Cumhuriyet’imizin kazanımlarını, Ulu Önder Atatürk’ün manevi şahsiyetini, Cumhuriyet’in kutsal bayrağını korumakmış görevleri.

Türkiye’de sendikaların içler acısı durumu kısmen bundan kaynaklanıyor zaten. Sen işçileri değil de Ulu Önder’i koruyorsan, işçiler seninle niye ilgilensin, sana niye üye olsun?

Geçenlerde okullarda 19 Mayıs törenlerini savunan KESK Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız’ın kulağına küpe olur belki bu hazin hikâye.

***

Bu haftasonu İstanbul’da “Marksizm 2012” tartışma toplantıları var (www.marksizmgunleri.org).“Özgürlükçü anayasa forumu”, “Yeni dönemde Ergenekon”, “Kürt sorununda çözüm”, “Suriye: Diktatörlük ve isyan”, “24 Nisan’da ne olmuştu, 19 Ocak’ta ne oldu?”, “Solun kültür algısı” ve daha bir dizi toplantı.


Herkesi bekleriz.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar