Şahin ALPAY
Bu yazıdaki argümanları yıllardır kaçıncı defa dile getiriyorum, bilmiyorum. Fakat gelişmeler ışığında tekrarlamakta yarar var.
Ortadoğu’da 30 milyon dolayında Kürt yaşıyor. Bunların tahminen yaklaşık yarısı Türkiye’de; 8 milyonu İran, 6 milyonu Irak, 2 milyonu da Suriye’de. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana bütün bu ülkelerde, hakları şu veya bu ölçüde bastırılan Kürtler arasında milliyetçilik giderek yükselmekte.
Yükselen Kürt milliyetçiliğinin, ülkenin bütünlüğüne, güvenlik ve istikrarına tehdit oluşturmaması Türkiye’nin ana sorunu. Türkiye’nin Kürtlerle ilişkisinde özel bir durumu var: Kürtlerin yarısı Türk çoğunluklu batı bölgelerinde yaşıyor. Bir kısmı asimile oldu, bir kısmı kendini çift kimlikli (hem Kürt, hem Türk) addediyor. Karma evlilikler çok yaygın; bunlardan doğan milyonlarca Türkiyeli var. Ankara, bir yandan Kürtleri asimile etmeye çalışırken, öte yandan sosyo–ekonomik ve siyasi olarak entegre etme çabasında oldu. Bu nedenle Kürtler, ülkenin ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamında önemli bir role ve paya sahip. Bu nedenle yaklaşık yarısı, milliyetçilerin baş temsilcisi BDP’ye değil, AKP’ye oy vermekte.
Yükselen Kürt milliyetçiliğine karşı başlıca iki strateji uygulandı. 1990’lara kadar, özellikle askerler arasında ağır basan mantık, Kürt milliyetçiliğinin yasak, zor ve şiddetle bastırılması oldu. Dış Kürtler düşman görüldü; Kürt milliyetçilerine karşı Bağdat, Tahran ve Şam ile işbirliği yapıldı. 1990’lardan itibaren özellikle siyasiler arasında ağır basmaya başlayan mantık, bir yandan meşru demokratik taleplerin tedricen karşılanması, öte yandan dış Kürtler, özellikle Irak Kürtleriyle yakınlaşma oldu. Bu mantığın öncüsü Turgut Özal ise, esas uygulayıcısı Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan, Kürt kimliğinin inkarına son verip, silahlı ayaklanmayı (ayrılıkçılığı terk eden ve silahlara veda işaretleri veren) PKK ile müzakere yoluyla sonuçlandırma arayışına girdiği gibi, Irak Kürdistanı’nı en büyük ticaret ortağı haline getirdi. Ne var ki Ankara’da bu iki mantık – iki politika arasında mücadele ve bocalamanın hâlâ devam ettiği ileri sürülebilir.
Türkiye, bütünlüğünü yasak, baskı ve zorla değil, ancak özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi yerleştirerek, bütün Kürtlerin saygı ve güvenini kazanarak koruyabilir. Irak Kürtleriyle uzlaşma ve yakınlaşma, “komşularla sıfır problem” politikasının muhakkak ki, en başarılı sonucudur. Arap Uyanışı, sahne aldığı bütün ülkelerin “düzeni”ni altüst etti. En büyük altüst oluş da kuşkusuz Suriye’de yaşanmakta. Bunun kaçınılmaz bir sonucu, onyıllardır ağır baskı altında tutulan Suriye Kürtleri arasında milliyetçiliğin yükselişi. Şimdi Ankara’nın kapısına dayanan soru şu: Suriye politikası Kürtlerle beraber mi, yoksa Kürtlere karşı mı? Bu sorunun cevabı özgürlük ve demokrasi yanlıları açısından çok açık: Elbette ki Suriye Kürtlerinin husumetini değil, dostluğunu kazanmalıyız.
Muhakkak ki, içerideki ve dışarıdaki Kürt milliyetçilerinin Türkiye’nin barış ve huzuruna tehdit oluşturmaktan kaçınmaları da, hakları ve barışı güven altına almanın vazgeçilmez bir şartıdır. Suriye Kürtleri üzerinde nüfuzunu artırdığı anlaşılan PYD’nin başkanı Salih Müslim’in söyledikleri oldukça net: “Biz Türkiye ile dost olmak istiyoruz. Birlikte barış içinde yaşamak istiyoruz... Demokratik özerklik Suriye’nin tüm unsurları bunu kabul ederse geçerli olur, yoksa herhangi bir dayatma içinde değiliz...” Amberin Zaman’ın Müslim’le yaptığı söyleşi tümüyle okunmaya değer. (Taraf, 20 Temmuz 2013.)
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020