Şahin ALPAY
Türkiye’nin bütünlüğü nasıl korunur? Bu konuda başlıca üç öneri var. İslamcılara göre, Türklerle Kürtlerin din ortaklığı vurgulanarak. (Yükselen milliyetçilikler, en son Milli Görüş’ün sarıldığı bu formülün miadını çoktan doldurdu.)
Kemalistlere ya da Türk milliyetçilerine göre, Kürtleri asimile edip, itiraz edenleri zor, yasak ve şiddetle susturarak. (Bu formül Cumhuriyet’in ilanından itibaren, 1990’larda alevlenerek denendi ve olmayacağı görüldü.) Liberallere, yani özgürlük yanlılarına göre ise, Türkiye ancak kendini bir yurttaşlar devleti olarak yeniden tanımlayarak, sadece kendi Kürtleriyle değil bütün Kürtlerle barış ve dostluk kurarak bütünlüğünü koruyabilir. Bir de, tabii, hakkındaki ağır yolsuzluk iddialarını örtbas için gözü seçim kazanmaktan başka hiçbir şey görmeyen, başında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın olduğu yönetimin büyük bir kafa karışıklığıyla sürdürdüğü “çözüm süreci” var.
Erdoğan, “Bizim için IŞİD neyse, PKK da odur…” dedi. “Kobani düştü, düşecek…” dedi. Türkiye Kürtlerinin soydaşları, akrabaları olan Kobani Kürtlerinin karşı karşıya kaldığı katliam tehdidi karşısında, Kobani’yi terk etmek isteyenlere sınırı açmakla yetindi. IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonda yer almak için, Suriye’de uçuşa yasak bölge, güvenli bölge tesisi ve esas hedefin Esad rejimi olması şartları koşuldu. Aksi takdirde uluslararası koalisyonun IŞİD’e karşı İncirlik üssünden yararlanamayacağı söylendi.
Ankara’nın bu tavrının yol açtığı infial Türkiye’yi karıştırdı; gösterilerde 36 yurttaş öldü; karanlık cinayetler işlenmeye başladı… Erdoğan hükümeti olayları yatıştırması için alelacele (IŞİD’le aynı şey olarak gördüğü) PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’a başvurdu. TSK’ya ait savaş uçakları Dağlıca karakolunu saldıran PKK grubuna ait mevzileri bombaladı. 1990’lara geri mi dönüyoruz, sorulmaya başladı.
Başbakan Davutoğlu, “Kobani’yi Suruç’tan ayırmak mümkün değil” derken Erdoğan, “Neden illaki Kobani?!” diye sordu. “PYD bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür…” dedi ve Kobani’de savaşan PYD’ye silah yardımı için koridor açılması talebine evet demenin mümkün olmadığını söyledi. Ama bu lafların mürekkebi dahi kurumadan, Obama’nın ısrarı üzerine Irak Kürtlerinin ağır silahlar ve peşmergelerle Türkiye üzerinden Kobani’nin yardımına gitmesi için koridor açıldı.
Bütün bu yaşananların sonuçları ortada: Düne kadar AKP’yi destekleyenlerin birçoğu dahil, Türkiye Kürtlerinin kalbi kırıldı. Barış sürecinin başarısı için hayati önem taşıyan duygusal bağlar büyük zarar gördü. Çözüm sürecinin muhatabı olan Abdullah Öcalan’ın Kandil üzerinde etkisi sorgulanır hale geldi. Uluslararası kamuoyunda “Ankara IŞİD’e karşı mücadele etmek istemiyor mu?” sorusu sorulmaya başladı. Ankara’nın bölerek yönetmek istediği Kürtler birbirlerine yakınlaştı. Kürtlerin hamisi görünümünü IŞİD mevzilerini bombalayan, Kobani’ye havadan silah yardımı indiren ABD, peşmergeyi silahlandıran ve eğiten Britanya ve Almanya kazandı. (Hürriyet’te Ahmet Hakan’ın ifadesiyle durum: “Kürtler ‘Biji Obama’ demesin de ne desin?” oldu.) Türkiye ile NATO müttefikleri arasındaki bakış açısı makası açıldı. ABD açıkça “PYD bizim için, PKK ile aynı şey değildir…” dedi ve PYD ile yaptığı temasları gizlemek gereği duymadı.
Muhalif olan hemen herkesi “düşman” ilan ederek rejimi hızla bir polis devletine doğru götüren AKP iktidarı, ülkenin bütün fay hatlarını çatırdatıyor. Çok farklı kimlikleri barındıran Türkiye’nin huzuru, istikrarı, bütünlüğü ancak özgürlükle, demokrasiyle, insan hakları güven altına alınarak korunabilir. Gidilen yol, bunun tam tersi. Hâlâ göremeyenlere şaşıyorum.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020