Sezin ÖNEY
Nükleer felaketin başını çektiği tehditlerin getireceği “kıyamete” yakınlığını ölçen “Kıyamet Saati”, 2023’ün başından beri “geceyarısına 90 saniyeyi” gösteriyor. Ocak 2024’te de, kıyamete kadar olan yeni zamanlama belirlenirken, saatin ayarları yine 90 saniyede kaldı. Üçüncü yılına giren Ukrayna Savaşı, artan nükleer tehdidin en büyük sebebi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden önce, “nükleer savaş” olasılığı tarihin derinliklerinde kaybolmaya başlamış gibiydi. Ancak, nükleer çatışma potansiyeli artık Soğuk Savaş’ta dahi olmadığı kadar yüksek. Nükleer felaketin başını çektiği tehditlerin getireceği “kıyamete” yakınlığını ölçen “Kıyamet Saati”, 2023’ün başından beri “geceyarısına 90 saniyeyi” gösteriyor. Ocak 2024’te de, kıyamete kadar olan yeni zamanlama belirlenirken, saatin ayarları yine 90 saniyede kaldı.
Donald Trump’ın, 2024’teki ABD seçimlerinde Cumhuriyetçilerin adayı ve hatta yeniden başkan olması ciddi bir olasılığa dönüşmesi de, özellikle Avrupa’da geleceğin giderek daha fazla sorgulanmasına yol açıyor. Trump’ın, “katılım paylarını ödemeyen” NATO ülkelerine yönelik bir tehdit söz konusu olduğunda, “ne halleri varsa görsünler” gibi davranacağı mealindeki açıklamaları da, Avrupa’nın kendi güvenlik ağını oluşturması gerektiği kanaatini güçlendiriyor.
NATO, en az 2021’den beri nükleer savaş olasılığına karşı tatbikatlar yapıyor. ABD’nin nükleer silahlarının da, 15 yıl aradan sonra, NATO işbirliği kapsamında İngiltere’ye dönmesi ihtimali var. NATO’nun tatbikatlarında, Türk Silahlı Kuvvetleri pilotlarının da aralarında bulunduğu hava kuvvetleri mensupları, nükleer savaş ihtimali için hazırlık yapıyor. Ancak, NATO’nun nükleer hazırlığı ötesinde; Avrupa ülkelerinin de, nükleer caydırıcılık için “Euro-deterrence” projesi oluşturması gerektiğini öne sürenler var.
Avrupa’nın nükleer caydırıcılık için, Almanya ve Fransa’nın ortaklaşmasına ihtiyaçları var. Nükleer savaş olasılığı bu kadar konuşulmadığı dönemde, Fransa’nın ortaklık teklifini Almanya reddetmişti. Şimdilerde, Berlin’de fikirler değişmeye başladı ama eğer Avrupa, birkaç sene gibi kısa bir sürede “nükleer caydırıcılık” edinecekse, bunun tek yolu ABD’nin desteği. Bu destek de, gözüktüğü kadar kolay değil: Almanya’nın kendisinin bazı anlaşmalardan çekilmesini ve ABD’nin de siyasi kararlılığını gerektiriyor.
Nükleer “geceyarısı” neden bu kadar yakın?
Kıyamet Saati (Doomsday Clock), Atom Bilimcileri Bülteni’nin (The Bulletin of Atomic Scientists) oluşturduğu, insanlığa ve gezegene yönelik tehditlerin boyutuna göre, “yokoluşa” ne kadar yaklaştığımızı gösteren sembolik bir saat. 1945 yılında Albert Einstein, J. Robert Oppenheimer ve Manhattan Projesi’nde ilk atom silahlarının geliştirilmesine yardımcı olan Chicago Üniversitesi’nden bilim adamları tarafından kurulan Atom Bilimcileri Bülteni, iki yıl sonra da Kıyamet Saati’ni yaratmıştı. Kıyamet Saati, her yıl Bülten’in Bilim ve Güvenlik Kurulu tarafından, aralarında dokuz Nobel ödülü sahibi kişinin de bulunduğu Sponsorlar Kurulu’nun danışmanlığında belirleniyor.
2023’ten beri içinde bulunduğumuz “geceyarısına 90 saniye”, Kıyamet Saati’nin 1947’te işletilmeye başladığından beri, yok oluşa en yaklaştığımız zaman dilimi. Bunun en büyük sebebi de, Ukrayna Savaşı…
Savaşın üçüncü yıl dönümüne girdiğimiz bugünde, 24 Şubat 2024’te de, nükleer savaş tehlikesi hiç olmadığı kadar büyük. 2023’te Kıyamet Saati’nin ilerletilmesine, nükleer tehdite ilişkin şu gelişmeler gerekçe gösterilmişti:
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sadece günler önce, Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD arasında kalan son nükleer silah anlaşması ve nükleer “cephaneliği” sınırlayan “New START’a” katılımını askıya aldı. Putin, böylece dünyanın en büyük iki nükleer gücü arasındaki silah kontrolünü noktalanmasına doğru büyük bir adım attı. Şu an askıda olan New START, Şubat 2026’da yenilenmezse, Rusya ve ABD arasında yeni bir nükleer silah yarışı başlayacak.
New START, iki ülkenin konuşlanmış nükleer silah kapasitesini şu şekilde sınırlıyor:
> 1550 uzun menzilli nükleer başlık
> 700 uzun menzilli nükleer silah sevk aracı
> 800 konuşlu veya konuşlanmamış nükleer silah fırlatıcı ve sevk aracı.
Rusya ve ABD’nin nükleer silah kapasitelerini karşılıklı olarak denetlemeyi sağlayan NEW START’tan sonra, Putin’den nükleer kontrolü sabote eden başka adımlar da geldi. Putin, Kasım 2023’te Rusya’nın tüm nükleer patlamaları yasaklayan “Kapsamlı Test Yasağı Anlaşması”na (CTBT) “onayını” çekeceğini duyurdu. Buna karşılık, Rusya’nın anlaşmanın taraflarından biri olmaya devam edeceğini ve anlaşmadan tamamen çekilmeyeceğini de vurguladı. Putin, New START’ı askıya alırken de benzer şekilde “ikircikli” açıklamalar yapmıştı. Rusya Devlet Başkanı, her iki anlaşmayı “felce uğratan” tavrının, ABD ve NATO’nun ülkesiyle savaşmasına karşılık olduğunu ve tamamen çekilmelerinin söz konusu olmadığını öne sürdü. Putin’in bu tavrı, Batı’nın Ukrayna’ya yardımını kesmek için, nükleer gerilimi tırmandırmayı içeren daha geniş kapsamlı stratejisinin sadece bir parçası.
Giderek bulanıklaşan sular
Putin’in “büyük stratejisi” ne olursa olsun, Batı tarafından giderek daha dengesiz ve güvenilmez bir aktör olarak görüldüğü kesin. Mesele sadece Putin de değil…
Rusya Güvenlik Konseyi başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, 18 Şubat’ta, Moskova’nın işgal altındaki Ukrayna topraklarının tamamını kaybetmesi halinde, “ABD, İngiltere, Almanya ve Ukrayna’ya karşı nükleer silah kullanacağı” tehdidini savurmuştu.
Aynı zamanda Rusya’nın eski cumhurbaşkanı da olan Medvedev, Ukrayna Savaşı başladığından beri defalarca nükleer silah kullanma tehdidinde bulundu. Evet; sözleri şimdiye kadar ciddiye alınmadı ama giderek, “acaba” diye de düşünülmeye de başlanıyor.
Medvedev’in, geçmişte kendisini bir “liberal” olarak tanıttığını unutmayalım. Hatta, New START anlaşması da, Barack Obama’nın başkanlığı döneminde Medvedev ile imzalanmıştı.
“Bulanıklaşan sular” derken, Donald Trump’ın birden uluslararası ilişkiler sahnesinde giderek artan biçimde konuşulduğunu unutmamak gerek. Trump, 14 Şubat’ta, “ABD’nin, gayri safi yurt içi hasılasının en az yüzde 2’sini savunmaya harcamayan hiçbir NATO müttefiki ülkeyi savunmayacağına” dair tutumunu yeniden gündeme getirdi.
Trump’ın bu açıklaması da, başta bahsettiğimiz gibi, özellikle Avrupa’daki “alarm zillerini” çaldırıyor. Her ne kadar, başkanlığı döneminde Trump’ın NATO’ya yönelik fiili politikaları, kışkırtıcı söylemlerine göre ılımlı kalsa da; 2025’te Beyaz Saray’a dönerse, ne yapacağı belirsiz. Trump’ın ötesinde, gelecekteki herhangi bir ABD başkanının NATO’ya selefleri kadar bağlı olmayabileceği ihtimali, artık Avrupa başkentlerinin kafasını sürekli kurcalıyor.
Tabii, Rusya’nın oluşturduğu nükleer tehdit, silahlarla da sınırlı değil: Ukrayna’nın işgalinde, Rusya’nın Çernobil ve Zaporizhzhya Nükleer Santralleri’ni de savaş sahasının içine alarak uluslararası protokolleri de ihlal etti. Ve Avrupa, Ukrayna Savaşı’nın sonucu ne olursa olsun, Rusya’nın gölgesiyle yaşamak zorunda olduklarının artık bilincinde.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024