Sezin ÖNEY
Bir sabah gözlerinizi açıyorsunuz ki, yepyeni KHK'lar çıkıvermiş. Uykulu gözlerle, ülkenizde yasal sistem yeniden nasıl şekillenmiş anlamaya çalışıyorsunuz.
14 aylık Olağanüstü Hâl'in 693 ve 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameleri, 25 Ağustos sabaha karşı bizi ziyarete geldiler malum.
Bu iki KHK, bürokrasi ve akademideki ihraçları içeriyor ve parlamenter sistemi de fiilen ortadan kaldırıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, artık bir nevî "milletvekillerine atanan kayyum" görevini görecek; zira, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı veya atadığı vekili, istediği milletvekiline soruşturma açılabilecek. Dokunulmazlıkların toptan kalktığını da varsayabiliriz böylelikle...
Hele hele de, şunu düşünürsek: "Terörle Mücadele Kanunu" kapsamında yargılanan zanlıların, hüküm verilmeden, mahkeme-duruşma derken cezaevinde beklerkenki olasılık dahilindeki uzun tutukluluk süresi birden "2+5"; yani 7 yıla çıkıverdi. "Gayrınizami" olduğu düşünülen herkes "Terörle Mücadele Kanunu"na denk gelebilir; politik bir yönü ve yanı, yakını olan herkes de. "Ya çıkarsa" hissini en yakından yaşayacak olanlar da, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olacağa benziyor.
694 numaralı KHK ile Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarının artık tanıklık yapabilmesi de Cumhurbaşkanı'nın iznine bağlandı; bu izin olmadan MİT Müsteşarı herhangi bir konuda konuşamayacak. Zaten çok konuşan MİT müşteşarlarımız yoktu ama bir de şu var; MİT Müsteşarının sorumluluğu da Başbakandan alınıp, Cumhurbaşkanına verildi. Bir de, nurtopu gibi "MİKK"imiz oluverdi.
MİKK'in mahiyetini tam olarak bilemiyoruz ama haberler şöyle diyor:
"Yayınlanan KHK'ya göre; bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yükümlülüklerini yerine getirmesiyle ilgili koordinasyonu sağlamak ve istihbarat çalışmalarının yönetilmesinde temel görüşleri oluşturmak, uygulamayı belirlemek üzere Cumhurbaşkanı başkanlığında Mili İstihbarat Koordinasyon Kurulu (MİKK) kuruldu".
Ayrıca, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan personele ilişkin istihbarat hizmetleri MİT tarafından yürütülecek. Yani, iç içe geçen tahta oyma "matrioşka" bebekleri gibi; MİKK, MİT'i, MİT de Milli Savunma Bakanlığı ve TSK'yı "istihbarat gözlemi" açısından kuşatıp kapsayacak.
Bu arada, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki terfi sistemi de değiştiriliverdi. Zaten, hiç anlamamıştık ne olup bittiğini TSK içinde; artık onun da ne anlama geldiğini, biz sivil ve her türlü şiddet karşıtı faniler değil, ordu mensupları çözsün.
694 numaralı KHK ile ayrıca, Türkiye’nin basılı tek günlük Kürtçe gazetesi Rojeva Medya, Gazete Şûjin kadın haberleri sitesi ve Dicle Medya Haber Ajansı (diha) kapatıldı. Temmuz 2016'dan beri, tespih gibi dizilen KHK'ların 27.'si ile, toplamda 180'i aşkın sayıda medya kuruluşu kapatılmış oldu böylece.
Haberlerden okuyalım:
"Dicle Haber Ajansı (DİHA) ve Türkiye’nin ilk kadın haber ajansı JINHA’nın da aralarında bulunduğu 15 medya kuruluşu 29 Ekim 2016’da 675 sayılı KHK ile kapatılmış, sonrasında Gazete Şûjin kadın haberleri sitesi ve Dicle Medya Haber Ajansı açılmıştı."
29 Ekim 2016'da kapatılan ne, sonra açılan ne anlamadıysanız dert etmeyin.
Tıpkı eskinin siyasi parti açıp kapatmalarında olduğu gibi, şimdi de medya kuruluşları (eğer destekleyecek tabanlarıhala mevcutsa) kapatılınca, yeni isimlerle tekrar açılıyor.
İşin şu kısmı var:
"Kapatılan kurum ve kuruluşlara ait taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak ilgisine göre Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacak. Bunlara ait taşınmazlar tapuda re’sen ilgisine göre Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilecek."
Zaten de, tüm bu kapatılan medya kuruluşlarına ait "makine ve teçhizat ile demirbaşların satışa çıkarıldığı" peyderpey duyurulmaktaydı.
Bir zamanlar, IMC TV başta olmak üzere, Türkiye'deki Kürtlerin izlediği birçok Türkçe kanal vardı.
Ne Türk, ne Kürt, ne Arap, ne Çerkes; hattâ dünya geneline açalım konuyu, "resmî" yayın yapan kim varsa daha az izlenir. Bir klasiktir; "yasak olan meyve", pardon "yasak olan medya" daha çok ilgi çeker veya diğer bir deyişle, medyanın biraz "yasak meyve" olanı makbuldür.
Çıplaklığın, skandalların ve ekstrem, tuhaf, "an itibariyle çarpıcı" olayların ilgi çekmesi, ne yazık ki medyanın gerçeği...
O nedenle, Türkiye'de de "yandaş" diye nitelenen medyanın önemli bir kısmı, bir zamanların "Televole"sini anımatır vaziyette çok "boyalı". Bir de, "o gözle" bakın.
"When it bleeds it leads" veya "Kan varsa manşet olur."
Devlet bünyesindeki medya, kamu medyası çok derin bir konu ama, istisnai şartlar oluşmadıkça kimse "resmî medyayı" gönüllü olarak takip etmez.
Şimdi, son KHK ile beraber, TRT Kurdî dışında, Kürtçe yayın yapan "Türk medyası" kalmadı. Sadece, Spuntik Kurdî var. O kadar da olsun; zira, Rusya, Türkiye'nin yeni stratejik ortağı.
Peki, ne olacak gelecekte? "Bölge"de birçok olay olmaya devam edecek ve bu olayların en sert haberleri de "sınırdışından" yapılmaya başlayacak. Dil olarak da, giderek daha az biçimde "Türkçe" tercih edilecek. Hattâa belki de Kürtçe söz konusu olunca, Kurmancî yerine Soranî, herhangi bir "üst kimlik" yerine, "yüzde yüz, yüzde bin beş yüz Kürt kimliği" ile takip edilen medya devreye girecek. Gelecekten bugüne bakınca, "Sadece Türkçe ve hattâ sadece Kurmancî konuşup da, Türklerle ilgilenen Kürtler vardı" diyeceğiz.
Yüzyıllarca ortak yaşadığımız birçok halkın tarihi de buna örnek. Osmanlı İmparatorluğu tarihinin milletlerinin "çokdilliğini" ve bugünün (Türkçe dahil) "hiçdilliğini" hatra getirelim.
Her zaman olduğu gibi, korkulan ve kovalanmaya çalışan aslında kendi elimizle gerçekleştirdiklerimizdir...
Yazarlar
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024