Sezin ÖNEY
Avrupa Birliği’nin 10-11 Aralık’taki zirvesi, Türkiye için özellikle yaptırımlar açısından konuşuldu; ancak, AB açısından çok daha “hayati” bir konu asıl gündem maddesiydi.
AB’nin 2021-2027 bütçesi, iki üyesi; Polonya ve Macaristan tarafından veto ediliyordu malum. Bu nedenle de, AB Zirvesi’nin gerçekleştiği 10 Aralık gününe kadar, yaklaşık 2 trilyon euro’luk bütçe, askıda bekliyordu.
AB’nin, 2027 yılına kadarki 1,1 trilyon euro’luk bütçesi ve 750 milyar euro’luk “Korona Virüsü Kurtarma Paketi”nin Polonya ve Macaristan tarafından bloke edilmesinin sebebi, Birlik’in yeni “Hukuk Devleti Mekanizması” idi. Bu mekanizma, AB fonlarının tahsisinin, üye ülkelerin “hukuk devleti kriterlerine uyup uymadığına” bakılarak gerçekleştirilmesini öngörüyordu. Diğer bir deyişle, AB’nin kendi içinde, kendi üyelerine “Kopenhag Kriterleri” uygulamaya başlaması söz konusu idi.
Ve, artık bu mekanizma “söz konusu” değil...
Durum şöyle: AB, üyeleri arasında popülist partilerin iktidarda olduğu ülkelerde, hükümetlerin hukuk devleti ilkelerini hiçe saydığı eleştirilerine karşı sonunda harekete geçip, 2020 Sonbaharı’ndan beri bir dizi tedbir almıştı. Daha doğrusu almak için niyetlenmişti.
AB’nin bütçesinin 2021’e sayılı günler kala tepesinde sallanan giyotinden kurtulabilmesi için, Macaristan ve Polonya’yı ikna eden bir “orta yol” bulundu. “Hukuk Devleti Mekanizması”, fiilen rafa kaldırıldı.
Önce geriye gidelim: Ekim sonunda AB’nin üyelik sürecinde yazılan “ilerleme raporlarının” üyelere yönelik versiyonu olan “hukuk devleti raporları” yayınlanmıştı. Kasım ayı başında, AB değerlerine saygı göstermeyen ve hukuk devleti kriterlerini yadsıyan üye ülkelere aktarılan fonların kesilmesini öngören mekanizma onaylanmıştı. Polonya ve Macaristan da, söz konusu mekanizmanın kendi egemenliklerine müdahale anlamına geleceğini öne sürmüştü. AB’nin kendilerine şantaj yaptığı konusunda ağız birliği etmişlerdi. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, AB’yi bir zamanlar ülkesini işgal eden Sovyetler Birliği’ne de benzetmişti. Sonuçta, geçen Ekim sonundan bu yana AB’nin içinde, Türkiye’den fazla da takip ettiğimiz söylenemeyecek, ciddi bir “aile krizi” yaşanmıştı.
Macaristan ve Polonya, vetoya katılmadan kendilerine arka çıkan Slovenya dışında diğer AB ülkelerinin de desteğini arkalarında bulamamıştı. Türkiye’ye yaptırımlar konusunda, AB ülkeleri arasında daha parçalı bir yaklaşım söz konusuydu: Almanya, İtalya ve İspanya, net biçimde Türkiye’ye yaptırım uygulanmasına karşı duran; bunun için örtük veya açıktan lobi yapan bir çizgidelerdi. Fransa ve Avusturya ise, her ne kadar Türkiye’ye yaptırım getirilmesine destek verseler de, Almanya’nın “ABD’de Joe Biden yönetiminin başa geçmesini bekleyelim” yaklaşımına pek de öyle hararetle karşı çıkmamışlardı.
Macaristan ve Polonya, her ne kadar “kendi başlarına” olsalar da, AB’nin içinde olup, veto hakkına sahip olmanın avantajını kullandılar. Sonunda, Almanya’nın Türkiye’ye yönelik olarak da uyguladığı “arka kapı diplomasisi” sayesinde Polonya ve Macaristan, AB’nin 2021-2027 Bütçesi ve Korona Virüsü Kurtarma Paketi’ne yönelik vetolarını geri çektiler. Almanya’nın AB Büyükelçisi Michael Clauss’un Macaristan ve Polonya ile yaptığı müzakerenin sonucunda, “Hukuk Devleti Mekanizması”nın devreye girmesini zorlaştıran birtakım tedbirler alındı. Herhangi bir AB ülkesinin yararlanacağı fonların, “hukuk devleti kriterleri” gerekçe gösterilerek kesilmesi; söz konusu ülke, ancak Avrupa Adalet Divanı'nda (European Court of Justice) hakkını aradıktan sonra mümkün olabilecek.
Almanya’nın, Temmuz-Aralık 2020 Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı’nın “başarıları” arasına yazdırmak istediği, popülist iktidarlara karşı “Hukuk Devleti Mekanizması” projesi böylece kendi eliyle suya düşürülmüş oldu.
Tabii; AB’nin kurumsal yapısı, Almanya ve hatta Polonya’da popülist Hukuk ve Adalet (PiS) iktidarına karşı olan eski başbakan, AB Konseyi’nin 2014-2019’daki başkanı, liberal Donald Tusk bile, Macaristan ve Polonya’ya ödün verilmediği ve “Hukuk Devleti Mekanizması” konusunda zafer kazanıldığını öne sürdü. İşin ilginç yanı, zafer kazanma temasının Macaristan ve Polonya tarafında da hâkim olmasıydı.
Almanya’nın, Macaristan ve Polonya ile ne gibi bir anlaşmaya vardığının detayları henüz tam olarak ortada değil. Hukuk devleti kriterleri ve AB fonlarının birbirlerine bağlanmasının uzun zamandır başlıca savunucusu olan Hollanda’nın Başbakanı Mark Rutte, 10 Aralık günü son dakikada ortaya çıkan anlaşmayı başta eleştirdi. Sonra da, “Hukuk Devleti Mekanizması”nın özünde değişiklik olmadığı konusunda kendisine AB’nin hukuk uzmanları tarafından bilgi verildiğini belirtti. Bu arada, AB’nin 2021-2027 Bütçesi ve özellikle de “Korona Virüsü Kurtarma Paketi”nin en başta onaylanması konusunda şiddetli itirazları olan Hollanda’nın derdinin, hukuk devleti kriterlerinden çok AB’nin maddi yükünün daha zengin ülkelere düşmesi şikayeti olduğu söylenebilir.
Evet; belki de “Hukuk Devleti Mekanizması”nın içeriğinde değişiklik yapılmadı ama karar, AB üyeleri arasında nitelikli çoğunlukla alınacak bir karar olmaktan çıkarılınca işin “yaptırıcılığı” da kalmamış oldu. Bir üye ülkenin hukuk devleti kriterlerine saygılı davranıp davranmadığı, bu nedenle kendisine verilecek fonların kesilip kesilmemesi gerektiği sorusunun, Avrupa Adalet Divanı önüne gidip de aylar (ve hatta belki yıllar) sürecek bir dava konusu olması çok “işler” gibi gözükmüyor.
Bu nedenle de, AB’de popülist iktidarlar yine son dakika gollerini atmış oldular.
Bu arada, Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó’nun tam da AB Zirvesi öncesi, Türkiye ziyaretinde olduğunu hatırlara getirelim. Szijjártó, Ankara’da “Türkiye'ye yönelik iki yüzlülük, çifte standart, yargılama ve ders verme yerine, bu ilkeye (Türkiye'nin, AB'nin stratejik ortağı olduğu ilkesine) dayalı bir politikayı savunuyoruz” diye de bir açıklamada bulunmuştu. Bakalım, 2021’de Türkiye ile Macaristan ve Polonya arasında “AB’nin dediği değil, bizim dediğimiz” ittifakı oluşacak mı?
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024