Taner AKÇAM
HDP, 1915 konusunda “komisyon kuracağız, o ne karar verirse kabul edeceğiz” siyasetini savunmaya başladı. Bu siyaset değişikliğinin iki önemli nedeni var gibi. Birincisi, HDP Tarihle Yüzleşme konusunu fazla düşünmüş değil ve Öcalan’ın Hakikat Komisyonu önerisini her derde deva zannediyor. İkincisi, HDP Tarihle Yüzleşme sorununu, Kürt ve Alevi meselesi gibi kendilerince önemli saydıkları konuların yan unsuru olarak ele alıyor.
Oysa Tarihle Yüzleşme’yi merkezine almış bir siyasi hareket Türkiye’nin en büyük ihtiyaçlarından birisidir. Bu nedenle, Tarihle Yüzleşme’yi, Kürt sorununun alt ayağı olarak görmekten, örneğin Diyarbakır yöresinde Ermeni ve Süryanilere karşı en büyük katliamları düzenlemiş Raman aşiretinden gelecek oylara feda etmekten kurtarmak gerekir. Tartışmayı “soykırım mı değil mi” körlüğünden çıkartıp, tüm Türkiye’nin en temel sorunlarından birisi olarak formüle etmek gerekir.
Böyle bir siyasi hareketin savunması gereken temel ilke “siyasette zemin kayması zorunluluğudur”. Siyasette zemin kayması nedir konusunda söyleyeceklerimin HDP ile alakası yok!
Bu nedenle HDP ile ilgili tartışmayı, konuyu tartışma imkânı verdikleri için kendilerine teşekkür ederek kapatmak isterim.
Ama tek bir sorum var:
24 Nisan anmalarına Erivan’a niçin kimseyi yollamadınız? Bırakınız tek bir milletvekiliniz, tek bir parti temsilciniz bile Erivan’a gitmedi? Niçin? Bunun, Öcalan’ın Türk yetkilileri ile yapmış olduğu bir anlaşmanın sonucu olduğu ve konunun Şubat tutanaklarında yer aldığı söyleniyor. Doğru mu? Tek bir parti temsilcisini yollamamanın, seçimler bahanesine sığınılarak açıklanamayacağı ortada… Peki, o hâlde niye kimseyi yollamadınız?
Türkiye siyasetinde bir zemin kayması şarttır. Şu anda Türkiye siyasetinin Tarihle Yüzleşme konusundaki ana zeminini, “1915’de önemli bir şey olmamıştır, eğer bir şeyler olmuşsa da bundan zaten Ermeniler, Süryaniler vb. sorumludur”, fikri oluşturur. Bu zeminin artık değişmesi gerekiyor. Çünkü sorunun temeli bu cümlede yatıyor. Değişim kolay değil, çünkü her toplum kendi tarihi üzerine, aşağı yukarı anlaştığı bir ortak zihniyet ve dil üzerinden konuşur.
Bunu Kürt sorunu ile kıyaslayarak anlatayım. Uzun yıllar Türkiye Kürt sorununu, “Kürt var mıdır, yok mudur” zemininde tartıştı. Bu soru, bırakın Kürt sorununun çözümü için gerekli zemin oluşturmayı, doğrudan sorunun kaynağı oldu. 40 bin üzerinde insan bu saçma zemin yüzünden hayatını kaybetti. Ne zaman ki, “Kürt yoktur, onlar dağda gezen Türklerdir” yalanı, silahlı başkaldırı sonucunda devre dışı kaldı, çözümün önü açıldı.
Artık Kürt sorununda yeni bir zemin var: “Kürtler, Türklerle birlikte eşit ve özgür yaşama hakkına sahiptirler.” Ve Kürt siyasetinde taraf olmak isteyen tüm çevreler; “Kürtlerin eşit haklara sahip olmasının siyasal (federasyon) ve kültürel (özerklik- ana dilde eğitim) boyutları ne olmalıdır” sorusuna verdikleri cevaplara göre şekilleniyorlar.
Benzeri bir zemin kaymasını 1915 ve Tarihle Yüzleşme için de yaratmak zorundayız. Bu yeni zemin şu olmalıdır: “1915’te büyük bir ayıp yaşanmıştır ve İttihatçılar, Osmanlı devletinin başta Ermeni ve Süryani olmak üzere Hıristiyan vatandaşlarının imhasını amaçlayan bir politikayı hayata geçirmişlerdir.” Tartışma bu zemine kaymadıkça, taraflar bu insanlık suçunun zararlarını gidermek için hangi adımların atılması gerektiğini tartışmadıkça, Tarihle Yüzleşme konusunda hiçbir adım atılamaz, aksine yeni sorunlar ortaya çıkar.
Siyasetin savunacağı ilke basittir: “Evet, geçmişte böyle kötü şeyler olmuştur ve milletin alnına sürülmüş bu kara lekenin temizlenmesi şarttır. Bunun için, bu milletin alnına bu kara lekeyi sürenlerle aramıza mesafe koymasını becerebilmeliyiz.”
Tarih üzerine konuşma tarzı değişmek zorunda. Bu toplum tarihsel yalanlar üzerine inşa edilmiştir. Yalan üzerine inşa edilmiş bir bina mutlaka çöker. Yalan ve yalana dayalı övünmeler, toplumsal ölümdür. Bir toplumun kültürel ölümünün şaşmaz garantisidir.
Bu yalana dayalı, kendimizi kandırmaya dayalı zemini değiştirmedikçe hiçbir ama hiçbir sorunu çözemeyiz. Eğer onlarca yıldır, Alevi sorunu, Kürt sorunu gibi sorunlarla uğraşıyorsak, bunun nedeni, bu toplumun üzerinde yükseldiği zeminin yalan üzerine kurulmuş olmasıdır. Kürt ve Alevi sorunlarında mutlu bir çözüme ulaşmak istiyorsanız, demokratik ve güvenli bir gelecek istiyorsanız önce bu yalan zeminini değiştirmeniz gerekir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Acaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi?
14.07.2025 - Ruşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi
27.05.2025 - İsrail ve Türkiye sokakları
24.03.2025 - 1938 Dersim Soykırımı ve Şükrü Kaya mektubu
5.06.2023 - HDP’nin Kapatılması ve Yeni Bir Koalisyon İhtiyacı Üzerine Sesli Düşünceler:
1.04.2021 - Türkün uygarlıkla sınavı
15.07.2020 - 24 Nisan, Hrant Dink ve fabrika ayarları
2.05.2020 - Koronalı günlerde 24 Nisan üzerine konuşmak
25.04.2020 - 23.5 Nisan ve yeni bir kuruluş hikâyesinin zorunluluğu
22.04.2020 - Tekalif-i Milliye (Milli Vergi) emirleri ve korona için bağış
5.04.2020
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































yüksel eren
avusturya dogumluyum. 4 sene çalıştım. işciydim.. 18 yaşımda yüz kızartıcı suç işledim. arabamla 3 kişi dahil petrol soyma girişiminde bulunduk. 3sene ceza aldım ve sınır dışı oldum. şimdi tekrar geri gitmek isdiyorum. vize alabilirmiyim. cvp verirseniz sevinirim