Tuncer KÖSEOĞLU
Ne zaman eğitim sistemiyle ilgili sorunlar yaşansa; 100 yıl öncesinin Maarif Nazırı (Bakanı) Emrullah Efendi’nin bir dost meclisinde şakayla söylediği, “Şu mektepler olmasaydı Maarif’i ne güzel idare ederdim” lafı gündeme gelir. Yine öyle oldu; bir gece ansızın ve yerine ne geleceği bilinmeyen TEOG buhar olunca, bu sözün bizim için ne kadar da geçerli ve gerçek olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Emrullah Efendi’nin İkinci Meşrutiyet döneminde bakanlık yaparken söylediği sözün bu kez hayata geçirilmesini diliyorum. Bence okullar kapatılmalı!
Hele ilkokula başlayan bir çocuğun, elindeki akıllı telefonla her şeyi öğrendiği bir dünyada, iki kere ikinin dört ettiğini söyleyen ama aksinin düşünülmesine izin verilmeyen ezberci bir eğitim sisteminde bu kadar para, emek gereksiz. Çocuklara da yazık...
Ülke olarak kendimizle olan sorunlarımızı aşamadığımız için, yüzyıldır yaşanılan her olumsuz olayı ‘eğitim şart’ düzeyinde algılayıp bunu gelecek kuşaklara da aktarmayı maharet sayıyoruz. Ortaya çıka çıka didaktik, ezbere dayalı, düşünmeyi yok sayan bir eğitim sistemi çıkıyor, biz de bu sistemin içinde yuvarlanıp gidiyoruz. Eğitimin düşünmeye sevk etmesi gereken kısmı peşinen yok edilince, büyükleri tarafından ‘iyi ya da kötü bir diploması olsun’cuların sahaya sürdüğü yarış atları çocuklar çıkıyor ortaya. Her şey ezberci mantıkla öğretilince, test kâğıdına doğru şıkkı işaretleyen ama bu konuda düşünmediği için okuduğunu anlamayan diplomalı nesiller yetiştiriyoruz.
Bu yıl ilkokula başlayan bir yeğenim var. Emine, bütün yaşıtları gibi bir YouTuber. Her şeyi video görüntü üzerinden algılayıp biliyor. Bu yaz kısa süreli de olsa birlikte olduk. Çok şey öğrendim ondan teknoloji dünyasına dair. Cehaletimden utanmadan; o gösterdi, birlikte izledik. Emine, okula başladığının ikinci günü hasta oldu. Daha sonra anlaşıldı hastalığının nedeni; küçük hanım okulu sevmemiş, gitmek istemiyor. Daha sonra bilse başına gelecekleri, bir gecede kaldırılan sınav sistemlerini, tam hazırlandığı anda yapılacak ani değişiklikleri, o gittiği okulun kapısından bir daha adımını atmazdı. Atmadığı için çok şey de kaybetmezdi.
Emine’nin 20’li yaşlarda üniversiteye giden bir de ablası var. Onu da biraz gözlemleme fırsatım oldu. Şimdi utanır diye adını yazmayacağım buraya. Üniversiteli yeğenim; ezberci bir sistemin ürünü olduğu için bütün yaşıtları gibi gittiği, gördüğü yerleri, orada geçmişte neler yaşandığını, nasıl hayatlar olduğunu hiç merak etmiyor. Onun için önemli olan tek şey, sosyal medyada paylaşacağı manzaralı selfie. İyi bir selfie çekebilmek için dünyanın öbür ucuna gider, onu çektikten sonra gittiği yere ait hiçbir şey öğrenmeden, soru sormadan geri döner. Bak, kalıbımı basarım böyle olur!
Çocukların afili bir üniversiteden bir diploması olabilmesi için kendi hayatımızı da, onların hayatını da yok ediyoruz ama soru sormalarını, düşünmelerini engelliyoruz. Her şeyden önce eğitim sistemi buna engel. Soru sormak üzerinde düşünmeyi de gerektirir aynı zamanda. Çok tehlikeli şeyler bunlar. Dedem Dursun Ali’ye böyle akla ziyan sorular sorduğumda, cevap yerine Babaannem Nafiye’ye döner; “Ha bu uşak başumuza anaşit kesilecek derdi.”
Bizim sistem de o hesap aslında akıllı uslu çocuklar yetiştirmek için ezberle geç… Zaten önemli olan bilgi ve o bilgiyi tartışarak daha da ileri götürmek değil, ‘Vatana millete hayırlı, kendisine dikte edileni sorgulamayan evlatlar yetiştirmek’. Bunun için yüzyıllardır çabalasak da başarılı olmadık. Dedemin dediği gibi ‘Anaşitler’ çıktı…
Ülkemizde her alanda en iyi uygulanan sistem, ‘Denk getir Allah’ım’ sistemidir. Denk gelirse ne âlâ; gelmedi, yenisine bakarız. TEOG’da da böyle oldu. Eğitimin tek sorunu sınav sistemiymiş gibi, birkaç yıl önce ‘en iyisi’ denilerek getirilen TEOG’u bir günde tarihin çöplüğüne gönderdik. Şimdi, aldı velileri bir düşünce. TEOG’a hazırlanması için kredi çekip çocuğunu özel okula kayıt ettiren mi ararsın, merdiven altı kurslara peşinen para yatıran mı? Hatta daha başarılı olur diye, çocuk nedeniyle şehir değiştiren aileler bile var. TEOG sınavı nedeniyle “Çocuğum iki ay öncesinden strese giriyordu. Kaldırıldığı için çok mutlu oldu. Ben de mutlu oldum’’ diyen de.
Neresinden bakarsan bak ortada acayip bir durum var. Belirsizliğin getirdiği kaygılar da. Şimdi kaldırılan sınav sisteminin yerine yine ‘Denk getir’ sistemine uygun bir uygulama getirilecek. Peki yeni uygulamanın üç yıl sonra denk gelmediği ortaya çıkarsa ne olacak? Böyle bir şey olursa hiç şaşırmam. Zaten istikrarlı olduğumuz tek bir konu var o da ‘Denk gelir diye’ ortaya attığımız ne varsa bir süre sonra ‘Denk gelmediğini’ anlamamız…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021