Ümit KARDAŞ
Halkın haber alma hakkını ilgilendiren bir işleve sahip olan gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklama furyası gelinen durumun vahametini göstermekte. Ayrıca parti liderlerine yönelik siyasal amaçlı soruşturma açma, gözaltı ve tutuklama teşebbüsleri hayra alamet gözükmemekte. Ümit Özdağ’ın tutuklanması, Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmalar ceza hukuku alanında hiçbir yurttaş için hukuk güvenliğinin kalmadığının göstergesi.
Hukuk güvenliği bağlamında hukukun üstünlüğüne dayalı demokrasinin temel unsuru adil yargılanma hakkıdır. Adil yargılanma hakkının çatısı da tabii hakim, yargılama birliği, hakim bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinden oluşan sütunlara dayanmakta.
Hakim bağımsızlığı açısından asıl önemli olan hakimlerin yürütme organı karşısında bağımsızlıklarının sağlanması olup hakimlerin bağımsızlığına karşı en büyük tehdit daima yürütme organından gelmiştir.
Hukuk devleti anlayışının gelişmediği ve yasalarda yer almadığı dönemlerde yürütme gücünün hakimler üzerindeki baskısını önleyebilecek bir engel yoktu. Hakimin bağımsız olmasının güvencesi ya yürütme gücünün başında bulunan kimsenin adaletseverliğine veya hakimin cesaretine bağlı idi.
Bugün ise hakim bağımsızlığı "Hakim güvencesi" adı altında toplanan kurumlarla korunmakta. Ancak bu güvence, hakimlere tanınan bir ayrıcalık değil, halk için kabul edilmiş bir teminattır. Hakimin yüksek ahlak ve erdem sahibi olması kuşkusuz zorunlu. Ancak bu nitelikler hakimin yürütme gücü karşısında bağımsızlığını sağlamaya yeterli olmamakta. Çünkü hakim de bir insandır ve yürütme gücü hakimin özlük işleri üzerinde dilediği gibi oynama yetkisine sahip olduğu sürece onun bağımsızlığından söz etmeye olanak yoktur.
Hakim güvencesi hakimlerin görevlerinden ayırılmamalarının (azledilememelerinin) yanı sıra yasada gösterilen durum ve yöntemler dışında görevlerinden geçici de olsa alınmamaları, rızaları olmaksızın yerlerinin değiştirilmemesi, emekliye sevk edilmemeleri, aylıklarından yoksun edilmemeleri, yükselmelerinin ve atanmalarının idareye bağlı olmaması gibi güvenceleri de içerir. Özetle güvence hakimin yürütme gücü karşısında tam bir güven duymasını ve kararlarını her türlü korku ve endişeden uzak verebilmesini sağlar. Bu durumda ancak hakim bağımsız sayılabilir.
Doktora tezimde 40 yıl önce belirttiğim gibi yürütmenin temsilcisi olan adalet bakanının (partili cumhurbaşkanlığı sisteminde başkanın sekreteri durumunda) ve bürokrat olan bakan yardımcısının Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) doğal üyesi olmaları hakim güvencesini tamamen ortadan kaldırmakta.
Yürütme erkinin hakimiyeti altında olan HSK, hâkim ve savcıları mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapma ve Yargıtay ve Danıştaya üye seçme yetkilerine sahip durumda.
Toplumlar uzun mücadelelerden sonra hakim bağımsızlığının kendi özgürlüklerinin ve haklarının garantisi olduğunu anlamışlar ve bu bağımsızlığı hakim güvencesi adını verdiğimiz kurumlarla sağlamışlardır.
Görülmektedir ki hakim bağımsızlığı ilkesi, hakim güvencesi ilkesi ile tamamlanmakta; bu güvencenin tanınıyormuş gibi yapıldığı bizim ülkemizde ise hakim bağımsızlığı ilkesi kağıt üzerinde kalmakta, yaşama geçirilememekte. Hakim bağımsızlığını sağlayan güvenceler tarafsızlığın sağlanmasında da ön güvence oluşturmakta
Hâkim, yargılama görevini tarafsız, önyargısız ve iltimassız olarak yerine getirmeli. Hâkim, mahkeme içerisinde ve dışında; halkın, hukukçuların ve dava taraflarının yargıya güveni sağlama bağlamında hâkim tarafsızlığına duyduğu güveni koruyacak ve artıracak davranışlar içerisinde olmalı.
Adalet gibi bir etik değeri gerçekleştirmeyi hedefleyen, adalete hizmet anlamını taşıyan bir düzeni oluşturan hukukun bu işlevini yerine getirmesini sağlayan hukukçulardır. Bu nedenle adaletin gerçekleşmesinde en önemli süje olan hakimin bilgi ve vicdan sahibi olması gerekir.
Hakim, hukuk biliminin uygulamaya yönelik alanı içinde hukuk normlarını somutlaştırırken mantığa uygun bir sonuç çıkarmaya çalışır Bunu yaparken de yürürlükte bulunan hukuk normlarının açıklamasını yapan ve somut olaylar için çözüm üreten dogmatik hukuk biliminden yararlanır.
Ancak hakim için bu mantıki süreç yeterli değildir. Bu nedenle hakim adaleti gerçekleştirmek üzere olası kararını vicdanında değerlendirecektir. Adaletsever olması gereken hukukçunun kararını vicdanında onarken etik bir değerlendirme yapması gerekmekte. Çünkü hukukun bağlayıcılığı insanların vicdanında yer alan adalet duygusundan ileri gelmekte.
İşte hukukçu bu etik değerlendirmeyi yaparken sancılı bir süreç geçirir. Hukukçu bu sorunu uygulamada olayların ve bireylerin özelliklerini göz önüne alıp, hakkaniyet ve vicdan ölçüleri içinde aşmaya çalışmalı. Bu nedenle iyi hukukçunun iyi yasalardan önemli olduğu söylenmiştir.
Türkiye’de hukuk uygulayıcılarının ne kadar hukukun felsefesi, sosyolojisi, tarihi, metodolojisi konusunda bilinç sahibi olduklarını tartışmamız gerekmekte. Bu temel bilince sahip olmayan hukukçuların hukuku keşfedip, geliştirmeleri mümkün bulunmamakta.
İktidara talip olan muhalefetin yargının yeniden inşasında söz konusu hususların tespitiyle birlikte çözümleri de önermeleri gerekmekte. Adil yargılanma hakkını gerçekleştirmeden hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokrasiyi inşa etmek mümkün değil.
Bu nedenle BM Bangalor Yargı Etiği ilkelerine uyumlu bir yargı etiği oluşturmak zorunlu.Bu ilkelerden bağımsızlık değeri hukuk devletinin ön koşulu ve âdil yargılanmanın temel garantisi. Bundan dolayı hâkim, hem bireysel hem de kurumsal yönleriyle yargı bağımsızlığını temsil ve muhafaza etmeli. Söz konusu ilkeler,bu değerin uygulanmasından beklenenleri şöyle açıklamakta:
“1.1 Hâkim, doğrudan ya da dolayısıyla her hangi bir sebeple ya da her hangi bir yerden gelen müdahale, tehdit, baskı, teşvik ve tüm haricî etkilerden uzak, olayları değerlendirmesi temelinde, vicdânî hukuk anlayışı ile uyum içerisinde bağımsız olarak yargısal işlevini yerine getirmelidir. 1.3 Hâkim, yasama ve yürütme organlarının etkisi ve bu organlarla uygun olmayan ilişkilerden fiîlen uzak olmakla kalmayıp, aynı zamanda öyle görünmelidir de. 1.6 Hâkim, yargı bağımsızlığını sürdürmede esas olan yargıya yönelik kamusal güveni güçlendirmek amacıyla, yargı etiği ile ilgili yüksek standartlar sergilemeli ve bunları ilerletmelidir.”
Tarafsızlık değeri ise yargı görevinin tam ve doğru bir şekilde yerine getirilmesinin esasıdır. Bu prensip, sadece bizatihi karar için değil aynı zamanda kararın oluşturulduğu süreç açısından da geçerlidir. Bu değerin uygulanmasından beklenenler ise şöyle açıklanmakta:
”2.1 Hâkim, yargısal görevlerini tarafsız, önyargısız ve iltimassız olarak yerine getirmelidir. 2.2 Hâkim, mahkemede ve mahkeme dışında, yargı ve yargıç tarafsızlığı açısından kamuoyu, hukuk mesleği ve dava taraflarının güvenini sağlayacak ve artıracak davranışlar içerisinde olmalıdır. 2.3 Hâkim, duruşma ve karar aşamalarında, kendisini yargılamadan zorunlu olarak el çektirecek olasılıkları makul ölçüler içerisinde asgariye indirecek şekilde hareket etmelidir. 2.5 Hâkim, tarafsız olarak karar veremeyeceği durumda veya makul olarak düşünme yeteneği olan bir kişide tarafsız olarak karar veremeyeceği izlenimi yaratması halinde, yargılamanın her hangi bir aşamasına katılmaktan çekinmelidir.”
Kişi hak ve özgürlüklerini sınırlayıcı kararları almakla yetkili hakimlerin Bangalor Yargı Etiği kurallarına aykırı davranmaları sonucu unsurları oluştuğu takdirde cezai sorumluluklarının doğacağı, bunun yanı sıra hukuki taleplerle karşılaşabilecekleri açık.
Bunun dışında Türkiye’nin AİHM’ce mahkum olması sonucu ödenecek tazminatlarda her yurttaşın ödediği vergilerin katkısının bulunduğu, demokrasi ve hukuk standardı kaybının ülkenin itibarını sarsacağı da düşünülmek zorunda.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları












































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
17.10.2025
1.10.2025
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025