Ümit KARDAŞ
Haziran ayının 28-30’u arasında Abant’ta gerçekleştirilen “Tecrübe ve İlhamlarıyla Afrika” isimli toplantıya katıldım. Afrika, bir milyar nüfuslu, 54 devletli ve çok sayıda ırk, dil, din barındırması nedeniyle çeşitli ve renkli kültürlere, geleneksel insani değerlere sahip bir kıta. Afrika Birliği de Fas hariç, 53 üye ülkesiyle önemli bir bölgesel güç. 2000’li yıllara kadar Türkiye’nin Afrika’ya ilgisi ise zayıf. Son 10 yıldaki gelişmeler sonucu 24 ülke ve Afrika Birliği ile büyükelçilik düzeyinde ilişkimiz var.
Toplantıya 30’a yakın Afrika ülkesi temsilcisinin katılmasının sağlanması büyük bir başarı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Mali’den bakanların, diğer ülkelerden akademisyen, gazeteci, diplomat ve hukukçuların katıldığı toplantıda daha çok Afrika’dan gelenler konuştu, Türk katılımcılar dinledi. Toplantının en zayıf yanı oturum başlıklarıydı. Afrika’nın kolonyal dönemi ve o dönemin bugüne kadar uzanan her alandaki etkileri gözden kaçırılmıştı. Afrika Birliği’nin bölgesel gücü, geleceği ve küreselleşme ile ilişkileri de bu nedenle görüşülemedi. Türk tarafının bu çekingenliğinin aksine, Afrikalı katılımcılar bu konularda gayet özgüvenli ve açıktılar. Kolonyal döneme, etkilerine, modernleşmeye, kadim geleneksel değerlere sürekli göndermede bulundular. Afrika Birliği’nin ortak değerler projesi ve 2012 yılının ortak değerler yılı olduğunu, bu değerlerin modernleşme ile birlikte büyük darbe yediğini belirttiler.
Afrika, kolonyal geçmişinden kompleks duymuyor, yüzleşiyor, kendi geleneksel ama aynı zamanda evrensel olan kadim ortak değerlerini su yüzüne çıkarmak istiyor. Beni bu toplantıda Afrikalı dostların ortaya koyduğu iki kadim Afrika değeri çok etkiledi.
Koloni öncesi Afrika’nın hatırlanabilecek imgelerinden birisinin Ubuntu olduğu anlaşılıyor. Toplantıda ve sonrasında edindiğim bilgiler Ubuntu’nun ne doğrudan bir çevirisi olduğunu ne de kolaylıkla tanımlanabileceğini gösteriyor. Belki insaniyet kavramı bir ölçüde karşılayabilir. Kökeni insaniyete yüksek bir değer atfeden geleneksel Afrika toplumlarına dayanmakta. Toplumsal bir bağlamda ifadesini, kişilerin birbirleriyle ilişkilerinde kişiliğini ve onurunu hissetmesinde buluyor. Bireyin kimliği, ötekinin ve toplu hâlde diğerlerinin kimliklerine saygı göstererek şekillenir. Bu prensip, insancıllığı, insanlığı ve sadece bağlılığı değil aynı zamanda birbiriyle bağlılığı da kapsar: Toplumun bir üyesi topluma aittir, onun bir parçasıdır ve ona katkıda bulunur. (Biz, biz olduğumuz için benim.) Güney Afrika Anayasa Mahkemesi’nde başkanlık yapmış olan Pius Langa’ya göre; bir başkasının insanlığının incitilmesi, her bireyin toplumun bir parçası olması nedeniyle bireyin ve toplumun insaniyetine zarar verir. Prensip, birbirini gözetmeyi ve her bir bireyin diğeri için sorumlu olmasını önemser. Ubuntu, sadece bir hayat felsefesi değil, aynı zamanda sosyal davranış için bir rehber oluşturmaktadır. 1993 tarihli Güney Afrika geçici Anayasası’nın son sözünde, Ubuntu’nun, insan haklarının büyük ihlallerini, vahşi çatışmalarda insani prensiplerin ihlalini ve nefret, korku, suç ve intikam mirasını meydana getiren geçmişin çatışmacı bölünmelerini aşmak için Güney Afrika’nın insanları bakımından güvenli bir temel oluşturmakta olduğu belirtilmekte. Bir intikam değil anlayış ihtiyacı, bir misilleme değil ıslah ihtiyacı, zulüm değil Ubuntu ihtiyacı.
Ubuntu’nun önemli bir özelliği düzeltici adalete ve uzlaşmaya odaklanmasıdır. Kültürün egemen teması diğer bir kişinin hayatının en azından kişinin kendisininki kadar değerli olduğudur. Her kişinin onuruna saygı bu kavramın ayrılmaz bir parçasıdır. Zalim, merhametsiz ya da onur kırıcı davranışlarUbuntu yoksunluğudur. Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarının, adaletin intikamdan ayrılması gerektiği yaklaşımıyla yapıldığını ifade ederken Başpiskopos Desmond Tutu şöyle demiştir: “Ubuntu, sadece sen insan olduğun için benim insan olduğumu söyler. Eğer ben senin insanlığını zayıflatırsam, kendi kendimi insanlıktan çıkartırım.”
Afrika kültürünün ürettiği önemli bir diğer değer olan İndava, belirli bir amaç etrafında tartışmayı ve uzlaşmayı ifade ediyor. Gerilimleri uzlaşma ve işbirliği ekseninde azaltmak, toplum hayatını rahatlatmak. Afrika kabilelerinin koloni öncesi dönemde sözlü geleneğe uyarak diyalog içinde sorunları çözme pratiği. Bunun anlamı hiç kimsenin kimliğinden utanmadan toplumda yer alması, farklılıkların bu farklılıklar korunarak işbirliği ve barış içinde var olması.
Afrika, modernleşmenin getirdiği sistemin ürettiği hırsa, acımasızlığa, adaletsizliğe ve şiddete karşı çare olarak, geçmişinin külleri içinden ortak ve evrensel insani değerler arıyor.
Sistemler bu değerlere dayanmadıkça barış hayaldir.
www.umitkardas.com
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
17.10.2025
1.10.2025
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025