Ümit KIVANÇ
Yaşadığımız olağanüstü günler bir yandan “bize yakışır” özellikler barındırıyor, bir yandan sancılı geçeceği belli bir çöküş sürecine giren iktidarın memlekete ve insanlarına yapabileceği ekstra kötülüklere dair belirtiler içeriyor, bir yandan da tarihî dönüşüm imkânları ve bunların belki de değerlendirilebileceği yolunda işaretler sunuyor.
İçinde yaşadığımızdan kanıksadığımız haller, dışarıdan bakanı dehşete düşürecek nitelikte ve çapta:
Yerel seçime gidilirken, iktidardakiler ülkenin “bekâ”sından sözediyorlar, herkes biliyor ki, yapılacak olan iktidar için güvenoylamasıdır. Eşbaşkanları ve binlerle sayılacak kadar üyesi ve sempatizanı hapse atılmış partinin seçimde görev alacak mensupları her gün beşer onar gözaltına alınıyor, kimileri bırakılıyor, ertesi gün yenileri alınıyor; partinin adayları için “seçilirlerse icabına bakarız” postaları atılıyor, “seçilirlerse çalıştırmayız” tehditleri en üst düzeyden savruluyor. Devlet bizzat seferber olup güvenlik kuvvetleri mensuplarını iktidar partisine seçim kazandırmak için oradan oraya kaydırılan seyyar seçmen gibi kullanıyor. Memlekette yayımlanan gazete ve televizyonların ezici çoğunluğu parti bülteni olarak basılıp dağıtılıyor ve akıl almaz yalanlar, iftiralar, palavralarla kirli propaganda faaliyeti yürütüyor. Yüksek Seçim Kurulu’na güvenenler var muhtemelen, ama kim olduklarını kimse bilmiyor. Seçim gecesi, bilgi tekeline sahip kılınmış sözde resmî ajans pek acayip ve zavallıca bir entrikanın başrolüne soyunuyor…
Bütün bunları daha da acayip kılan, her şeye rağmen seçimin iyi kötü mâkûl dürüstlük ölçülerinde yapılabilmesi! (Türkiye’de seçimlerde ne ölçüde hile yapılabilir, ne kadarı yapılamaz, bu konunun bitmek bilmeyen tartışması için de güzel örnekti son seçimler.)
Ve ne oluyor? Sadece sandık başlarında durup seçmenlerin kafasına vurarak kendine oy verdirmesi eksik kalmış iktidar, ciddî yenilgiye uğruyor. İtilip kakılan, türlü ezâ cefâ ile hayatın zindan edildiği, artık sadece “Doğu-Güneydoğu” partisi olmaktan çıkmış, üstelik Batı’da da yalnız Kürtlerden değil başkalarından da oy alan “Kürt partisi”, hapisteki eşbaşkanının simgesel anlamı büyük jestinde billurlaşan, belirleyici rol oynuyor bu sonucun doğmasında. Geleneksel yüzde 60-65’lik sağ blokun asla erozyona uğramayacağına güvenerek başkanlık rejimi ihtirasıyla kendini tuhaf bir yüzde elli bir cenderesine sıkıştırmış Tayyip Erdoğan+AKP, yanına aldığı bilumum faşizan tayfanın artan oy gücüne rağmen memleketin belli başlı büyükşehirlerinin neredeyse tamamını kaybediyor.
E, seçimdir, bu da olur, seçmendir, bu defa böyle yapar, denebilir. Denemiyor. Başlıyor bir “itirazlar” müsameresi. Kimbilir hangi ultra-lüks markanın hangi pahalı kumaşlardan yapılma giysilerini sırtına geçirince kendilerini pek mühim yaratıklar zanneder ufak ufak adamlar, gözümüzün içine baka baka, hem aptalca hem tehlikeli palavraları ardarda dizmeye başlıyorlar. Ve tam o esnada!.. İstanbul’a AKP’nin “kazandık” afişleri asılıyor! Her biri koskocaman, çok, pek çok sayıda afiş. Kaç yoksul ailenin yıllık yeme-içme parası, kaybedilmiş seçimde kazanıldığı izlenimi yaratmak, böylece yürütülen hile operasyonuna kitle desteği sağlamak için bir çırpıda harcanıveriyor. (Tabiî bu afiş operasyonu, öbür yandan, iktidarın kendi propaganda aygıtının ikna kuvvetine aslında pek güvenmediğini ortaya koyması bakımından da ilginçti.)
Esas sorun düşkünlük ve rezillik değil
Yirmi beş senedir Erdoğan+AKP iktidarının bir tür kaynak üreticisi gibi çalışan, etrafında kurulu çıkar ağını besleyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni hemen teslim etmemek için gönülsüz davranılması, anlaşılır. Muazzam kaybın etkisiyle öfke krizlerine kapılınması anlaşılır. Bu nedenlerle itirazların normal olmayan raddelere vardırılması anlaşılır. Ancak “itiraz süreci” ve propaganda mekanizmasının ona eşlik eden faaliyeti, öyle sadece “kaybetmeyi bilmeme” diye filan nitelenemeyecek, bizim ölçülerimizde bile olağan sayılamayacak, feci bir düşkünlük ve rezillikti. Belirleyici olan, mevcut iktidar dairesinin özellikleri gözönünde bulundurulduğunda yine de mümkün sayılması gereken bu fecaat değil.
İktidar koalisyonunun -özellikle AKP kanadının- seçimden sonra, sayım sürecinde gösterdiği performans ve buna yön veren zihniyet, açıkça, bu siyasî hareketin öndegelenlerinin “seçimle gitme” ihtimalini pekâlâ ortadan kaldırılabilir bir seçenek olarak gördüğünün ispatı.
Bu, 31 Mart yerel seçimlerinin ilk önemli siyasî sonucu: Eğer başarabilirsek, az buçuk hukuk düzenine benzer bir şeye sahip olduğumuzda, bu siyasî kadroya -ve belki temsil ettiği siyasî anlayışa da- çok partili, seçimli, parlamentolu siyasî yaşamda yer olup olmadığı mutlaka tartışılacaktır. Kuvvetler ayrılığı, yasallık kavramı ve parlamentoyu, hiçbir kuralı ve denetim-dizgin mekanizması olmayan bir tek adam rejimi uğruna imha eden, din istismarcılığına dayalı gaspçı savaşçı siyaset sonunda elimizde kalmış tek ciddî demokratik mekanizmayı, seçimlerin güvenilirliğini de ortadan kaldırmaya kalkıştı. Ona yaklaşım ve hakkındaki hüküm artık buna göre şekillenecek; kaçınılmaz.
Muhalefet saflarında bu konuda hâlâ sürdüğü görülen aymazlığa kapılmayan herkes bilir ki, MHP zaten, asla demokrasiyle işi olmayan, güvenlik devletine icabında seferber edebilsin diye toplumsal -“sivil”- destek temini işlevine sahip bir “özel” mekanizmadır. Toplumun değil devletin parçasıdır. İşlevi itibarıyla parti gibi görünmek zorunda olduğundan, “parti gibi” davranan unsurları da var. Yani aslında çok partili demokratik hayatta ne işi olduğu sorgulanacak bir kuruluş.
Çoğulcu demokrasinin bütün kurumlarını ilga etmeye çalışan AKP de artık o koyu gri alandadır.
Buradaki artık bir demokrasi-diktatörlük saflaşması. MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım’ın A Haber’de canlı yayına bağlanıp söylediği, bunun apaçık tarifi: “CHP'nin asıl hedefi İstanbul’u yönetmek değil, tek adam rejimini devirip demokrasi getirmek. Bu da olur mu olur. Buna müsaade etmemek gerekir.” Neye müsaade etmeyecekmiş? “Demokrasi getirme”ye. Buyurun “bekâ” meselesinin özetine!
Eklenmesi gereken bir husus daha var; AKP’nin vaziyetini daha da şaibeli hale getiren. Ekrem İmamoğlu’nun mazbata aldığı gün AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, KHK ile kamu hizmetinden men edilenlerin yalnız seçilme değil seçme haklarının da ellerinden alınması gerektiğini herkesin içinde, kameralar önünde yüksek sesle dile getirdi. İnsanları göğüslerine takılı, değişik renklerdeki yıldızlarla dolaşmak mecburiyetinde bırakan Nazi uygulamasını derhal akla getiren bu fikrini, hukuk mezunu bu siyasetçi, “haydi ben de bir fitili ateşleyeyim” hafifliği içerisinde sundu. Yüz kızartıcı fikre yakışan yüz kızartıcı sorumsuzlukla.
Partinin en üst düzeyinden yetkilinin fiilen ikinci sınıf yurttaş yaratmayı alenen savunabiliyor oluşu, bu parti üzerine düşünürken şüphesiz ilk elde hesaba katılacaktır bundan böyle.
AKP’nin içinden muhtemelen, seçimsiz, kanunsuz, Nazi’vârî bir diktatörlüğü değil, klasik sağcılığın iş gördüğü çok partili, parlamentolu siyasî rejimi tercih edenler çıkacak ve ayrılıp yeni parti kuracaklar. Herkesin kesin gözüyle baktığı bu gelişme yaşandığında, 31 Mart seçimlerinin üçüncü önemli siyasî sonucu doğmuş olacak.
Birinciden üçüncüye atladık; ikinci nerede? Geliyor:
CHP’nin parti doğuruşu
CHP’deki gelişmeye diktatörlük-demokrasi saflaşması bağlamında eğilmek lazım. Devletin toplum içine uzanan öbür kanadı işlevi de taşıyan, ancak solun toplumdaki geleneksel marjinalliği nedeniyle, sağcı olmayan herkesin de bir şekilde sığındığı ve hep olduğundan farklı olmasını beklediği bu kuruluş, yapısal kimlik bunalımını bu defa hayırlı bir sonuç doğuracak tarzda yaşadı. CHP’nin özellikle İstanbul örgütü ve buradaki seçim-sayım sürecine mukayyit olan milletvekilleri ve genel merkez elemanlarının performansına bakınca, geçenlerde aklıma “CHP’nin içinden sahici parti çıktı” sözü gelmişti. Aynı sözü tekrarlayacağım: Oy çuvalları başında serilmiş uyuklayan, sonuçlar çıktıkça canlanan, heyecanlanan, her şeyden önce, seçim gecesi işini doğru dürüst yapıp sandık başı denetimleri ve tutanakları güvenli şekilde toplama fasıllarını başarıyla gerçekleştiren, on yedi günlük-gecelik maratonda teklemeyen ve o arada, kamuoyuna yönelik açıklamalar başta olmak üzere, genel tutum bakımından iyi sınav veren CHP örgütü, eğer sahiden “bu daha başlangıç”sa, Türkiye’nin son yıllardaki en önemli kazanımı olabilir.
Partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nun mazbata alışının ertesi günü, YSK’nın kendini tuzak kurmuş konuma düşüren norm dışı kararını, seçilen KHK’lılara mazbata vermeme uygulamasını “insan haklarına aykırı” diye nitelemesi, dolayısıyla, sözkonusu uygulamanın mağduru Kürt siyasetçilere arka çıkması, belki bu partinin içinden sahici parti çıkmasından bile önemli sayılması gereken bir gelişme. Tabiî arkası gelecek mi, böyle bir demokrasi çizgisine tutarlı şekilde sahip çıkılacak mı, bunları henüz bilmiyoruz. Zira bugün CHP’ye dinamizm kazandıran ve yeni bir çehre vermeye başlayan ekip bir gün birdenbire genel merkez operasyonuyla, mâlûm dosyaların istiflendiği metal raflı loş odalardan birine tıkılıp kilitlenebilir de.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Ekrem İmamoğlu’nun, mevcut tek adam iktidarının başlıca dayanağı kutuplaştırma-düşmanlaştırmayı hedef alan siyaseti, etkili ve başarılı şekilde yürütülebilirse, mevcut iktidarın altından bastığı zemini çekebilir. Tabiî buna muhalif safların ne derece iştirak edeceği kritik soru. Zira bunca yıldır birikmiş öfke, kin, hınç ve temelde fiille değil faille uğraşma kültürü buna ciddî engel oluşturabilir. Genel çoğulculuk ve demokrasi kültürümüzün ilköğretim iki-üç seviyesinde bulunuşu da zaten yapısal engel.
Umalım ki, yaşananlar, kafamıza uymayanlarla birlikte yaşamanın yolunu bulmadan bizim de huzurlu yaşayamayacağımızı, her saftan yeter sayıda insana göstermiş olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024