Ümit KIVANÇ
Dışişleri Bakanlığı, 3 Temmuz 2024 tarihiyle bir resmî açıklama yayınladı. Açıklamayı açmak açmak, daha da açılamayacak hale getirmek, dünya meselelerini, dış politikayı takip eden gazeteciler için vazifedir. Evler basıp, üç kuruşa çalışan yurtsuz adamları eşlerinin çocuklarının yanında dövmek, işten dönen delikanlıları sokak ortasında öldürmek gibi meşgalelerimiz olmadığından vaktimiz bol. Bu tür millî girişimlere katılmadığımız için sırtımızı sıvazlaması ihtimali ne yazık ki bulunmayan büyüklerimizin gözünde kıymetsiz mesaimizi bu mühim vazifeye vakfedebiliriz. Açıklamayı ele alacak ve en kısa zamanda yerine bırakacağız. Resmî belgedir, buruşturup çöp kutusuna atamayız. Gerçi atanlar çıkabilir, onlara işaret yaparız. Girişelim.
Açıklamanın doğruluğu tartışılamayacak kısmından başlayalım. Tarih ve numara: “No: 127, 3 Temmuz 2024”. Evet, sahiden böyleydi bunlar.
Başlıksa, doğruluktan başlar başlamaz ayrılınacağının işareti:
“Ortadoğu ve Suriye Politikamız ile Bağlantılı Olarak Ortaya Atılan İddialar Hk.”
Görüşler, eleştiriler falan değil de “ortaya atılan iddialar” hakkında konuşuyoruz! Manipülatif; üzerine açıklama yapılması gereği duyulmuş görüşleri baştan itibarsızlaştırmaya yönelik. Eski usûl uyanıklık.
Ha, burada da doğru bir kısım var: “Hk.” Tek doğru şeyin bir kısaltma oluşu sanırım metin yazarlarına kaderlerinin oyunu.
Esas metne geçelim. Onlar söylesin, biz karşılayalım. Bunu da mektedir’li, maktadır’lı yapalım ki, sesimiz gür çıksın.
“Dış politikamız, devletimizin ve milletimizin çıkarlarını esas almaktadır.”
Hayır. Muktedirlerin iktidarını sürdürmesini esas almaktadır.
“Türkiye, bu anlayış tahtında, güçlü tarihi ve kültürel bağlarının bulunduğu Ortadoğu’da barış, istikrar ve refahın tesisini hedeflemektedir.”
Hayır, böyle bir şey hedeflememektedir. Amaç her dönemde devlete hakim olmayı başaran bir tahakkümcü gücün endişe, hezeyan, hırs ve takıntılarından meydana gelen komplekslerin yatıştırılması, mümkünse tatmini, fırsat bulunan her an tesisine çalışılan birtakım hegemonya konumlarına ulaşılmasıdır. Hele büyük bölümü memleketimiz sınırları içinde yaşayan Kürtlerin TC sınırları dışındaki akrabalarını Türkiye’nin ezelî ebedî düşmanı görerek izlenen agresif politikaların barışla, istikrarla, refahla uzaktan yakından alâkası yoktur. Suriye topraklarına yönelik, halen uygulanmakta olan askerî-siyasî planlar, hem barıştan hem de “bağlar”dan ne anladığınızı gayet güzel ortaya koymaktadır. Ayrıca “bağlar” iki taraf arasında kurulur ve o bağ dedikleriniz, bu bölgede, bağın öbür tarafı için çoğu zaman hiç de hayırlı anılan bir ilişkiyi ifade etmez.
“Bu siyasetin oluşturulmasında uluslararası hukuk, insani değerler ve küresel adalet arayışı temel prensiplerimizdir.”
Değildir, hiç de olmamıştır. Kendi ülkenizde hukukla, insan haklarıyla, adaletle ne ilişkiniz vardır ki, bunların uluslararasısıyla, küreseliyle ilginiz olsun? Pratiğinize bakan, söylediğinizi gülünç bulur.
“Türkiye, Suriye’deki iç kargaşa neticesinde yaşanan insani trajedi karşısında da başlangıçtan bu yana ilkeli bir tutum sergilemiştir.”
Asla böyle bir şey yapmamıştır. Türkiye’de iktidara ve bakanlığınıza hakim olan ekip, Suriye’deki savaşı bizzat körüklemiş, mülteci akınından siyasî fayda ummuş, sinsice kundaklama politikanızın berbat dumanları arşa yükselmiş ve maalesef milyonlarca insanın hayatını söndürmüştür.
“Dış politikasını milli menfaatleri doğrultusunda güncelleyen ülkemiz, ulusal güvenliğimize yönelik tehditlere karşı gerekli önlemleri almaktan da çekinmemektedir.”
Sizden önce kimse “millî menfaat” ve hele “ulusal güvenlik” düşünmüyormuş gibi davranmanız, “ilke” gibi bir kavram bir yana, Allah bir deseniz güvenilemeyeceği konusunda yeni bir işarettir. Güvenlik güvenlik diye hayatı kaydırılmış bir toplumuz biz. Neden bahsediyorsunuz? Sizin ideolojik takıntılarınıza ve çıkar hesaplarınıza göre oraya buraya bulaşıldığında mı millî, ulusal her ne varsa akla geliyor? “Güncelleme” lafı da, askeriye sonrası iktidar memurlarının boy uzatmak için ayakkabı tabanına koyduğu mukavva falan gibi bir şeydir.
“Demokrasilerde yapıcı eleştirilerle dış politikaya katkı sağlamak elbette mümkündür. Bununla birlikte, siyasi rant uğruna gerçeklerin çarpıtılması ve ideolojik bağnazlığa dayalı ithamlarda bulunulması bu kapsamda değerlendirilemez.”
Tabiî değerlendirilemez, nasıl değerlendirilsin! Zaten kapsamı belirlemek sizin ayrıcalığınızdır ve suç işlememiş insanları hapse atıp ömürlerini gasp etme hakkı gibi, neyin “yapıcı eleştiri” olduğuna, neyin “ideolojik bağnazlık” olduğuna hükmetmek de bu ayrıcalıklar cümlesindendir. Eğer “ideolojik bağnazlığa dayalı itham” diye bir şey varsa, bunun baş icracısı bağlı bulunduğunuz iktidar mekanizmasıdır. Söylediğiniz söz sadece, “işimize kimse karışamaz” anlamına gelir; bu memlekette siyaset yapan, yazan çizen kimse de bunu yiyecek kadar hıyar değildir.
Haklı olduğunuz tek husus, “yapıcı eleştiri”nin “dış politikaya katkı” sağlayabileceği yerin “demokrasiler” olduğunu belirttiğiniz cümle başıdır. Evet, bu ancak oralarda olabileceğinden, vatandaş diye bir şey tanımayan bizimki gibi rejimlerde bulunmasını beklemek haliyle şapşallıktır.
“Ortadoğu ve Suriye politikamıza yönelik ortaya atılan iddialar, herhangi bir analitik nitelik taşımadığı gibi temel tarih bilgisinden dahi yoksundur.”
Şahane! Parçası olduğunuz bugünkü iktidarın herhangi bir konuda sahiden analitik herhangi bir düşünce zinciri üretebildiği görülmemiştir. Görülemez de, çünkü zihinleriniz bunu imkânsız kılacak ketler kilitlerle donatılmıştır. Fakat, bu korkunç üstenci ifadede bir defa daha ortaya konduğu gibi, gerçekte düşünmeye yaraması beklenen ufacık organlarınız ancak birilerine hakarete, birilerini ithama, birilerini hakir görmeye, göstermeye sıra geldiğinde verimli çalışabilmektedir.
“Türkiye, yıllardır taammüden ateş çemberine dönüştürülmüş bir coğrafyada huzur ve istikrar adası olmayı başarmıştır.”
Başaramamıştır. Şu anda bu memlekette iktidar sahipleri bile huzur içinde beş dakika geçirememektedir. En başta, herhangi bir yer ateş çemberine dönüşmüşse bunda ya paylarının olmasından ya bundan çıkarlarının zarar görecek olmasından ya da birtakım foyalarının meydana çıkacağı endişesinden. Öte yandan, huzurlu, istikrarlı ülkede hukuk-adalet böyle bizdeki gibi, alıp beğenmediğin herkesin kafasına indireceğin odun muamelesi görmez, vatandaş dediğin kişinin hakları, yönetenlerin ona karşı görevleri olur, insanlar aç-açık, üstüne üstlük aşağılanarak, alay edilerek süründürülmez. Eğer bir yerde huzurlu insan, istikrarlı ev, aile, mahalle hayatı yoksa ama ülkenin huzur ve istikrar içinde bulunduğu iddia ediliyorsa bunun tek anlamı vardır: zorba bir yönetim kimseye göz açtırmıyor, gık diyenin tepesine biniyordur.
“Ülkemiz bölgede yaşanan savaşların dışında kaldığı gibi milletimizin huzur ve güvenliğini perçinlemiş, refahını artırmıştır.”
Yalan. Memleketimizi yönetenler, savaşların dışında mışında kalmamış, tâ içine dalmıştır. Hâlihazırda başka ülke topraklarındaki yerleşim birimlerini buradan gönderilen subaylar, idareciler yönetmektedir. Ordu sürekli başka ülke topraklarındadır. Ankara, mevcudunu hiçbirimizin bilemediği binlerce yabancı savaşçıyı eğitmekte, donatmakta, şurada burada sahaya sürmektedir. Türkiye toplumunun huzur ve güvenliği “perçinlenmiş” falan değildir. Başkentin ortasında patlatılan bomba aslında kafanızda patlamıştır, haydi ölenlere acımıyorsunuz, hiçbir sorumluluk almıyorsunuz, bari sağa sola saçılmış itibarınızın, haysiyetinizin parçalarını toplasaydınız, polis gelip yaralıların ve yardıma koşanların üzerine gaz atmadan. DAİŞ Ankara’nın göbeğinde yüz kişiyi öldürdü -ülkenizde daha da neler yaptı-, dört milyona yakın sığınmacı burada ve siz “savaşın dışında kaldık, huzurumuz refahımız da arttı” diye bir metni kaleme alıp dünya âleme sunabiliyorsunuz. Eksik bıraktığınız cümle, “o arada utanmayı da sınırlarımız dışına sürdük, pek güzel oldu” gibisinden bir şeydir.
“Bu süreçte savunma yeteneklerini de geliştiren ülkemiz, kendi coğrafyasında akamete uğrattığı terörle sınır ötesinde de mücadele edebilir hâle gelmiştir.”
Ee? “Terör” dediğiniz şeyin zeminini toptan ortadan kaldırabilecek bir dış politika, yakın çevre politikası ihtimalini ihtimal olarak bile ele almaya ne çapınız ne kompleksleriniz ne ideolojik takıntılarınız elverirken övündüğünüz şey nedir? O “terör” nereden çıktı? Neden bunca yıldır sürüyor? Sizin hiç mi katkınız, dahliniz, bönlüğünüz, görmezliğiniz, duymazlığınız yok bu işte? Neyle övünüyorsunuz? Muktedirlere iktidar alanı açan savaş ortamını daha yıllarca sürdürebilecek olmakla mı?
“Tüm bu gerçekleri görmezden gelerek salt siyasi rant amacıyla mesnetsiz ithamlarda bulunan kesimlerin, bölgemize nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri hâline geldikleri de gözden kaçırılmamalıdır.”
Burada daha analitik olalım ki, bu analitik âlimler bizi ciddîye alsınlar! Ne yapılıyormuş? Bir defa, kendilerine yönelik eleştiri falan yok, “iddialar” varmış. Bunlar “mesnetsiz”miş. “Gerçekler görmezden gelinerek” ortaya sürülüyormuş. Üstelik bu melanet “salt siyasî rant amacıyla” yapılıyormuş. Fakat koca bakanlık bu pespaye şeylerle uğraşma gereği duymuş. Niye? Meçhul. Söylemiyorlar.
Açıklamanın “salt” ne amacıyla yapıldığına böylece ulaşıyoruz: Tehdit. Dış politikaya yönelik eleştiri meleştiri yapan, dış güçlerin ajanı vs. olmakla suçlanacaktır, haberiniz olsun. “Bölgemize nüfuz etmeye çalışan egemen güçler” de kimdir, ayrı mesele. Komik de. Bölgemize nüfuz etmemiş egemen güç mü var? Kim? Çin mi? Türkiye’de dış politikayı eleştirenler Çin ajanı mı meselâ? ABD’yse, zaten onyıllardır burada. Ne yapacak, Pentagon’u mu taşıyacak Ege’de koy kapatıp? Rusya zaten, Ukrayna Savaşı yüzünden mecburen az öteye çekildi, yoksa hâlâ TC’nin güney sınırında zırhlı araçla devriye atmakla meşgûl, Suriye’de DAİŞ biraz daha azıtırsa yine uçakları bombardımana başlar. Kimdir bu henüz nüfuz etmemiş de şimdi edecek “egemen güçler”? Saçma.
Ve son paragraf:
“Dış politikadaki adımlarımızı, devletimizin ve milletimizin çıkarları doğrultusunda atmaya devam edeceğiz.”
Meydan okuyor bakanlık. Yukarıdaki tehditle bu biraraya gelince bütün bu feci açıklama metninin özünü oluşturuyorlar. Yani: “Dış politikaya laf etmeyin, sizi dış güçlerin ajanı ilan ederiz, bildiğimizi de okuruz!” diyorlar. Biz de diyelim ki: Okuyamazsınız, birader. Deniz bitti. Farkında bile değilsiniz hem bizi hem kendinizi ne hale soktuğunuzdan. Acınacak halde de değilsiniz, çünkü memleketine bile bile kötülük yapana acınmaz. Üstelik bu utanmasızlık, özgüven kılığındaki bu kibir, bu tepeden atma tutma… ne ağzınızdan çıkan doğru ne haliniz. Yazık bize.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları













































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024