Ümit KIVANÇ
Nusra Cephesi’nin Suriye’de hızla büyümesi Irak İslâm Devleti merkezinde tedirginlik yarattı. İpleri elinden kaçırdığını hisseden IİD Emiri Ebubekir el-Bağdadi harekete geçti. IİD’in yayın organı El-Furkan’da yayınlanan ses kaydında el-Bağdadi, Colani’den “askerlerimizden biri” diye sözediyor, Colani’nin örgütündekileri de “oğullarımız” diye niteliyordu: “Askerlerimizden biri olan El-Colani’yi ve onunla birlikte oğullarımızdan bir grubu vekilimiz olarak tayin ettik ve Levant’taki hücrelerimizle buluşsunlar diye onları Irak’tan Levant’a gönderdik… Onlar için planlar yaptık, nasıl çalışacaklarını tayin ettik ve onlara elimizden geldiğince her ay malî destek verdik ve onları, hem mültecilerden hem yerlilerden, cihadın savaş alanlarını tanıyan bilen elemanlarla takviye ettik.”
Bağdadî, “Levant ve dünya halkı önünde ilan etmenin zamanı gelmiştir ki,” dedi, “El Nusra Cephesi, Irak İslam Devleti’nin bir uzantısıdır ve onun parçasıdır.” Bundan böyle her iki isim de kullanılmayacaktı, çünkü ortada tek bir örgüt vardı, o da Irak ve Şam (Levant) İslâm Devleti (IŞİD) adıyla anılacaktı.
Bundan sadece iki gün önce El Kaide’nin resmî propaganda mecrası As Sahab Zevahiri’nin “Allah’ın izniyle bir cihadî İslâm devleti kurun,” çağrısını yayınlamıştı.
İki gün sonraysa Nusra’nın resmî yayın organı Beyaz Minare’de (El-Manara el-Bayda) Colani’nin cevabı geldi. Colani, saygıda kusur etmedi, IİD liderinden, “Allah onu esirgesin, Şeyh Bağdadî” diye sözetti, ama “iki örgüt-tek devlet” kararından haberlerinin olmadığını, Nusra’nın Irak’taki Bağdadî’nin değil, Pakistan’daki Eymen el-Zevahiri’nin (El Kaide merkezinin) otoritesini tanıdığını duyurdu. Böylece Nusra’nın El Kaide ile organik ilişkisi de ele güne açık edilmiş oluyordu.
2013 yazına kadar Nusra-DAİŞ/IŞİD ilişkisi belirsiz kaldı. Mayıs sonunda Zevahiri bir mektup yayımladı, iki tarafı da eleştirdi, “tamam, ayrı durun ama beraber çalışın” dedi.
El Kaide lideri, DAİŞ’in başındaki Bağdadi için, “…bize danışmadan, en azından bize haber vermeden Irak ve Şam İslâm Devleti’ni ilan etmekle yanlış yapmıştır,” diyordu. Colani’nin de, “…bize danışmadan, en azından bize haber vermeden, Irak ve Şam İslâm Devleti’ni reddetmek ve El Kaide ile bağlantısını açıkça ilan etmekle yanlış yaptığını” söylüyordu. IŞİD adı iptal edilmişti, kullanılmayacaktı.
Müstakbel halife Bağdadi, Zevahiri’yi fena tersledi. Haziran 2013’te, “Irak ve Bilad-ı Şam’da Kararlı Duruş” başlığıyla yayımlanan sesli mesajında şöyle haykırdı: “Kanın dolaştığı damarımız ve gören gözümüz olduğu sürece Irak ve Şam İslam Devleti var kalacaktır… bundan vazgeçmeyeceğiz ve taviz vermeyeceğiz; ölene kadar!” DAİŞ lideri, çıtayı da epey yüksekte tutuyordu: Zevahiri’nin mektubuna “pek çok hukukî ve metodolojik şerhi” vardı; meydan okuyordu: “Allah’a karşı gelen mektuptaki emirleri değil Allah’ın emrini yerine getirmeyi seçtim.”
DAİŞ böylece, yalnız Suriye’deki şubesi Nusra’yı değil, doğrudan El Kaide merkezini karşısına alıyordu. Zevahiri’nin yolladığı arabulucuların gideremediği çatlak, bundan böyle DAİŞ Sözcüsü sıfatıyla tanınacak olan Ebu Muhammed el-Adnanî el-Şamî’nin El Furkan Medya’da yayınlanan konuşmasıyla daha da büyüdü. El-Adnanî, artık doğrudan “İslâm Devleti” diye bahsettiği DAİŞ’in “hiçbir zaman El Kaide’ye biat etmediğini” bildirdi, Zevahiri’ye itirazlarını sıraladı. Esad, Suriye Aleviliği, Lübnan Hizbulahı, Irak ve İran Şiiliği’ni topluca karşılarına alabilecek kapasitede olduklarını göstermek için, “Diyala’dan Beyrut’a kadar bütün Rafızîleri (Şiiler) bombalayacaklarını” söyledi. Doğrudan Nusra ve Colani’ye hitabı da en az bu kadar sertti, onları Suriye’de mücahitlerin saflarını bozmakla itham etti, “inşikak”tan (bu bağlamda: bölücülük) sözetti.
Ankara’nın Suriye’ye yönelik faaliyetini hızla artırdığı günlerdi. Fehim Taştekin’in kitabında (Suriye. Yıkıl Git, Diren Kal, İletişim Yayınları, 2016) anlattığına göre, Cilvegözü ve Öncüpınar sınır kapılarından ağır silahlar savaş bölgesine aktarılıyordu. Antakya’da gece ikiden sonra elektrik kesiliyor, camları karartılmış otobüsler savaşçıları sınıra taşıyor, yörede herkes bunları biliyor, korku içinde izliyordu.
2014’ün 10 Temmuz’unda DAİŞ Musul’u zaptetti ve asıl bomba 29 Temmuz’da patladı: Ebubekir el-Bağdadi, Musul’da, El Nuri El Kebir Camisi’nde halifeliğini ilan etti. Ve bundan böyle DAİŞ, Suriye’nin öbür silahlı cihatçı örgütlerinin müttefiki değil hasmı olarak varlık gösterdi. Başta Nusra, herhangi bir yerde karşı karşıya geldiği bütün ötekilerle çatıştı.
O, tanımadığı Irak-Suriye sınırını kaldırıp iki yanda da kendi başına hunharca mücadelesini sürdürürken, Suriye’nin kuzeybatısında, İdlib vilayetinin tamamını, Halep ve Hama’dan da parçaları içine alan cihatçı bölgesi oluşuyordu.
2016 Temmuz’unda Nusra Cephesi, başka örgütlerle biraraya gelerek Şam’ın Fethi Cephesi’ni (ŞFC) oluşturduklarını ilan etti. Kimsenin tam anlam veremediği ve inandırıcılık sorunuyla mâlûl bu girişimin ilk bakışta hemen dikkat çeken unsuru, bu yeni bileşik örgütün “hiçbir dış güçle bağlantısının bulunmadığının” vurgulanmasıydı. Açıktı ki, bu, ŞFC’nin odağındaki esas büyük güç Nusra’nın uzun zamandır başka herkesçe sorun sayılan El Kaide bağlantısının kesildiğinin ilanıydı. Nusra’ya bu zamana kadar epey para ve silah yardımı yapmış olan, rehine kurtarma operasyonlarında örgüte fidyeler ödemiş bulunan Katar’ın bu bağlantı kesilsin diye yaptığı baskı mı sonuç vermişti? Şüphesiz tek sebep bu değildi. Nusra, daha geniş cephe haline gelmek istiyor, başka örgütleri otoritesi altında toplamayı planlıyordu. Sindirecek, zorlayacaktı, ama rıza da üretmesi gerekiyordu ve sözkonusu bağlantı önündeki en belirgin handikaptı.
İdlib’de ŞFC’nin öbür cihatçı örgütleri ezip yok ettiği veya bünyesine kattığı süreç, AKP’nin herhangi bir ilçe başkanından Afganistan’ın ücra köyündeki Taliban’cıya kadar bütün İslâmcıların aynı şey olduğunu düşünmekte ısrarlı Türkiye okuryazarı için de azıcık anlaşılır olsun diye, ŞFC’nin o süreçte karşılaştığı eleştirilere cevaben yayınladığı bildiriden bazı parçaları aktaracağım. Üzerine konuşulan olayları açıklamam gereksiz, her şey kolayca anlaşılıyor:
“• Medyadaki abartmalara karşılık, biz Ceyş el-Mücahidin, Şam Cephesi ve Raşidin Operasyon Odası’nın Batı Halep ve Kuzey İdlib örgütlerini tesirsiz hale getirir ve dağıtırken tek insan ölmemiştir. Can kaybı sadece Sukur el-Şam’la çatışmamızda meydana geldi, çünkü bize saldırdılar ve birçok mensubumuzu öldürdüler. Ve Ceyş el-İslâm, bize ağır silahlarla ateş açtı. (…) tanklarıyla gelip köyü bastı, oysa onlarla meselemiz olmamıştı…
- 23 Ocak günü Sukur el-Şam lideri Ebu İsa el-Şeyh’in bizi ‘Haricî’ diye nitelemesi ve ortadan kaldırılmamız için insafsızca çağrı yapması, konvoylarını harekete geçirmesi ve bazı üslerimize saldırması, altı elemanımızı öldürmesi karşısında şaşkınlığa kapıldık. Biz onlara ilişmemiştik, onlarla meselemiz yoktu.
- Bazı örgütlerin liderleri, dış güçlerin maşaları. Bazı örgütler Suriye Devrimi’ni yolundan saptırmaya çalışıyorlar.
- El Kaide ile ilişkimizi, Suriye Devrimi’nin hayrı için kesmedik mi?
- Daha birkaç hafta öncesine kadar biz bütün öbür örgütlere, “gelin birleşelim” demiyor muyduk?
- Liderimiz Ebu Muhammed el-Colani, birleşince oluşacak yapının liderliğini Ahrar el-Şam lideri el-Ömer’e bırakmayı teklif etmedi mi?
- Birleşme doğrultusunda öbür gruplarda güven yaratmak için liderimiz el-Colani ilk defa yüzünü açıkça gösterip kendisini insansız hava araçlarının, suikast girişimlerinin hedefi haline getirmedi mi? (…)
- Birleşmeye yanaşmayan biz değiliz. Öbür gruplar birleşmek istemedi. Bugün doğan bölünmenin sorumlusu onlardır. Bizimle birleşmediler ve buna gerekçe olarak bazı ülkelerden gelen yardımların kesileceğini gösterdiler. Örgütümüzü lağvetmemizi, üslerimizi terk etmemizi ve elemanlarımızı dağıtmamızı dahi isteyenler oldu.
- Bize karşı genel seferberlik çağrısı yapan din âlimleri, çatışmanın büyümesinden sorumludur. (…) Bize karşı seferberlik çağrısı yaparken, öbür yanda Esad’la oturmuş, ateşkes için anlaşıyor, pazarlık yürütüyorlar.
- ŞFC’yi eleştirmek için din âlimlerinin fetva ve hüküm hazırlama ve yayımlama hızı muazzam. En az altı fetva verildi. (…) Neredeyse hepsi aynı gün ortaya çıkan toplam altı fetva! Bu durum gayet meşru sorular yaratır. (…) bize karşı fetvalar veren din adamları, destek aldıkları devletlerin baskısı yüzünden bu konuda susmak zorunda kalıyorlar. (…) Daha önce başka gruplar arasında çıkan çatışmalarda böylesine süratle bu tür fetvalar verildiğine, seferberlik çağrıları yapıldığına şahit olmadık. Ceyş el-İslâm’ın Guta’da tamamen güç ve iktidar uğruna giriştiği saldırıda 350 mücahit öldü, böyle hükümler verilmedi; nerede kaldı birilerini Haricî diye damgalamak! ÖSO Kuzey Suriye’de Levant Cephesi ile çatıştı, birçok genç öldü, yine şu yapılanın benzeri görülmedi. Ahrar el-Şam’ın Cünd el-Aksa’yı ortadan kaldırma amacıyla giriştiği harekât (…) büyük kayıplara mal oldu. Ama kimse Ahrar’ı, şimdi onunkiyle kıyaslanır bir hasar vermeden davranan bizi suçladığı gibi suçlamadı (…)
- Elbette bazı din adamları bizim son kampanyamızı yanlış bulabilir, günahtır, cehheneme gideceksiniz, diyebilir. Böyle bir görüş ayrılığı meşrudur. Ancak bizim yolsuzluk yapan Ceyş el-Mücahidin’e yönelik tavrımızı DAİŞ’in tutumuyla kıyaslamak, bizi onun yerine koymak nasıl mümkün olabiliyor? Kimse, ŞFC mensuplarının birilerine turuncu mahkum elbiseleri giydirip onları koyun gibi kurban ettiğini, videolarını çekip yayımladığını görmüş mü? Kimse, ŞFC’den ayrılanların hapsedildiğini, öldürüldüğünü görmüş mü?
- Türkiye Rusya ile ortak hareket ettiğini açıklamışken El-Bab’da Fırat Kalkanı Harekâtı’na katılmanın caiz olup olmadığı konusunda din âlimlerinden haftalardır görüş beklerken, onlar gelişen olaylarda ŞFC’nin haksız olduğuna çabucak karar veriverdiler. Oysa âlimler daha önce bu harekâta katılmanın ancak Türkiye’nin, ‘işgalci katil Ruslar’ bir yana, ABD ile birlikte hareket etmemesi koşuluyla caiz olacağını açık ve net belirtmişlerdi. (…)
- Halep’in düşüşü, muhalefette birleşmenin becerilemeyişi, Astana görüşmeleri, ABD hava saldırılarının artışı ve Türk-Rus ittifakı, durumu değiştirdi. Muhalif gruplar aşağılayıcı konuma razı geldi, görüşmelere katılıyor. Rejimi devirme hedefinin yerini görüşmeler, ateşkes, giderek insanî yardım konusu aldı. (…)
- Suriye’deki temel sorunlardan biri, örgütlerin adaletsizlikler yapıp, suçlar işleyip, bunların hesabını vermeden dönüp gidebilmeleridir. Levant Cephesi, Halep’te 150 savunma noktasını terk etti, savaşçıları Halep’in düşüşünü seyrettiler, hesabı sorulmadı. Bu sona ermeli. ŞFC işte bu yüzden bazı grupları hedef aldı. (…) Başkalarının yıllar boyu beceremediği işleri birkaç saat içinde başardı.”
Bildiri şöyle bitiyordu:
“Cihadı ve siperleri paylaştığımız kardeşlerimize diyoruz ki: Bizi tecrit etmek ve bizimle savaşmak amacıyla Astana’da üzerinde tartışılan kararlar ve benzerleri boş laftır. Dikkat edin, farkında olmaksızın, devrim ve cihat düşmanlarının kullandığı araçlar haline gelmeyin. Örgüt liderlerine diyoruz ki: Biliyoruz, onların (devrim ve Cihat düşmanları) sapkın fetvaları ve ideolojik terörizmi tarafından yönlendirilerek -belki iyi niyetle- sonunda pişman olacağınız kararlar alıyorsunuz, ama son pişmanlık fayda etmeyecek. Dininize bağlı kalın, cihada ve savaşa dönün, siyasetin şeytanlarını ve onların suflörlerini kendinizden uzaklaştırın… Bütün örgütler… siyasî ve askerî olarak birleşmiş, (…) Şeriat’a dayalı bir Sünnî yönetim biriminin statü kazanması üzerinde anlaşmalılar. Bu amaca ulaşmak için işbirliği yapmanın aciliyeti ve önemi konusunda ısrarcıyız…”
Devam edecek...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları











































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024