Ümit KIVANÇ
İsrail’in Lübnan’da Hizbullah üyeleri ve kime rast gelirse diye giriştiği terör eylemi, güncel insanlık durumu hakkında teşhise yarayacak pek çok belirti barındırıyor. Öncelikle, hernekadar İsrail devleti için bu olaya özel bir yanı olmasa da, yapılanın basbayağı tarife uygun terör eylemi olduğunu kayda geçirmeliyiz. Bir devletin kendi hükümranlık alanı dışında gerçekleştirdiği her operasyonu -çok kötü, yanlış, hunharca vs. bulsak da- tanım itibarıyla terör eylemi olarak niteleyemeyiz şüphesiz. Fakat önümüzdeki örnek, -devletler dahil- herhangi birilerinin yaptığı işin terör eylemi sayılması için temel şartları içeriyor: Eylemin askerî hedef gözetilerek yapılmayışı, boyutu önemsenmeksizin sivil kayıpların baştan göze alınışı, yani umursanmayışı ve bütün bir topluma dehşet (=terör), korku, belirsizlik, güvensizlik duyguları yaymanın öngörülmesi ya da umursanmaması.
Birçok ahlâksız politikacı ve İsrail yanlısı yayın organları tarafından “Çağrı Cihazları Operasyonu” diye adlandırılarak düpedüz evcilleştirilmeye, yumuşatılmaya çalışılsa da, resmen kitle katliamı girişimi de olan Mossad eylemi, günümüz dünyasında işlerin nasıl döndüğüne dair bazı somut-pratik ayrıntıları gözümüzün önüne serdi. İçlerine patlayıcı monte edilmiş çağrı cihazları ve el telsizlerinin peşine düşüldüğünde ortaya çıktı ki, işin içinde, asıl üretici Tayvan firmasının lisans verdiği Macaristan şirketi ve onun yanısıra para transferini ayarlayan Bulgaristan şirketi var ve ikincisinin sahibi, kendi ülkesinde şehir dışında huzurlu yaşam sürüyor görünen bir Norveçli.
Hem Macaristan hem Bulgaristan yetkilileri, cihazların kendi ülkelerinde imal edilmediğini açıkladılar; Macaristan Hükümet Sözcüsü Zoltán Kovács, “Sözkonusu şirket bir ticarî aracı,” dedi ve Macaristan sınırları içinde herhangi bir imalat tesisi bulunmadığını bildirdi. Gerçekten de, Macaristan sitesi Telex’in de aktardığı üzre, bu şirketler büyük ölçüde kağıt üzerinde varolan aracılar gibi gözüküyorlar ve işin daha çok sipariş-fatura-para transferi gibi aşamalarını halletmiş naylon kuruluşlara benziyorlar. Her ikisinin de adres olarak gösterdikleri yerler, başka birçok şirkete “adreslik eden” binalar. BAC Danışmanlık’ın adı, Budapeşte’deki binanın girişindeki cama tutturulmuş bir A4 kağıtta yazılı; Sofya’da Norta Global’in “merkez ofisi”, tam 196 başka şirketin de bulunduğu binada.
BAC Danışmanlık, Macaristan ticaret sicil kayıtlarına göre, 2022’de tescil edilmiş. (Bulgaristan’daki Norta Global de öyle.) Ancak sahibi-yöneticisi ve her şeyi -başka kayıtlı çalışanı yok- olan Cristiana Rosaria Barsony-Arcidiacono’nun, Lübnan’daki kitlesel terör eylemiyle ilgili haberlerin duyulmasından sonra sildiği LinkedIn profilinde kendisinin 2019’dan beri şirketin CEO’su olduğu yazılıymış!? Bu LinkedIn profiline göre Cristiana Hanım’ın özgeçmişi epey parlak. AB Komisyonu, UNESCO ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) için çalıştığını ileri sürüyor. Ancak bu faaliyetleriyle ilgili tek kare fotoğrafı yok. AB Komisyonu sözcüsü, kendilerinin hiçbir tarihte böyle bir çalışanının olmadığını, ancak belki bazı projelerde dışarıdan işbirliği yaptıkları kimseler arasında bulunabileceğini, bu nedenle araştırdıklarını açıkladı.
Bu ispatsız kariyere karşılık, doğrulanmış, başarılı bir kariyeri de var, Barsony-Arcidiacono’nun. İngiltere’de geçen üniversite yaşamı ve ertesinde epey başarılı görünüyor. 2002 ile 2017 arasında, London School of Economics ve Londra Üniversitesi’nde katıldığı çeşitli lisans üstü programlarla ilgili olarak kendisinin verdiği bilgilerin büyük ölçüde doğru olduğu anlaşılıyor. Akademik yayınların toplandığı bir sitede, gerçekten de altı makalesi yeralıyor. Academia sitesinde de iklimle ilgili birkaç pdf’si bulunuyor. Macaristan Bilimler Akademisi Nükleer Araştırma Enstitüsü’nden, tam 131 yayını olan profesör Ákos Kövér ile birlikte makaleler yazmış. Profesör, Barsony-Arcidiacono’nun University College London’da fizik doktorası yaptığını Macar gazetecilere doğruladı. Hattâ doktora çalışmalarında ona yardımcı olduğunu anlattı.
Barsony-Arcidiacono’nun profesörle birlikte kaleme aldıkları akademik makaleleri yayınladığı Researchgate’e koyduğu bilgilerde yine de tutarsızlık var. Uluslararası STK Earth Child Institute’un yönetiminde yeraldığını yazmış, fakat ECI bunu yalanladı. Yalnız 2017-18’de aralarında “size nasıl katkıda bulunabilirim?” yollu bir e-mailleşme olduğunu, ondan beri de bu hanımla herhangi bir temaslarının bulunmadığını açıkladı.
Bir bulmaca da, kendini iklim konusunda hassas, temiz enerji vs. mevzularında uluslararası danışmanlık şirketi olarak sunan Eden Global Climate Impact Group’un sitesinde, şirketin bir biriminin başında gözüken Barsony-Arcidiacono’nun adının da yeraldığı “Biz Kimiz?” bölümünün Lübnan’daki patlamalardan sonra ulaşılmaz hale gelmesiyle meydana çıktı. Gerçi şirket bulmacanın dik âlâsı… Sitesinde şöyle bir gezinince, naylon bir girişimle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Mış gibi yapılan bölümlerle ve birbirini tekrar eden, epeyce dayama malzemeyle, fantastik görsellerle dolu, site. Grubun Facebook sayfası da evlere şenlik bir muhayyel vitrin âdetâ.
Şu ana kadar edinebildiğimiz bilgiler karanlık birtakım işlerle karşı karşıya olduğumuzu apaçık gösteriyor. Nitekim, New York Times’ın görüştüğü “üç istihbarat uzmanı”, BAC Danışmanlık’ın İsrail istihbarat şebekesinin parçası olduğunu söylediler.
İki gündür dünya basınının peşine düştüğü ve hakkında bulunabilen en ufak ayrıntıyı kurcaladığı Barsony-Arcidiacono’nun öyküsü gerçekten ilginç. Katanya’da (Sicilya) doğduğu, annesinin hâlâ Sicilya’da yaşadığı yazıldı, ancak onu parlak bir doktora öğrencisi olduğu yıllardan beri tanıyan Profesör Kövér’e göre annesi Macar, babası 2000’lerde ölen Sicilyalı bir gazeteci. Daily Mail, Barsony-Arcidiacono’nun artık hayatta olmayan ninesiyle dedesinin Macaristan’da yaşadığını, dedesinin doktor olduğunu, ninenin iki-üç yıl önce, 93 yaşında öldüğünü aktardı. Ninesinin komşusu gazetecilere Barsony-Arcidiacono’nun bazı pazar günleri gelip ninesiyle yemek yediğini anlatmış. Prof. Kövér ise onu ninesiyle yaşıyor biliyor.
Ajanlık işlerine bulaşmasında bir “ağaç yaşken eğilir” hadisesi var galiba. Üniversitede parlak bir öğrenci olduğu, bilim âleminde başarıyla ilerleyebileceği yolunda işaretler bol. Ancak belli ki erken aşamada devşirilmiş. Macar haber sitesi HVG, Prof. Kövér’e dayanarak, Barsony-Arcidiacono’nun doktorasından sonra doğru dürüst işinin olmayışına dikkat çekti.
Gazeteciler 49 yaşındaki Barsony-Arcidiacono’nun eski sevgilisini buldular, adam, “İşi konusunda hep ketumdu,” dedi. Ne zaman tam olarak ne iş yaptığını sorsa, kadın “işte, mâlûm ticaret işleri falan” yollu cevaplar veriyormuş.
Barsony-Arcidiacono’nun Pinterest sayfasına göz atınca, bilumum sosyal medyada sıradan -sınıflandırılamayan, bir kaba konamayan- kullanıcı kimliğiyle iz bıraktığını görüyoruz. İlgi alanları, tipik sosyal medya trolü izlenimi uyandırıyor: Mücevher, dizayn, sayfa şablonları, kadın giyim kuşamı, takılar vs., hayvanlar, desen-illüstrasyon, deniz, motifler, çizim, dans, orman, fotoğrafçılık, tango, esinlenme. 57 kişiyi takip ediyor, 21 takipçisi var. Instagram sayfasındaki acemice desenlerden burada da var. Instagram sayfasındaki manzara tam uyduruk. Bu arada, kadının kimliği ve İsrail saldırısındaki muhtemel rolü ortaya çıkar çıkmaz, başka kullanıcılar, tabiî özellikle Filistin savunucuları ve Lübnanlılar haklı olarak küfür kıyamet mesajları döşenmişler bu sayfaya.
Barsony-Arcidiacono hakkında karşıma çıkan en ilginç durum, adına IMDB’de rastlamak oldu. Tuyet Le’nin yönettiği, 2011 yapımı Patient 17 filminde prodüksiyon asistanı olarak çalışmış. Film Londra’da çekilmiş. Belli ki pek matah bir iş değil. Hakkında hemen hiç doğru dürüst bilgi yok. Sadece çekildiği kamerayı, Londra’da çekildiğini ve IMDB’nin koyduğu etiketleri biliyoruz: “Suç, drama, gizem, korku” -ne tesadüf! (Yönetmen Le, 2003’ten itibaren -IMDB puanları 6.4’ü aşmayan- sinema filmleri ve kısa filmler çekmiş, 2002-2012 arasında dizilerde oynamış, TMDB’de de yönetmen ve yazar olarak kaydı ve fotoğrafı bulunan, ancak doğum yeri bile belirtilmemiş bir kadın.) Film macerası galiba Barsony-Arcidiacono’nun Mossad işleriyle bağlantısız bir faaliyeti. Beceremese de desen çizmeye de meraklı olduğu -veya göründüğü- düşünülürse, mâkûl sayılır. Aksine, varlık gösterilen alanları çeşitlendirme gereği de sayılabilir.
Barsony-Arcidiacono’ya şu ana kadar sadece NBC News ulaşabildi. Onlar da kadının verdiği, “Ben sadece aracıyım, bir şey imal etmedik. Olayı yanlış anlamışsınız,” cevabıyla yetinmek zorunda kaldılar.
Şirkete dönüp bitirelim. BBC’ye göre, BAC Danışmanlık’ın kimseye herhangi bir şey gönderdiğine dair herhangi bir sipariş-teslimat kaydı vs. bulunamadı. Buna karşılık, hesaplarında, 2022’de 725 bin, 2023’te 593 bin dolar kazandıkları gözüküyor. Peki nereden? Bu açıdan hayli şüpheli bir durum var, çünkü meselâ BAC’nin iş yaptığını iddia ettiği Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı’ndan gazetecilere “böyle bir firmayla ilgimiz yok, yine de araştırıyoruz” açıklaması yapıldı.
Bendeniz bu yazıyı yazıp teslim edene kadar ortaya çıkmadıysa, Hizbullah’çıları ve civarlarında kim varsa herkesi yaralayan, sakat bırakan, bazılarını öldüren terör eyleminin araçları olan elektronik cihazların nerede, kimin tarafından üretildiği ve Hizbullah’a hangi yoldan ulaştırıldığı henüz bilinmiyor. Buna karşılık, bu tür işlerin nasıl yürütüldüğüne dair bazı izler görmüş bulunuyoruz.
Eksik olsun!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024