Ümit KIVANÇ
Osman sakin, tane tane konuşuyor. Gezi’deki hareketin yataylığını, lidersizliğini, önceden planlanmamışlığını hatırlatıyor. “Gezi üzerine yapılmış otuz beş araştırma ve makaleyi inceleme fırsatı bulduğunu” belirtiyor. Neler okumadı ki hapiste… İddianameyi ve ona zemin oluşturan polis raporunu kaleme alanlar okumuş mudur herhangi bir şey? Av belli, silah var, uygun an da bulunacak; gerekmez. İşin tuhafı, Gezi’de inisiyatif almış, önde gözükmüş insanlar çoktan yargılandı, aklandı. Buradan alınacak hınç kalmış olmalı; hem de Osman’a şöyle okkalı bir teşkilat ve eylem uydurmak gerekiyordu, Türkiye ölçülerinde bile saçmalaşan fiilî cezayı meşrulaştırmak için. Osman’ın, “İddianame cezalandırmaya dönüşen uzun tutukluluğa dayanak olsun diye hazırlanmış” demesi bu yüzden.
Yiğit Aksakoğlu kürsüye gelip hayatı ve faaliyetleri hakkında bilgi verdiğinde, böyle bir insana böyle zulmederek bir ülkenin neler kaybettiğini sayıp dökmüş oldu. Lâkin bunlar hep sivil toplum işleri; bize lazım olan devlettir, onun kıymetlenmesidir. Yiğit Aksakoğlu’nun ömründen yedi ay çalanlara göre, onun ezcümle meşru-yasal faaliyetleri yalnız gereksiz değil suç. Alâkası olmayan telefon konuşmalarının Gezi’yle ilgili gibi gösterilip suç kanıtı niyetine ortaya sürülmesinde de sıkıntı yok. Çünkü hepsi devleti kıymetlendirme uğruna yapılıyor!
OSMAN DA UZAK, ADALET DE
Başka bir mesele daha var. Büyük mesele. Osman da “burada sorun yok mu?” imâsıyla hatırlatmıştı: Üzerine iddianame kurduğunuz her şey, Fethullahçı polis ve savcıların hazırladığı paketten. Yiğit Aksakoğlu bir adım daha attı, geçmişe doğru; dedi ki: Çözüm Süreci’ne karşı olanlar bu malzemeleri derledi. Daha sonra Avukat Turgut Kazan, bu malzemenin, Fethullahçı teşkilat tarafından, darbe girişimi başarılsaydı ertesinde kullanılmak üzere hazırlandığını ileri sürdü. Türk yargı sistemi oralı olmuyor. Fethullahçı’nın ekmeği böyle hallerde yenebiliyor!
Aksakoğlu’nun basitçe söylediği, iddianameye bakınca niçin adalet yerine melanetin geçirildiği bir skeç metni görmemiz gerektiğini açıklıyor: “Benimle ilgili dinlemeler Gezi Parkı boşaltıldıktan sonra başlıyor!” Olabilir mi sahiden? Öyle. Şaşırmayın, çünkü bu “örgüt davası”nda örgütün adı ve hiyerarşisine dair veri de yok. Ya da basitçe şöyle diyeyim: Yiğit Aksakoğlu ile Osman Kavala tanışmıyorlar! Nasıl?
Aksakoğlu, donanımlı koskocaman binaları ve çepeçevre yerleştirilmiş jandarmalarıyla pek gösterişli bir yargı sisteminin “ciğerini” tasvir ediyor: “Bu iddianame mantığına göre, aynı konuşmalar ve faaliyetlerimle bambaşka bir iddianamede de yeralabilirim.” Eğer yargının esenliğini ve adalet azıcık olsun kurumlaşmazsa ne hale gelineceğini azıcık kafaya takmış biriyseniz, bu sözden çıkaracağınız anlam açık ve korkutucu: Bu, iflastır.
Mücella (Yapıcı) Hanım sanık kürsüsüne geçip iflasın tasdik belgesini ortaya koymadan evvel Ayşe (Buğra; Osman’ın eşi) ayağa kalkmış, bakışlarını uzaklardaki yüze eriştirmeye çabalıyordu. Boğaz kıyısında durmuş, karşı yakadaki evin penceresinde kıpırdaşanın ne olduğunu anlamaya çalışır gibiydi. Osman çok uzaktaydı, ulaşılması zordu. Arada sıra sıra boş sanık sandalyelerinden meydana gelen volkanik bozkır vardı, atlayıp yüzemezdiniz. Atlasanız jandarma bırakmazdı. “Ziyaretçi”yle, yani “dışarı”yla ilişkisini olabildiğince güçleştirmek için tam arkasına oturtulmuş jandarmaların arasından seçebildiğim kadarıyla Osman arkaya dönmüştü galiba. Ayşe elini gözlerine siper ediyor, gözlerini kısıyor, seçmeye çalışıyordu. Galiba? Evet, galiba. Kimse ne yapsa daha iyi göremezdi. Çok uzaktaydık. Birbirimizden ve adaletten.
BİRŞEYLER OLMALI…
Mücella Hanım’ın iflas ilanı: “Aynı suçtan ikinci defa yargılanıyorum!” Bu laf edildiğinde birşeyler olmalı. Olmuyor. Yargıçlar ve savcı kapatıp gitseler… yok, cübbeleri çıkarsalar… yok, yerlerinde kıpırdansalar bari? I-ıh. Daha baştan, gerek Mücella Yapıcı gerekse ikinci defa yargılanan öbür sanıklar, Yapıcı’nın “ikinci versiyon iddianame” adıyla andığı uyduruk suçlamalar manzumesi ile gündeme geldiklerinde, işi adalet mekanizmasını korumak, kollamak olan birilerinin, “olmaz böyle şey” demesi gerekirdi. Sahipsiz mi adalet mekanizması?
Mücella Hanım, “Murat Pabuç kim?” diye soruyor, ifadeleri savcı tarafından kutsal metin muamelesi görmüş şahsı kastederek. “Kimdir bu? Nerede yaşar? Aklî dengem yok, demiş.” Ee? Bir şey olmuyor. Mücella Hanım: “İki iddianamede birbirinin tamamen aynı kısımlar var.” Ee? Yargı sistemi mensupları kıpırdamıyor. Şu anda savunmasını yapan sanık bu suçtan yargılandı, beraat etti, onu suçlayan savcılık bu kararı temyiz etmedi! Ee? I-ıh.
Mücella Hanım, “İnsanlar, sahip oldukları hakları kullandıkları için cezalandırılamaz,” diyor. Yargı sistemi hak-hukuk hatırlatmalarına kayıtsız. Bu da ı-ıh.
Ve bitiriyor: “Bu savunmam ilk yargılamadaki savunmamın aynısıdır. Hiçbir ekleme yapmadım.” Ee? Birşeyler olmalı.
Olmuyor. Çiğdem (Mater Utku) iddianamede kendisine atılan suça dair herhangi bir delile rastlamadığını söyleyince de olmuyor. Delile gerek yok, bizde suç esas. Peki suç ne?
BU SUÇLAR BÜYÜK SUÇLAR
Açık Toplum Vakfı, Saraybosna’daki belgesel atelyesine gidilmesi için destek olarak üç kişiye uçak bileti almış. Bugünkü değeriyle her biri sekiz yüz (800) lira! Atelyede Gezi’ye dair toplanmış görsel malzeme (videolar) ile bir belgesel film yapılması için de çalışılacak.
Adalet yine robokop sûretindeki jandarmaların sıralandığı fuayeye çıkıp tuvalete ilerliyor, yerini melanete bırakıyor.
Çiğdem böyle bir filmi yapma suçuyla itham ediliyor. Nitekim böyle bir film yapılmış. Fakat sözkonusu atelyeden on üç gün önce bitirilip internetten yayımlanmış. Karıştı mı işler? Yoo. Zira, bakın burası çok önemli, o başkalarının yaptığı, başka film. Çiğdem Gezi filmi yapmamış. Yapmadığı film için hakkında ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Yapsaydı? Ağırlaştırılmış müebbet bir Gezi belgeseli için münasip ceza olur muydu? Yargımız ne diyor bu konuda?
Demiyor bir şey. Ve mesele münasip ceza sorunundan ibaret kalmıyor. Suçun ispatıyla ilgili de büyük meselemiz var. Hakan Altınay, “Savcı ortaya bir suç koyup bunu ispat etmediği için,” diyor, “sanırım benim suçsuzluğumu ispat etmem gerekiyor.” İşte bunu artık biliyoruz: Fethullahçıların akla sığmaz katkılarıyla güçlendirilmiş Türk yargı sisteminin başlıca dayanağı: Biz suçlarız kardeşim, sen aksini ispat edeceksin.
Açık Toplum Vakfı’nda yöneticilik yapmış Altınay, “İmza yetkim 2009 sonunda bitti,” diyor. Gezi 2013’te. Fakat savcıya ne bundan? Arada dört fark var diye savcı sayılarla mı uğraşacak? Dört farktan maç çevirip tur atlamadı mı takımlar?
Savcı sayıyla uğraşmaz; meselâ… meselâ kitapla ilgilenir! Mevzu karışmasın, uzun ayrıntı vermeyeyim, bir zamanlar sivil toplum faaliyetlerinde yeralmış, sonradan bugünkü iktidar tarafına geçmiş iş insanı Can Paker’in “hayatı ve eserlerini” konu alan kitap savcının ilgisini çekmiş. Paker’e sorulan, onun “bilmiyorum” diye cevapladığı bir soru özellikle hoşuna gitmiş. Ve savcı soruyu alıp iddianameye koymuş! Filan filan mı? Cevap: Bilmiyorum. “Filan filan mı?” iddianamede, Hakan Altınay’ın suçunu ispat için yeralıyor. Suçlar neler? AB’ye toplu mektup yazılmış, “iktidarın Gezi’deki baskıcı tavrı yüzünden Türkiye ile ilişkilere zarar gelmesin” denmiş. “Medya kuracaklar”mış. Altınay soruyor: Sergiyle, belgeselle, mektupla, ağırlaştırılmış müebbetlik suç nasıl işlenebilir?
Bir “Türkiye 101” kitabının girişinde yeralabilir mi bu cümle? Yoksa kendimize kıyak çekip yalnız “Türk Yargı Sistemi” adlı ince broşürün ithaf kısmına mı koyalım? Silivri’deki ilk duruşma gününde en çok tekrarlanan kavramlar: haksız, dayanaksız, gerçekdışı vs.. O kadar çetrefilli bir izansızlık var ki ortada. Fethullahçı teşkilatıyla yanyana getirilmesi asla mümkün olmayacak insanları Fethullahçılara yakınlıkla suçlayabilen insafsızlığa ilaveten. Bunlara bir de haysiyet meselesi ekleniyor. Altınay, “Bizi bu durumda bırakanların yüzü kızarıyor mu bilmem,” diyor, “ama ben onlar adına da utanıyorum… hicap duyuyorum ve bu töhmetten kurtulmayı talep ediyorum.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024