Ümit KIVANÇ
İnsanlığın 1960’lardaki kazanımlarının törpülendiği 1980’lerden itibaren eşitsizlik ve siyasî-ahlâkî çürüme bakımından dünyanın feci hale gelmesinde büyük pay sahibi akıl-fikir erbâbından Francis Fukuyama, Trump’çılığın kaynağını ve mahiyetini “henüz anlayamadığımızı” söylüyor. Geçtiği bütün hayırlı şerli aşamalardan sonra, onca kan ve gözyaşı pahasına insanlığın varılacak yere vardığını, oranın da utanmazca eşitsizlik sistemi olarak tanımlanabilecek neoliberalizm olduğunu bilebilmiş bir kimse, Fukuyama, ancak yanıbaşında cereyan eden hadiseleri bir yere oturtamamış belli ki. Gerçi sorduğu soru haklı, nasıl olup da yetmiş milyon kişinin Donald Trump gibi birine oy verebildiğini, hattâ bunların arasından bir grubun, niçin Trump ne derse gözü kapalı inandığını merak ediyor. Hakikaten bunlara cevap bulmuş değiliz. Fukuyama gibi birinin, böyle bir mahsûlün çıktığı toprağa bizzat imalatına öncülük ettiği fikir-ideoloji gübresinin katkısını görmesini de beklememeliyiz herhalde.
Politico dergisinin, otuz beş değişik yazar-çizer-düşünürden görüş alarak giriştiği bilanço çıkarma çalışmasını aktarmayı sürdürüyorum. Neyin bilançosu? Şunu soruşturuyorlar: “Trump (dönemi) toplumuyla, rejimiyle ABD’ye neler etti?” Bunları aktarırken, sözü, içinde yaşadığımız dönemin burada bize neler ediyor olabileceğine de uzatıyor ve -umarım yakında geçmişte bırakacağımız- şu dönemi değerlendirirken işimize yarayacak başlıklar ve araçlar elde etmeye çalışıyorum. (P24’te yayımlanan bu serinin ilk iki yazısına göz atmak isterseniz, ilki şurada, ikincisi de şurada.)
Francis Fukuyama’nın Politico’ya verdiği üç-beş cümlelik görüş, Trump’ın ABD’ye neler ettiğine dair fikir vermekten çok, günün birinde pencereden dışarı bakıp orada neler olduğunu ilk defa görmüş fildişi kulesi sakininin sinir bozucu hayretini ortaya koyuyor. İnsanlık tarihini bir çırpıda çözüvermiş neoliberal “düşünür”lerin kapasitesine dair de fikir veriyor. 1980’lerin ilahları bu adamlar!
Diyor ki hazret: Yahu nasıl oldu da bu Cumhuriyetçi seçmen Demokrat Partililerin çocuk kanı içtiğine inanacak hale geldi? Fukuyama, “küreselleşmenin yarattığı eşitsizlikler”, beyaz seçmenlerin güç ve itibar kaybı endişeleri, sosyal medya şirketlerinin etkileri, büyükşehir sakinleriyle kırsal yöre insanları arasındaki devâsâ toplumsal ayrım gibi sebeplerin Trump’a desteğin artışında şüphesiz rol oynadığını, ancak hiçbirinin, bu üçkağıtçı ahlâksızın kültvârî ayinlerle neredeyse tapınılan bir dinî kişilik muamelesi görmesini açıklayamayacağını söylüyor. (Üçkağıtçı ahlâksız diyen benim, Fukuyama ağzını bozmamış.) E, yalan değil. Fakat ortaya sadece soru atarak kaçıp gidiyor. Gerideki eşitsizlik piramidini yok sayarak, “Batı demokrasisi insanlığın varabileceği en şahane rejimdi, oraya da vardık, bitti” diyen birinin cevap arama işgüzarlığına girişmemiş oluşu yine de iyi belki.
Fukuyama bizim kuşağımız için hayli simgesel kötü karakterlerden. Bu yüzden ağzımdan kaçanı durduramıyorum.
Göçmen diyarı
ABD üzerine düşünürken, konuşurken en rahat olan insanlar biziz şüphesiz; Türkiye’de siyasetle -yaparak veya izleyerek- uğraşanlar. Yüz milyonlarca kişilik bu toplum, nüfus çeşitliliği bakımından benzersiz bu koskoca ülke, federal yapısındaki yerel-merkez ilişkileri bakımından benzersiz bu devlet, bize göre, “Amarikan emperyalizmi”nden ibaret. Düşüncenin yerini alan bu takıntı öylesine yerleşik ki, ABD içerisinde hoşumuza gidecek değişimler olması ihtimali ortaya çıktığında bunları ya görmezden gelmeyi ya da çabucak kulp takıp değersizleştirmeyi refleks edinmişiz. İş orada da kalmıyor. Kendi halkının canına okuyan, ülkesinde olsak bizi de gözünü kırpmadan katledecek zalim Üçüncü Dünya diktatörlerini sırf ona karşı geldikleri için sevip bağrımıza basabiliyoruz. “Anti-emperyalizm” bandanası sararak kafadaki milliyetçilik boyasını gizleme bakımından da en elverişli malzeme, Amerika.
Oysa ABD toplumu, farklı kökenlerden insanların tercihe bağlı biraradalığı nedeniyle, bir türlü çözemediği ırkçılık, dışlama, ötekileştirme sorunlarına rağmen, ulusal, dinî, ırksal vs. ayrımlardan kurtulmuş “insanlık ideali” besleyenlerin hep yakından izlemesi gereken bir “canlı”. Sınıfsal mesele arayan için de dünyanın en bereketli sınıf mücadelesi tarihi laboratuvarlarından.
“Göçmenlik” konusu ABD’de bizim tanımadığımız bambaşka boyutlar içeren, yapısal bir mevzu. Şimdi Trump’ın alevlendirdiği beyaz ırkçı saldırganlığın inanmak ve inandırmak istediği gibi bir “istenmeyen yabancılar” sorunu değil bu. ABD nüfusunun hatırı sayılır bölümünün aidiyetiyle, varoluşuyla ilgili sorun. “Hepimiz göçmeniz!”, o ülkede basbayağı ayağı yere basan slogan.
New York Üniversitesi’nde gazetecilik profesörü Suketu Mehta, 1977’de -on dört yaşındayken- ailesiyle birlikte ABD’ye yerleşmiş bir akademisyen. Bir Göçmen’in Manifestosu diye kitabı var. Mehta, 2016’ya kadar göçmenliği yüzünden herhangi bir sorunla karşılaşmadığını, ancak Trump’a destekte vücut bulan hareketin doğrudan doğruya ABD’yi “yeniden beyaz yapma” hedefi güttüğünü, eşzamanlı olarak, beyaz olmayan herkese karşı saldırıların, cinayetlerin arttığını belirterek söze başlıyor. Hayatında ilk defa, “Bana ve çocuklarıma burada yer var mı?” diye düşündüğünü söylüyor. Ve tabiî sayılara dikkat çekiyor: 2016’da Trump’a 63 milyon insan oy vermişti, “göçmenlere karşı bütün cephelerde savaş”la geçen dört yılın üstüne, bu sayı 70 milyona çıktı!
İnsan ister istemez, bizde “Çözüm Süreci” ile toplanamayacağına hükmedilen desteğin savaş, yıkım ve zulümle artırılması hamlesini hatırlıyor. Siyasî adlandırmalar bazen çıplak gerçeğin gizlenmesine yarayabiliyor. Aslında birçok evrensel konuda sorulması gereken ilk soru belki de şu: İnsanlar neden kötülüğe bu kadar meraklı? Neden hevesli? Arzulu demeliyiz belki. Başka insanları ezmeyi içeren her “formül” neden bu kadar geçerli?
Mehta, “Trump’a oy verenlerin çoğu, inanmak istiyorum ki, beni Amerikalı sayar,” diyor. “Ama çoğu saymıyor ve bunlar kalabalık.” Profesör, artık hakları için mücadele etmeden yaşayamayacağını belirtiyor. Gelip yerleşmiş, iş güç edinmiş milyonlarca insan, belli ki, kendilerini her an kovulabilecek, istenmeyen konuklar gibi görmelerine yolaçan dayatmanın şokunu yaşıyorlar. Saldırgan çoğunlukla aynı yaşam alanını paylaşan, tehdit altındaki azınlık konumunu anlamak, Türkiye’de çoğunluğun asla yanına bile yaklaş(a)mayacağı bilinç aşaması gerektiriyor. Sadece aşama değil. Bizim kategorik olarak reddettiğimiz bir hal bu. Kazara ucundan anlamaya başlarsak varoluşumuzun sarsılacağını seziyoruz. Anlamaya meydan vermeyecek manevî bariyerleri sağlam oluşturmuşuz.
“Artık hiçbir göçmen Amerikan Rüyası’nın peşinden koşmaya odaklanmayı beceremez,” diyor Mehta, “çünkü dört yıldır Amerikan Kâbusu’nun içerisinde yaşıyoruz.” Yok edilme korkusunun eşlik ettiği hayat nasıl huzur içerisinde sürdürülebilir? Ve başkalarını böyle bir korku içerisinde yaşatmaktan duyulan tatminin tedavisi mümkün müdür? Mehta, Trump gitti, ama zincirini çözüp saldığı “çirkin tutkular” kaybolmadı, diyor. “Beyaz ırkçılar ve yabancı düşmanları, silahlanmış halde caddelerde dolaşıyorlar.” Bizde açıkça silah gösterilerek dolaşılmıyor. Ama dolaşılıyor. Bahsettiğimiz korkuyu taşıyan herkesin uzaktan görür görmez anlayacağı şekilde dolaşılıyor. Dolaşmanın ötesine ne zaman geçileceğini yalnız bu gezmelere yol verenler biliyor. Ötesine geçildiğinde 6-7 Eylül falan oluyor.
Trump devrinin en feci sonuçlarından biri, artık en azından belirli dozu, belirli tezahür şekilleri, belirli arsızlığı, yüzsüzlüğü geçmişte kaldı, o haliyle ortaya çıkamaz sanılan en ilkel ayrımcılığın, saldırganlığın, gaddarlığın bütün haşmetiyle varlığının sürdürdüğünün anlaşılması oldu. Belki şöyle demeliyiz: Başka yöne tarandıkları için yatışmış tüyler gibi görülen dikenler, tarak bu yönden değer değmez dikiliverdiler.
Siyaset tartışmalarına “insanın içindeki kötülük” gibi bir mevzuyu sokmaya kalkmak pek naif, dünyada işlerin nasıl döndüğü konusunda uzmanlaşmış, kainatı çözmüş “gerçekçi” şahsiyetlere göre pek amatörce, her şeyin nasıl düzeleceğini bilen ama kendisine yeterli imkân verilmediği için şimdiye kadar bunu başaramamış “sol-gerçekçi” siyaset erbâbı nezdinde pek zavallıca. Peki, kabul. Fakat siyasî, sosyolojik argümanlarla kolayca izah edilemeyen, kökü derinde bir insanlık probleminin varolduğu gerçeğini hatırlatmadı mı turuncu kafalı sahtekâr? Ve -şüphesiz başka yerlerdeki başka çapsız muhterislerin yükseldikleri, rağbet gördükleri, kalabalıkların zehrinden beslendikleri ve daha güçlü yeni zehirler saçtıkları ortamlarla birlikte- bu problemin ortak yaşama dair her potansiyeli beşiğinde boğmaya aday olduğunu apaçık göstermedi mi?
“Trump bize neler etti?” serisine devam edeceğiz. Çünkü ettiğini yalnız uzaklarda birilerine etmedi Hepimize etti. Kendi gibilerle birlikte.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları




















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024