Vahap COŞKUN
AKP’de iki başlılık partinin mukadderatını yakından ilgilendiriyor. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere parti elitleri, bu problemin mutlak aşılması ve iktidarın tek merkezde toplanması gereğine vurgu yapıyor. Bunun için üzerinden durulan üç plan var.
İlki, yeni anayasa ile birlikte başkanlık sistemine geçilmesi. Lakin mevcut şartlar altında bunu gerçekleştirmenin imkânı yok. Başkanlığı “diktatörlük” ile eş tutan CHP ve HDP, kategorik bir şekilde bu sistemin karşısında duruyor. MHP’de özellikle son zamanlarda eskisi kadar gür bir sesle olmasa da, tercihini parlamenter sistemin devamından yana koyuyor. Kaldı ki AKP Meclis grubunda da, başkanlığa firesiz bir destek verileceğinin garantisi bulunmuyor. Dolayısıyla, hâlihazırdaki Meclis aritmetiği ve partilerin mevcut pozisyonu, ne bir anayasanın yapılmasını, ne de başkanlık sisteminin getirilmesini mümkün kılıyor.
“B Planı”
Başkanlığın imkânsızlaşması nedeniyle AKP ikinci planı için düğmeye bastı. Bu ise,partili cumhurbaşkanlığının getirilmesidir. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, geçtiğimiz hafta bunu açıklıkla dile getirdi. Canikli’ye göre; AKP yeni bir anayasa ve başkanlık sistemi talebinden vazgeçmiyordu. Ama kapsamlı bir anayasa değişikliğinin veya yeni bir anayasanın şu haliyle TBMM’de yasalaşması ihtimali de çok zayıftı. Canikli, bu “B planını devreye soktuklarını” ve “partili cumhurbaşkanı” formülünü işletecek sınırlı bir anayasa değişikliğini Haziran ayında Meclis’e sunacaklarını belirtti.
“Partili cumhurbaşkanı bu kilidi büyük oranda çözer hem de kolaylıkla hayata geçirilebilir. Bu anayasa değişikliği Meclis’te kabul edilebilir. Mevcut modelin yürüme şansının olmadığını, bunun mutlaka değiştirilmesi gerektiğini kabul eden birçok insan var. Diğer partilerde de buna inanan insanlar var… Böyle bir anayasa değişikliğinin çok büyük ihtimalle Meclis’te yasalaşacağını tahmin ediyorum.”
“Partili Cumhurbaşkanı” için 1982 Anayasasında başlıca iki maddede değişikliğe ihtiyaç var. Biri Anayasanın “Cumhurbaşkanı’nın nitelik ve tarafsızlığı” başlıklı 101. maddesidir. Madde metninde “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer” cümlesi yer alır. Partili Cumhurbaşkanı için, hem maddenin başlığındaki “tarafsızlık” ibaresinin, hem de anılan cümlenin metinden çıkarılması gerekir. Böylelikle bir kişi Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da partisiyle ilişkini sürdürebilir, genel başkanlık görevini sürdürebilir.
Diğeri ise Anayasanın Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini düzenleyen 104. maddesidir. Bu maddede “Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır” hükmü bulunur. Cumhurbaşkanı’nın yalnız devletin değil, hükümetin de başı olduğunu belirtmek için bunun “Cumhurbaşkanı devletin ve yürütmenin başıdır” şeklinde değiştirilmesi düşünülebilir. Ayrıca, yine aynı maddede Cumhurbaşkanının “gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceği” belirtilir. Buradaki “gerekli gördüğü hallerde”ibaresinin metinden çıkartılarak, Cumhurbaşkanı’nın daimi ve zorunlu olarak Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesi sağlanabilir.
Fiili destek – hukuki destek
AKP, bu planın başarılı olmasında en çok MHP’ye güveniyor. Bahçeli’nin “Eğer gerek duyulursa, Türkiye’nin milli ve tarihi çıkarlarını savunmak için düne kadar hükümete verdiğimiz fiili destek hukuki bir destek boyutunu alabilecek” sözleri, partili cumhurbaşkanına MHP’nin vereceği bir destek olarak değerlendiriliyor.
Gerçi Bahçeli daha sonra yaptığı bir açıklamada, bu desteğin sadece “terörle mücadele” için verilecek bir destek olduğunu söyledi ama kapıyı aralık bırakmayı da ihmal etmedi. Aslında konjonktür, iki tarafı birbirine bir nevi muhtaç kılıyor. Bahçeli, muhaliflerin hamlesini püskürtmek için AKP’nin desteğine ihtiyaç duyuyor. AKP’ye yakın medyanın bir blok halinde Bahçeli’nin arkasında durması ve muhalifleri türlü kumpasların içinde yer almakla itham etmesini bu bağlamda okumak gerekiyor. Diğer taraftan, AKP de partili cumhurbaşkanına geçebilmek için MHP’de gelecek oylara gereksinim duyuyor. Dolayısıyla AKP ile MHP arasındaki yakınlaşma artıyor.
Cepteki kart: Erken seçim
Eğer bu yakınlaşma meyve verir de AKP, Meclis’te partili cumhurbaşkanı önerisini halkoyuna götürecek rakama erişirse sorun halledilmiş olur. Ama bunun da bir garantisi yok. MHP, kongre badiresini atlattıktan sonra tavrını değiştirebilir. Keza, AKP ve MHP’den tulum destek çıkması da zor ihtimal. Bu itibarla AKP’nin cebinde tuttuğu üçüncü bir plandaha var. O da erken seçim.
Her ne kadar Davutoğlu’nun gidişinin belli olmasından sonra AKP sözlerini “2019’a kadar seçim yok” mesajı vermiş olsalar da, seçim olasılığını göz ardı etmemek lazım. Zira siyasi atmosfer de Erdoğan’ı ve AKP’yi bir seçim için harekete geçirecek özellikler ihtiva ediyor. MHP ve HDP’de 7 Haziran’dan sonra ciddi bir düşüş eğilimi hâkim. MHP’nin iç çekişmelerden başını kaldırıp siyasi bir yarışa girecek mecali yok. HDP’nin ise tabanı ile arasındaki mesafe her geçen gün açılıyor ve oyu giderek azalıyor. AKP’de tüm bu durumlar masaya yatırılıyor ve iki partinin en zayıf anını kollayarak gidilecek bir seçimde anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa erişmenin hesapları yapılıyor.
Hasılı, Haziran bir çok gelişmeye gebe. Ama sıcak geçeceği kesin…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025