Vahap COŞKUN
Süreyya İlmen’in kitabı (*) vasıtasıyla Serbest Fırka’nın hikâyesinden bahsediyorduk.
Peki, Gazi’nin muhalif bir parti kurmak istemesinin sebebi, ardında yatan neydi? Öne çıkan üç amil var: İlki, dünyaya olumlu bir resim vermektir. Bu meyanda Meclis Başkanı Kazım Özalp ile bir anısını anlatır İlmen. Kazım Paşa, bir Avusturya gezisinde parlamento başkanı ile muhabbet eder. Başkan Kazım Paşa’ya Türkiye’de Meclis’te kaç partinin olduğunu sorar. Tek parti olduğunu öğrenince de “Öyle ise Türkiye’de Cumhuriyet idaresi yoktur” diye tepki verir (s. 34).
Mustafa Kemal’in de Batı’da “diktatör” diye nitelenmesinden rahatsız olduğu bilinir. Dolayısıyla bir muhalif partinin varlığı, Türkiye’de demokratik bir cumhuriyet olduğunu dünyaya anlatmada son derece işlevsel bir rol oynayacaktı.
İkincisi, halkta Tek Parti yönetimine karşı duyulan memnuniyetsizlikti. Zafer kazanılmış, ancak refah sağlanamamış, halktaki rahatsızlık büyümüştü. Halk Fırkası ise, İlmen’in sözleriyle, “partinin devam ve bekasını, milleti memnun ederek kazanacağı teveccüh ve reylerle değil, başka türlü temine çalışıyordu” (s. 15). Mustafa Kemal de halktaki sıkıntının farkındaydı. Muhalif bir parti iki fayda sağlayacaktı:
Bir taraftan halktaki rahatsızlığın boyutları görülecek, rahatsızlık siyasi bir mecraya akacak ve muhalif parti Gazi’ye merbut kişilerden teşekkül edeceğinden denetim altında tutulacaktı. Diğer taraftan, mücadele parti ve parti liderleri (İsmet Paşa ve Fethi Bey) arasında sürecek, gerçekte tüm ipleri elinde tutmasına rağmen Mustafa Kemal memlekette yaşanan menfi gelişmelerden mesul olmayacaktı. Partiler ve liderler birbirlerini suçlayacak, neticede Gazi devreye girecek, onlara doğru yolu gösterecek, haklı ve haksızı ayıracak ve milletin şükranını kazanacaktı.
Gizli bir rekabet-i siyasîye
Üçüncüsü, parti içindeki iktidar mücadelesiydi. İlmen vekil olup parti işlerine daha çok karışınca, partide bir ikiliğin yaşandığına tanık olduğunu belirtir. Partide bir Mustafa Kemal ve İsmet Paşa ayrışması vardır. Mustafa Kemal’in yakın çevresi İsmet Paşa’yı sürekli şikâyet etmekte, Gazi’nin masasında hep İsmet Paşa’nın aleyhine konuşulmaktadır. Yine parti kulislerindeki küçük bir gezinti, vekillerin bir kısmının Gazi’ye, bir kısmının ise İsmet Paşa’ya muhabbet beslediğini görmeye yetecektir. Açıktan ifade edilmediğinden bu ikiliğin derinliğini kestirmek güçtür. Ama bir ikiliğin, dolayısıyla bir tehlikenin olduğu şüphe götürmeyecek kadar açıktır.
“Adeta Gazi Paşa taraftarları ile İsmet Paşa taraftarları gibi iki hizip belirdi” (s. 27).
“Halk Fırkası sivrile sivrile bir gün İsmet Paşa lehine ve Gazi aleyhine işi büyüteceği ve bu gidişle yine bir gün Reisicümhur intihabında İsmet Paşa lehine rey verilebileceği ihtimal dâhilinde olduğu cihetle, her halde Gazi için bunu önlemek lâzımdı” (s. 34).
Gazi’ye bağlı bir muhalif parti İsmet Paşa’nın Meclis’teki gücünü kırabilirdi. Gazi, duruma göre partileri iktidar ve muhalefet sıralarına yerleştirir, her şartta kendine bağlı bir idare heyeti teşkil edebilirdi.
“Her ne ise, işte hep bu gibi emareler, birçok zamandan beri Gazi ile İsmet Paşa’nın, suret-i zahirede gayet dost göründükleri halde, aralarında gizli bir rekabet-i siyasîye bulunduğunu gösteriyor. Binaenaleyh, Serbest Fırkanın doğması, bu rekabet-i siyasîyeden geldiği muhakkaktır. Lâkin ben bunları sonradan anlamış ve hakikat halde evvelce bu teşebbüsü bir memleket ihtiyacı, bir vatan meselesi zannetmiştim” (s. 35).
“İdare, polis ve jandarma partisi”
Serbest Fırka kurulduktan sonra halkın büyük bir teveccühü ile karşılaşır. Çünkü halk, Tek Parti yönetiminden fena halde sıkılmıştır. Her yerde teşkilatlar kurulur, parti binaları açılır, Serbest Fırka’nın toplantıları dolup taşar.
Kısa sürede yerel seçimler yapılacaktır. İlmen Fethi Bey’e gider ve seçimlere girilmemesi gerektiğini söyler. Henüz çok yeni bir parti olduklarını, teşkilat bazında daha fazla güce ihtiyaç duyduklarını, aksi takdirde Halk Fırkasının sandıktan dilediğini çıkarmasına karşı koyamayacaklarını belirtir. Ancak onu ikna edemez; Fethi Bey halkın beklentilerini boşa çıkarmamak için seçimlere girme kararı alır.
Seçimler İlmen’in söylediği gibi olur. Askeri ve sivil bürokrasinin hükmüyle CHF sandıklardan çıkar. Ama “bunu, Gazi bile yutmadı, çünkü yutulamazdı.” İlmen, 12 Ekim 1945 tarihli Vatan gazetesinde yayınlanan “Politikada Namus Yolu” başlıklı bir yazıyı, Gazinin itirafı olarak aktarır:
- Bir sabah Gazi soruyor; seçimler hakkında ne haber var? Cevap:
- Her tarafta partimiz kazanıyor. Atatürk bir müddet düşünceye daldıktan sonra diyor ki:
- Hayır, partimiz kazanmıyor, idare, polis ve jandarma partisi kazanıyor. Memleket rejiminin selameti bu yoldaki parti kazançlarında olmaz.
Velhasıl bu belediye intihabatında Halk Fırkası tarafından her türlü vasıtalara müracaat edilmiş olduğunu Gazi bile itiraf ediyor.” (s. 72)
“Fethi Bey Reisicümhur olacak”
Serbest Fırka’nın kısa sürede gösterdiği inkişaf, Halk Fırkası’nda alarm zillerinin çalmasına neden olur. Kontrollü ilerlemesi düşünülen muhalefet, raydan çıkma temayülü gösterir. Dip dalga o kadar güçlüdür ki, bunun CHF’yi silip süpürmesinden endişe edilir. CHF’nin ileri gelenleri Mustafa Kemal’i duruma el koyması için uyarırlar.
“Ya Halk Partisinin reisisin veyahut değilsin. Reisi isen bizimle beraber olacaksın; değilsen biz kendimize yeni bir reis intihap edeceğiz! dediler. Ve bu suretle Gazi’yi tehdit etmeğe başladılar. Bu manevraları Ali Çetinkaya’nın idare ettiğini işittim. Hakikati bileme” (s. 74).
Bununla da yetinilmez; Fethi Bey’in cumhurbaşkanı olmak istediğine dair şayialar yayılır. Böylece Gazi’deki korku ayaklandırılır. Gazi, Fethi Bey’i çağırır ve “size parti kurun dedik ama askerliği kaldıracağız, vergileri kaldıracağız, tekkeleri açacağız diye ilan ediniz mi dedik” diye çatar. Fethi Bey, bunların hiçbir gerçek yanı olmadığını belirtir ve Gazi istemiyorsa partiyi hemen feshedeceğini söyler. Böylece Serbest Fırka’nın idam cezası kesilir.
“Ha şöyle olmuş, ha böyle olmuş. Sözün kısası: Gazi’nin canı Serbest Fırkayı kapatmak feshetmek istemiş; şahsiyetine güvenerek fırkayı feshetmiştir.
Serbest Fırka’nın feshinden sonra Fethi Bey ile hiç görüşmedim ve görüşmek de istemedim; çünkü gittiği her yerde halkın büyük tezahüratlarıyla karşılanan Fethi Bey bir parça daha ciddi davransaydı, öteye beriye koşmayarak, benim teklifim veçhile, belediye intihabına iştirak etmeyerek fırkasını sessiz sedasız güçlendirseydi, bir terbiye-i siyasiye dâhilinde, rakibi olan Halk Fırkasını silip temizlemek işten bile değildi.” (s.74)
“Serbest Fırka’nın mefkûresi bir emirle ölemez”
Süreyya Paşa, partiden bu denli kolay vazgeçtiği için Fethi Bey’e kızgındır. “Malum olduğu üzere Serbest Fırka mensubini Fethi’nin etrafında, Fethi’nin kara gözleri için toplanmış bir sürü değildi. Her halde Serbest Fırka programına ait bir mefkûre etrafında toplanmışlardı. Bu mefkûre, verilecek bir emirle ölemezdi. Fethi’nin ve arkadaşlarının vereceği bir kararla da Serbest Fırka kapatılamazdı. Fırkaca bu selâhiyet kimseye verilmemişti” (s. 27).
Peki, Gazi’nin ve CHF’nin gazabı karşısında Fethi ve arkadaşları ne yapmalıydı? “Onların vazifesi, ya sonuna kadar dayanmak veyahut istifa edip fırkanın başından çekilmekti. Fırkayı fesh ettik diye bir ilana hiçbir vakit hakları yoktu. Velhasıl kanaatime göre, kanuni bir surette, Serbest Fırka feshedilmemiştir. Bence Serbest Fırka yaşamaktadır” (s. 27).
Serbest Fırka ile olan hesap partinin feshi ile bitmez, sonrasında da devam eder. Gazi, Serbest Fırka’nın ipini çektikten hemen sonra üç aylık bir yurt gezisine çıkar; gittiği her yerde toplumun her kesiminden insana “Serbest Fırka’yı kapatmakla iyi mi ettik yoksa fena mı ettik” diye sorar, halkın tepkisini ölçmeye çalışır. Gazi’nin bu gezisine iştirak eden Ahmet Hamdi Başar, Atatürk’le Üç Ay kitabında, Gazi’nin bütün muhalefeti kendi şahsına yapılmış bir muhalefet olarak kabul ettiğini anlatır. İlmen de bu kitaptan bir olayı nakleder:
Gazi, yurt gezisi kapsamında Samsun’a uğrar. Samsun valisine çok kızgındır, zira burada belediye seçimlerini Serbest Fırka kazanmıştır. Akşam onuruna verilen yemekte belediye başkanını görmeyen Gazi sinirlenir, onu hemen çağırtır.
“Belediye Reisi buldurulup getirtiliyor, sofraya oturtuluyor. Gazi, Belediye Reisini sol tarafına alıyor:
- Ne o! Reis beyefendi! Yoksa rakı günah diye içilmiyor mu? diye soruyor.
- Hayır, efendim yemek yemiş bulundum da!
-Ya demek bizim geleceğimizi bilmiyordunuz, öyle mi?
-Yok, efendim; teşrifi devletinize bütün halkla beraber ben de muntazırdım.
- Şu halde, beraber yemek yiyeceğimizi düşünebilirdiniz!
- Evet, efendim, bendeniz de o şerefe nail olmak ümidinde idim; fakat çağrılmadım.”
Bunun üzerine Gazi, önce valiye neden belediye reisini çağırmadığını soruyor. Fakat çok üzerinde durmuyor. Bazı konular konuşulduktan sonra Gazi sözü esas meseleye, yani Serbest Fırka’nın kapatılmasına getiriyor. Serbest Fırka’nın kendisinden beklenenleri yerine getirmediğini; devrim karşıtı ve gerici cereyanların istifadesine imkân verdiği için kapatıldığını belirtiyor. Ardından belediye reisine dönüyor:
“- Şimdi, reis beyefendi, zat-ı aliniz de artık feshedilmiş bir fırkanın belediye reisi olarak vazifenize devam etmek istemezsiniz, değil mi? İstifa ediniz, yeniden intihap yapılsın; belki gene zat-ı aliniz seçilirsiniz, emrini veriyor. Belediye reisi de cevaben:
- Bendeniz, Paşam, Serbest Fırka’yı tanımıyorum, reisliğe de o partinin namzedi olarak seçildiğimi kabul etmiyorum. Bu intihap halkın şahsa karşı itimadı şeklinde tecelli etmiştir. Mesele sırf seçimin serbest olmasından ibarettir. Eğer bu vaziyette istifa edersem halkın bu teveccüh ve itimadına küfranı nimette bulunmuş olurum. Eğer bendenizin bu işte kalmam arzu buyurulmuyorsa hükümetin elinde kuvvet vardır, Şurayı devlet vardır. İntihabı fesheder. Bendeniz de o zaman mahcup bir vaziyette kalmam, diyor. Gazi de:
- Düşündüğünüz doğru! Arzu ettiğiniz gibi olsun, cevabını veriyor.”
Belediye reisi, bu bahisten sonra önemli bir işi olduğunu söyleyerek izin istiyor ve saygılı bir şekilde kalkıp gidiyor. Mustafa Kemal bunun üzerine patlıyor:
“- Vali Paşa Hazretleri Belediye reisi seçtiğiniz bir adamın yaptıklarını gördünüz mü? Her şeyden evvel terbiyesiz! Şehirlerine misafir geliyoruz, soframıza yemek yiyerek geliyor, içki ikram ediyoruz, içmiyor. Sonra da Reisicümhur sofrasında, biz kalkmadan kalkıp def olup gidiyor. Reisinizin hareketlerini beğendiniz mi?” (s. 76-78)
Peki sonuç? Gazi ayrıldıktan iki gün sonra valiye işten el çektiriliyor, belediye seçimleri iptal ediliyor ve belediye başkanı görevden alınıyor. İlmen’in bu hadiseden çıkarttığı netice çarpıcı: “Hükümet müdahalesi olmaksızın yapılan intihaplarda Halk Fırkası daima kaybedecektir.”
(*) Süreyya İlmen, Zavallı Serbest Fırka (1951; Derin Tarih Kültür Yayınları, İstanbul, 2015).
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları


































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025