Vahap COŞKUN
Mayıs ayında siyasi gündemin en çok konuşulan konulardan biri, İYİ Parti ile HDP arasında yaşanan polemikti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bir televizyon programında HDP’ye karşı kullandığı ifadelerle başlayan ve HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in cevabı ile büyüyen tartışma, iktidar cenahında gizlenmeyen bir mutluluk ile karşılanmıştı. Zira bu tartışma iktidara, İYİ Parti üzerinden HDP’yi ve HDP üzerinden de İYİ Parti’yi mahkûm etmek için bulunmaz bir fırsat sunmuştu.
O günlerde yaptığım değerlendirmelerde, iki parti arasındaki şiddeti yüksek kapışmanın İYİ Parti’ye de[1] HDP’ye de[2] bir yararının olmayacağını, aksine zarar vereceğini savundum. Bana göre her iki partinin yapması gereken, muhalefetteki çatlakları büyütmekten başka bir netice üretmeyeceği açık olan bu tartışmadan uzak durmalarıydı.
MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan “Türkiye’nin Nabzı Mayısı 2020” başlıklı araştırma, bize bu değerlendirmeyi doğrulayan bilgiler sunuyor. Araştırmaya göre, iki parti arasındaki gerilimin İYİ Parti’ye yarar sağladığını düşünenlerin oranı yüzde 15.7, zarar verdiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 35.5 olarak gerçekleşmiş. Yüzde 48.8’lik bir oran ise bu soru hakkında herhangi bir kanaat bildirmemiş.
İYİ Parti bakımından asıl önemli olan kendi seçmeninin bu meseleye yaklaşımı. İYİ Parti seçmenlerinin yüzde 18.9’u bu kapışmayı partisi için müspet bulurken, bunun yaklaşık iki katı oranındaki bir seçmen kitlesi (yüzde 37.8) ise bu tartışmanın parti için menfi sonuç doğurduğunu belirtmiş. Yüzde 43.3’ü cevap vermemiş.
Toplum polemiğe taraftar değil
Araştırma, iki partinin tartışmasının HDP’ye katkı sağladığını düşünenlerin de azınlıkta kaldığına işaret ediyor. Katılımcıların yüzde 22.5’i iki parti arasındaki gerginliğin HDP’ye fayda verdiğini, yüzde 24.4’ü ise zarar verdiğini ifade etmiş. Yüzde 53’lük bir kitle ise görüş belirtmemiş. HDP seçmenleri de bu tartışmada üçe bölünmüş; üçte biri tartışmayı yararlı, üçte biri zararlı bulduğunu belirtmiş; üçte biri de herhangi bir fikir beyan etmemiş.
Bu rakamlardan üç sonuç çıkartılabilir. Bir, kamuoyunda bu tür tartışmaların, taraf olan partilere zararının dokunacağına dair bir kanaat var. İki, partilerin tabanları böyle polemiklere girilmesine taraftar değil. Ve üç, araştırmaya katılanların yaklaşık yarısının bu tartışmaya ilişkin sorular hakkında bir fikir dile getirmemesi dikkat çekici. Cevap vermeyenlerin oranının büyüklüğü, toplumun genelinin böylesi tartışmalara prim vermediğinin ve bu tür itiş-kakışlarla pek alâkadar olmadığının bir göstergesi olarak okunabilir.
Cumhur İttifakı ve İYİ Parti
MetroPoll’un araştırmasında, İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’na katılma ihtimali ve seçmenlerin buna nasıl bir tepki vereceği de sorgulanmış. Araştırmaya göre, seçmenlerin yüzde 24’ü İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’na girmesini olası görürken, yüzde 42’si böyle bir ihtimalin olmadığını belirtmiş. İYİ Parti seçmenlerinde ise bu oranlar, sırasıyla yüzde 29 ve yüzde 66. Yani İYİ Parti seçmenlerinin yaklaşık üçte biri böyle bir birlikteliğe şans tanırken, üçte iki kadar ağırlıklı bir kitle bunu imkân dâhilinde görmemiş.
Seçmenlerin yüzde 18’i İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’na katılmasını doğru bulup destekleyeceğini, yüzde 47’si ise yanlış bulup desteklemeyeceğini ifade etmiş. AK Parti seçmenlerinin yüzde 22’si ve MHP seçmenlerinin yüzde 38’si, İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı çatısı altına girmesine olumlu bakmış. Buna mukabil AK Parti seçmenlerinin yüzde 43’ü ve MHP seçmenlerinin yüzde 35’i, İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’nda yeri olmadığını belirtmiş.
Birbirine taarruz eden muhalefet partileri
İYİ Parti’nin kendi seçmenlerine gelince; Cumhur İttifakı’na gönlü kayanların oranı dörtte birin az üstünde kalmış (yüzde 23) kalmış. Buna karşılık partililerin üçte ikisi (yüzde 66’sı) Cumhur İttifakı’na karşı durmuş. Ezcümle, gerek iktidar ve gerekse muhalefet seçmenlerinin büyük bir kısmının kafasında ittifakların sınırları ve aktörleri sağlam bir şekilde çizilmiş.
Araştırmada da ifade edildiği üzere, elde edilen veriler “ittifakların seçmenlerin algısında net bir yere oturduğunu ve ittifaklarda oynamalara hem ihtimal verilmediğini, hem de fazla sıcak bakılmadığını” ortaya koyuyor.
Yani partilerin ittifaklarını değiştirmeleri çok kolay gözükmüyor. Parti yöneticileri isteseler bile bir ittifaktan diğerine kolaylıkla geçebilecek durumda değiller. Çünkü ittifak değiştirdiklerinde, seçmenlerini de kendileri ile birlikte götürebilecekleri ve onları yeni bir adrese ikna edebilecekleri çok şüpheli.
Vaziyet bu iken, muhalefet partilerinin birbirlerine taarruz etmeleri bir bütün olarak muhalefet blokunu zayıflatır ve iktidara kazandırır. Siyasi akıl, karşılıklı olarak kafa göz yaran değil, birbirlerine karşı soğukkanlı, sorumlu ve yapıcı bir dil kullanan bir muhalefeti gerekli kılar.
[1] “İktidarın ekmeğine yağ sürmek” Kürdistan 24, 20.05.2020,
[2] “Yanlış Tartışma, Ağır Maliyet” Perspektif Online, 23.05.2020
https://www.perspektif.online/tr/siyaset/yanlis-tartisma-agir-maliyet.html Web
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025