Verda ÖZER
"Zamanlama hayatta her şeydir. İdlib’deki çok tehlikeli bir andı. Bir tarafta 3 milyon insan, bir tarafta 10 bin terörist... Türkiye ve Rusya sayesinde büyük bir faciadan dönüldü. Uluslararası toplumun bu iki ülke arasındaki müzakereleri desteklemesi şart.”
Bu sözler ne Türk ne de Rus bir yetkilinin ağzından çıktı. Söyleyen, Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura. 2014’ten beri bu görevi yürüten Mistura, Cenevre süreci dâhil Suriye’ye çözüm bulmak için yapılan tüm uluslararası toplantılara başkanlık ediyor.
Mistura, TRT’nin İngilizce yayın yapan TRT World kanalının düzenlediği uluslararası forum için bu hafta İstanbul’daydı. Tüm dünyadan son derece üst düzeyde, seçkin bir katılımcı topluluğuna konuşurken, şu an Suriye’de çözüm için “en doğru zaman” olduğunu defalarca vurguladı. Bunu da sahadaki aktörlerin savaşmaktan yorulmuş olmasına bağladı.
***
Öğle yemeğinde baş başa sohbet etme imkânı bulduğum Mistura’ya, “Peki ya dış güçler? Onlar da savaşmaktan bıktı mı? ABD, Rusya ve İran Suriye’den çıkmadan çözüm nasıl gelecek?” diye sorduğumda, ilginç bir yanıt aldım. “Evet, onlar da bıktılar. Rusya bir an önce Suriye’den askeri olarak çekilmek istiyor, çünkü savaş çok maliyetli. Bu maliyeti de Avrupa’ya devretmeye çalışıyor.” Bundan kastı ise, Suriye’nin yeniden yapılandırılması.
Peki, Avrupa ülkeleri bu yükü neden üstlensinler? Çünkü Suriye’den gelen mülteci akınından ve teröristlerden artık had safhada rahatsızlar. Ama ABD Avrupa’nın Suriye’ye burnunu sokmasını yerinde oturup izler mi? Mistura buna “Göreceğiz” diye cevap veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’nın yanına Almanya ve Fransa’yı ekleyerek İstanbul’da ay sonunda yapacağı zirvenin asıl gündemi böylelikle anlaşılmış oldu. Umalım ki tez zamanda sonuç versin, mülteciler yavaş yavaş evlerine geri dönebilsin...
Yeniden İsrail!
“Türkiye ve İsrail’in büyükelçileri, Yahudi bayramından sonra görevlerine geri dönecekler.”
Bu sürpriz haberi “patlatan”, İsrail’in en deneyimli ve güvenilir diplomasi muhabirlerinden Itamar Eichner. Yedioth Ahronot gazetesindeki bu haberi İsrail’de çok ses getirse de sanki bizde gözlerden kaçtı. Ki Yahudi bayramı çarşamba günü sona erdi!
***
Hatırlarsanız, iki ülkenin büyükelçileri ve Kudüs’teki başkonsolosumuz geçtiğimiz mayıs ortasında yaşanan kriz nedeniyle kendi ülkelerine geri dönmüşlerdi. Sebebi de ABD’nin Kudüs’te büyükelçilik açmasını protesto eden Gazze sınırındaki göstericilere İsrail askerlerinin ateş açmasıydı. 60 Filistinli hayatını kaybetmiş, 3 bin Filistinli yaralanmıştı.
Bu habere “bomba” değeri katan ise, şu anda iki ülke arasında ilişkilerin düzelmesi için hiçbir sebep olmaması! Bir yandan İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump’ın “koşulsuz sevgisi” sayesinde Filistin konusunda gitgide daha da şahinleşiyor. Bir yandan da bahar aylarında yapılacak seçimlere oynamak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı söylemini gittikçe sertleştiriyor.
Ankara’da da, Gazze’de şiddeti gitgide tırmandıran bir İsrail’le barışma iştahı sıfır. Kaldı ki iki ülke arasında önceki yıllarda planlanan devasa enerji projesi de raftan kalkmış durumda.
***
Ama gözden kaçan bir faktör var! O da Kudüs.
Filistin meselesi şu anda Ankara’nın sadece gündeminde değil, resmen kalbinde yatıyor. Özellikle de Kudüs... Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinden hemen sonra Erdoğan’ın İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) olağanüstü toplaması, sonra da BM’nin gündemine taşıması bunun tezahürü. Evvelsi gün de Erdoğan TRT World Forumu’ndaki kapanış konuşmasında Kudüs’ü yine gündeme getirdi ve ta Belediye Başkanlığından itibaren burayla ilgili özel çalışmalar yaptırdığını anlattı.
İşte tam da bu yüzden Türkiye’nin Kudüs’te başkonsolosunun bulunmaması büyük bir kayıp. Bundan daha da önemlisi, Türkiye Kudüs’te diplomatik misyonu bulunan tek Müslüman ülke. Ne bu günlerde Filistin konusunda sık sık adı geçen Mısır’ın, ne Körfez ülkelerinin, ne de Ürdün’ün Kudüs’te konsolosluğu ya da elçiliği yok.
Sırf Kudüs konusunda etkin olabilmek adına bile Tel Aviv’de büyükelçimizin, Kudüs’te de başkonsolosumuzun bulunması kritik önemde.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2021
28.11.2019
22.10.2019
20.06.2019
8.06.2019
5.06.2019
1.06.2019
29.05.2019
26.05.2019