Yasemin ÇONGAR
Bir “bilek bükme” edebiyatıdır gidiyor. Özellikle, hükümetin yanıbaşında duran kalem erbabının bir bölümü, son günlerde ısrarla bu mesajı veriyor: “PKK’nın bileğini bükmek gerek.” Bu ne demek? “Devletin güvenlik güçlerinin yoğun kuvvet kullanarak PKK’yı yenmeye çalışması” demek.
Diyorlar ki, şimdi konuşma zamanı değil, kuvvet kullanma zamanı. Diyorlar ki, “PKK ile müzakere sürsün demek safdilliktir.” Diyorlar ki, “Öcalan ile görüşmemek bir şey kaybettirmiyor.” Diyorlar ki, “Devlet, terörün üzerine gidip PKK’yı dağıtmalı.”
Onlara itiraz etmek çok zor. Zira “bilek bükme” tezini öne süren, “Artık müzakere yapılmaz” diyen çevrenin, karşı cephede çok sağlam bir destekçisi var: PKK’nın kendisi.
Örgüt, hazırlığını 12 haziran genel seçimleri öncesinde –müzakereler sürerken— başlattığı ve temmuz ortasından itibaren tırmandırarak uyguladığı şiddetle, giderek “gerilla gücü”görünümünden “seri katil” profiline doğru evrilirken, bir yandan “hükümetin bileğini bükme” hedefiyle hareket ediyor ve bir yandan da “müzakere sürecinin yeniden başlamamasını garantilemeye” çalışıyor sanki.
Öyle ya, bunca kanarken ne konuşacağız, nasıl konuşacağız? 21 eylülde Siirt’te altı genç kadına saldırıp dördünü öldüren; 26 eylülde Batman’da dört çocuk annesi bir kadını kızlarından biriyle birlikte vuran, o annenin ilk oğlunu rahme düştüğünün sekizinci ayında annesiz doğmaya ve otuz dört saat sonra ölmeye mahkûm eden; 27 eylülde Yüksekova’daki öğretmen eşini ziyarete gelmiş dört aylık bebek babası mühendisin sırtına yedi kurşun saplayan kör şiddet her gün başka bir yanımızı kanatırken, neyin müzakeresini yapacağız? “Sormayan bir soru” bu aslında; tıpkı, Siirt’te bir arabanın içinde öldürülen Zeynep ile Nergiz’in, aynı saldırıda ağır yaralanan Nuran’ın ve kardeşlerinin başına geleni duyunca kısmî felç geçiren Zozan’ın annesi Esmer Evin’in, PKK’ya o yakarışı gibi, sormayan bir soru cümlesi: “Benim bu acılarımın üzerine devlet mi kuracaksınız?”
Cevapları kifayetsiz, konuşmayı neredeyse imkânsız kılan bir şey şiddet. Hükümetin yanıbaşındakilerin “Hadi bilek bükelim” telkinlerini de esas bu nedenle “tehlikeli”buluyorum ben. PKK’nın devletin bileğini bükmeye çalışmasıyla, devletin PKK’nın bileğini bükmeye çalışması arasında, bu gayretin muhtemel sonuçları itibariyle bir fark olacağına inanmıyorum.
PKK ile devletin birbirini silahla yenmeye çalışması otuz yıldır nafile bir çaba oldu, bundan sonra da nafile kalacaktır. Tabii, devlet “gücünü” pekâlâ gösterebilir; örgütün kamplarını bombalar, gerillayı kıstırıp öldürür, hatta isterse birkaç lideri dağdan apartıp hapse atabilir. PKK da hem son günlerdeki akıl ve ahlak yoksunu eylemlerini arttırıp, TAK üzerinden JİTEM’cilik oynayarak cevap verir buna; hem de bekler ki devlet hata yapsın, örgütü hedeflerken sivilleri vursun, kamp yerine köy bombalasın, intihar eylemcisi sanıp inşaat işçisi öldürsün; bekler ki “devlet şiddeti,” halkı örgüte yeniden yaklaştırsın.Sonuçta, hep birlikte daha az konuşur, daha çok ölürüz.
Aysel Tuğluk kusura bakmasın; bana hitaben yazdığı o mektuptan ve beş yıllık müzakere sürecine ilişkin bütün anlattıklarından sonra, ben hâlâ PKK’nın savaşı yaz ortasında yeniden başlatma kararı almasını bir “mecburiyet” değil, bir “tercih” olarak görüyorum. Müzakereler —Tuğluk’un dediği gibi– protokollerdeki bir anlaşmazlık nedeniyle tıkanmış da olsa, hükümet pratik adımlarla eylemsizliğin devamına gereğince hizmet etmemiş de olsa, “Savaşmaktan başka çare kalmamıştı” diyebilir miyiz? Ya da Murat Karayılan’ın —Tuğluk’u tekzip ederek– vurguladığı gibi, KCK tutuklamalarının, savaşı yeniden ve üstelik basbayağı “teröre” dönüştürerek başlatmayı zorunlu kıldığına ikna olabilir miyiz?
Hayır. PKK’nın dağdaki liderleri savaşmayı alenen tercih ettiler. Belki, bu tercih sayesinde, devletle kendileri açısından daha avantajlı bir pazarlık zemini hazırlayabileceklerini sandılar. Belki de, aslında siyasetten, siyasetin içerdiği risklerden çekiniyorlar; çözüm ihtimalinin kendilerine yeterince iyi bir istikbâl vadetmeyeceği hesabıyla, bu ihtimali geciktirmeye çalışıyorlar.
Şahsî çıkarları açısından belki haklı olabilirler. Ama bu dar hesabın, Kürtlerin geniş çıkarlarıyla örtüşmediği bugün artık PKK’nın tabanında bile algılanmaya başladı. Kürt halkı, “bilek bükme” cephesinin gözden kaçırdığı ama siyasi çözüm açısından anahtar nitelikte bir zihinsel açılım yaşıyor; “Benim adıma öldürme” diyen, “Konuşmak mümkünse savaşmayalım” diyen Kürt demokratlarının sayısı hiç de az değil.
Benzer bir zihinsel açılım, karşı cephede çoktan gerçekleşti. Gerek Kürt halkının eşit vatandaşlık ve anadil gibi müzakeresiz hayata geçmesi gereken haklarının, gerekse yerinden yönetim gibi müzakere gerektiren taleplerinin karşılık bulmasından yana olanlar şunu fark etmeli: Devlet aklı, ciddi bir nitel sıçramayla, bu hakları ve talepleri konuşabilecek noktaya artık geldi. Bu, devletin “Kürt realitesini” tanıması demektir.
Yine, gerek Öcalan’ın notlarında anlattığı İmralı görüşmeleri, gerekse PKK-MİT müzakere metni sayesinde fikir edindiğimiz Oslo süreci de, bize, devletin otuz yıldır savaştığı örgütle“barışı” konuşmaya başladığını gösteriyor ki, bu da Hasan Cemal’in deyişle, “devletin PKK realitesini tanıması” demektir. Nedir PKK realitesi? Yine Hasan Cemal’in tanımıyla, “PKK’nın Kürt kitleleri içinde destek bulması, kök salmaya başlaması ve toplumsal boyut kazanması, eski deyişle bir vâkıa haline gelmesidir.” Kendimizi kandırmayalım; MİT, PKK ile görüşüyorsa bu PKK’nın “askerî gücü” nedeniyle değil, “siyasi gücü” nedeniyle, Hasan abinin “PKK realitesi” dediği şey nedeniyle oldu. Şimdi, Kürt realitesini ve PKK realitesini nihayet kavrayan bir devletin, bu aşamaya hiç ulaşmamış gibi, beş-altı yıllık müzakere süreci hiç yaşanmamış gibi, konuşmaktan vazgeçip topyekûn savaşa girişmesi “ahmakça” bir geri adım olur. PKK’nın dağdaki liderleri, devletin zihinsel açılımının değerini anlamamış ve benzer bir açılımı gerçekleştirememiş bile olsalar, bu aczin karşılığı, devletin de eski aczine dönmesi olmamalı.
Hükümete verdikleri desteğin diyetini ödetmek istercesine “vur vur” temposu tutarken, bu tempoya kapılmayan hükümet üyelerini de aşağılamaktan geri durmayan cenah,“Devlet, terörün üzerine etkili şekilde giderse, PKK dağılır” diyor. Bu iddianın üç açıklaması olabilir: Ya hafızasızlar; istedikleri şeyin otuz yıldır denendiğini, sonucun vahşet ve hezimet olduğunu unuttular. Ya saflar; “temiz” bir savaşın ve “temiz” bir zaferin gerçekten mümkün olduğuna inanıyorlar. Ya da PKK realitesini devlet kadar bile kavrayamadıkları için, gerillayla savaşmanın, son tahlilde, gerillanın köydeki anne babasıyla, kasabadaki kardeşiyle, şehirdeki kuzenleriyle yani halkla savaşmak olduğunu ve halkıyla savaşan devletin baştan kaybettiğini anlamıyorlar.
Umarım hükümet, bu cenahın tuzağına düşmez. Yapması gerekenin, PKK’nın elindeki silahı almak olduğunu, bunu da savaşarak değil, ancak konuşarak yapabileceğini unutmaz. BDP’li vekillerin Meclis’e dönmesi bu açıdan büyük fırsat. AKP, bir yandan BDP ile konuşarak, diğer yandan MİT’i Öcalan’la yeniden konuşturarak yeni bir “eylemsizlik” süreci için tez elden bastırmalı. Gerisi gelecektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012