Yasin AKTAY
Gün , dünyanın merkezinde, insanlık için inşa edilmiş ilk Ev'in bulunduğu mekanda, Allah'ın vermiş olduğu buluşma emrine icabet etmek üzere insanların “Lebbeyk” (işte geldim Allah'ım, emrine, çağrına uydum, sana geldim) nidalarıyla ve koşarak mahşeri bir buluşmayı gerçekleştirdikleri gün.
Gün insanlığın yaratıldığı esasların hatırlandığı, yenilendiği, insanların bu dünyadaki asıl rollerini, görevlerini hatırladıkları ve bunu tekrar tesis ettikleri gün.
Gün hepimizin Allah'a ait olduğumuz ve eninde sonunda yeniden ona döneceğimizi bilincimize tekrar kazınacağımız gün.
Gün bu yolda insanların bir dizi şeytanın gerçekliği çarpıtmak, dünyadaki işimizi bize unutturup başka roller yazdırmak üzere birbiriyle yarıştığını hatırlamamız ve bunlara karşı gereken tavrı ortaya koymamız gerektiğini hatırlamamız gereken gün.
Gün, bu dünyada iman ettik demekle bu dünyadaki işimizin bitmediğini bilmemiz gereken, binbir türlü nefsani iğvayla, şeytani ayartmayla imtihan edileceğimizi zihnimize ve kalbimize kazımamız gereken gün.
Gün, iyi insanların birbirine yaklaşmaları, yollarını birleştirmeleri, bunun için kötülerden uzaklaşmaları, yollarını ayırmaları gereken gün. Bunun için buna “kurban” günü diyoruz. Kurban Allah'a yaklaşmak için şeytandan ve sahte tanrılardan uzaklaşmak için yapılan bir harekettir. Kurban, Allah Resulü'ne ve Müminlere yaklaşarak onlarla bir ümmet olurken, Allah ve Resulü'nün düşmanlarıyla yolları ayırmaktır. Allah'a yaklaşabilmenin hem bedeli hem de tabii sonucu, ondan alıkoyan her şeyden, ona düşman olanlardan uzaklaşmak, yollarını ayırmaktır.
Onun için gün büyüğüyle, ortancasıyla, küçüğüyle bütün şeytanları tanımak ve onları taşlamak günüdür.
Gün, o şeytanların hepsinin kurban yolunda, hakikate ulaşma yolunda, gerçekleri çarpıtan, kulaklara vesveseler fısıldayan, insanı yolundan alıkoymak ve başka hedeflere yöneltmek üzere her türlü fırıldakla çalışıyor olduklarını akıldan uzak tutmama günüdür.
İçinde yaşadığımız coğrafyanın insanlığa ilk formatın atıldığı bir coğrafya olduğu bir gerçek. O yüzden bütün Avrupa-merkezcilik, Batı-merkezcilik söylemlerine rağmen, bizzat Avrupa'nın da Batı'nın da birincil düzeyde ilgi kaynağı bu coğrafyanın kendisidir. O yüzden bu coğrafya kurban ve hac sembolizminin ifade ettiği bütün anlam dünyasını en yoğun biçimde her dem yeniden yaşar. Tevhidi de, kula kulluğu da, bu yoldaki bütün gerilimleri de, şeytanı da, İbrahim'i, İsmail'i, Nemrud'u, Firavun'u da, Haman'ı, Karun'u ve Belamı da, Hacer'i de, tavafı ve sa'yi ile birlikte ve bunların hepsinin karşılık geldiği bütün gerçekleri bütün tazeliğiyle her gün yaşamaya devam eder.
İsterseniz Arap Baharı sürecine bakın, isterseniz Suriye'de son zamanlarda yaşananlara bakın, isterseniz İsrail-Filistin gerilimine bakın ve isterseniz en son 15 Temmuz hadisesine bakın. Bütün bu olayların her birinde bu figürlerin her birini bütün rollerini ifa ederken bulursunuz.
Bu gün Kurban Bayramı'na girerken Türkiye halkı kime yaklaşacağı ve kime uzak kalacağı konusundaki tavrını netleştirmiş durumda. 241 şehidi, 2000'e ulaşan gazisiyle bu ülkeyi yolundan saptırmaya çalışan şeytanlara karşı günün İbrahim'ini, İsmail'ini en güzel şekilde temsil etmiş oldu.
Bu ülkenin insanları birbirlerine yaklaşıp, birbirlerine sarılıp bu ülkenin düşmanlarıyla yollarını ayırmış oldular. Şeytanların önüne çıkardığı 7 Şubat, Gezi, 17-25 Aralık ve 6-8 Ekim ayartmalarına karşı duruşlarını hiç bozmadılar ve 15 Temmuz'da bütün şeytanların ümidini hak ile yeksan ettiler.
Bu ülkenin insanı her zaman bayramı hak etti ama bu kadarını uzun zamandır ilk defa bu kadar anlamlı bir biçimde hak ediyor. Doyasıya Kurban Bayramı'nı idrak etmek bu ülkenin en tabii hakkı.
15 Temmuz'dan sonra, Türkiye'nin de safralarını atmış olması sonucunda giriştiği müdahalenin de etkisiyle, Suriye'de de durumların iyiye gidiyor olduğuna dair her geçen gün müjdeler geliyor. Halep'te ölümlere en azından ateşkesle bir bayram arası verilmiş oldu. Bu aranın kalıcı hale gelmesi ve Halep'in de bilahare bütün Suriye'nin kalıcı huzuruna kavuşması için de günler yakındır. Bu kurban bayramı ona da bir başlangıç olsun inşallah.
Bayramınız sizi sevdiklerinize yaklaştırsın, Bir olanda buluştursun.
MUSTAFA ŞAHİN'İN BİRİCİK OĞLU
Hac günleri, Kurban günleri, bir yandan da ölmeden önce ölme günleridir. Bundan 11 sene önce tam da bu hac günlerinde ölmeden önceki ölümüne şahit olduğumuz bir sevdiğimizin Necdet Subaşı'nın sevgili oğlunun bu dünyadan irtihalini yaşamıştık. Yine böyle bir gün, bir Kurban arifesinde yine ölmeden önceki ölümüne şahit olduğumuz bir başka sevdiğimiz, kardeşimiz, arkadaşımız, gönüldaşımız Mustafa Şahin'in biricik oğlunun bu dünyadan irtihal ettiğini gördük. Milyonların Lebbeyk dediği bu günlerde o da “Lebbeyk” dedi ve Rabbine yürüdü. İnna lillah ve inna ileyhi raciun. O'ndan geldik, yeniden O'na dönüyoruz, aldığımız her nefesle ona daha da yaklaşıyoruz.
Değerli dostumuz, kardeşimiz Mustafa Şahin'in biricik oğlu Ahmet Salih'e Allah'tan rahmet ve katından bol rızık kendisine ve ailesine bu büyük acıya dayanmak için sabr-ı cemil diliyorum.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019