Yıldız Ramazanoğlu
28 Şubat darbesi hakkında yazmayalı çok olmuş. Efradını cami bir yazı yazmanın güçlüğüyle alakalı sanırım bu durum. Konuşulacaksa evveli ve ahiriyle işin kökenine inerek konuşmak elzem. Aksi halde her meselede olduğu gibi başkalarını suçlayarak işin içinden çıkar ve birikmiş meseleleri çığ gibi birbiri üzerine yığmaktan başka bir şey yapmamış oluruz.
Osmanlının 1. Dünya Savaşından sonra tesbih tanesi gibi dağılmasıyla bölgedeki ulus devletlerin önü açıldı. Cumhuriyetin Batıcılık ve ulusçuluk üzerinde yükselen paradigması milletin kimliğini bütün bileşenleriyle kabul etme ve muteber addetmede zafiyet içindeydi. Toplumun genel manada cumhuriyetle bir problemi yoktu fakat jakoben elitist üsttenci Kemalist söylem, yüzyılların içinden süzülerek gelen inanç kültür toplum birikimini hiçe saymıştı. Masa başında çalakalem kurgulanmış bir insan yaratma ülküsü en çok tartışılan meselemiz. Bu yönüyle 28 Şubat yeni bir şey değildi. Etnik baskı ve kıyımların ardından bu sefer de kimliğimizin inanç boyutuna yönelen bir darbeydi sadece. Bu ülkenin en büyük problemi insanlara nasıl düşünüp nasıl yaşaması gerektiğini radikal biçimde dikte eden sistemin bir türlü dönüştürülememesi. Son on yılda vesayetin bütün vecheleriyle kökten geriletilmesi için atılan büyük adımlardan sonra sağlam bir sistem tartışmasının eleştirisinin yapılamaması.
***
Başörtülü kadınlara yönelik dünyada benzeri az bulunur hak ihlalleri cana kastedilmediği için yeterince anlaşılamadı. İkna Odası romanımı okuyan bir ilahiyat hocamız meseleyi bu kadar dramatize etmemizin yanlış olduğunu, nihayetinde bir kadının üniversiteye gidemiyorsa evinde eşiyle mutlu olabileceğini söylemesi kırılma noktasıdır benim için. Meseleyi en iyi anlamasını beklediğimiz kişilerin bile biganeliği. Kendi üniversitemde yasaklar başlayınca memleketlerinden çıkıp gelen, tıp fakültesinin ileri sınıflarındaki kızlarını bile alıp götürmek için harekete geçen, rektörle bir görüşelim bakalım deme gereği bile duymayan babaları hatırlıyorum. Neden sonra büyük mücadeleler verildi elbette. Genç kadınların canına kastedilmediği için akıl almaz haksızlık farklı kesimler tarafından yeterince ciddiye alınmıyordu. Oysa en temel haklardan inanç ve eğitim hakkınız elinizden alınınca, bu evliliğinizin şekillenmesinden hayattaki duruşunuza kadar sizi ölene kadar etkilemekle kalmıyor, bütün aileyi çevreyi sarsıyor. Gelecek tasavvurunuz, hayalleriniz, çevreyle kurmayı planladığınız iletişim ve etkileşim tarzınız elinizden alındığı gibi bir de istenmeyen aşağı arkaik zararlı ülkesini karanlığa sürükleyen biri olarak işaretleniyorsunuz. Kuşağımızın kadınları mütedeyyin entelektüel erkeklerin de esas kadın olarak başörtülü olmayan kadınlara değer verdiği, sessizce aşağılama korosuna katıldıkları zamanların şahidi ne yazık ki. Bu daha derinden giden yok sayma, kaale almama travmasının genç kuşaklardaki etkisi ise henüz ölçülebilir araştırmaların konusu olmuş değil. Şimdilik görmezden gelinen dağılmalar savrulmalar hakkında da önden gidip yolu açmak yerine, arkadan sürüklenmek mukadder görünüyor.
***
Jakobenlerin ettiğini konuşalım senelerce. Peki hala kadına nesne ve mülk gözüyle bakan, din adına nice hakaretler yağdıran, konumlar biçen kanaat önderlerinin açtığı yaraları konuşabilecek miyiz? Sevgiden saygıdan iz’andan yoksun üslupları, insanı, zamanı, İslamı, Peygamberimizi kavramaktan uzak yaklaşımlarıyla kadınlara yönelik şiddete istismara verdikleri desteğin bilincindeler mi. Bu insanların erkeğe ve kadına ayrı ahlak ve fıkıh öneren din anlayışlarını İslamla telif etmek mümkün mü? 28 Şubat bin yıl sürecekse eğer, kadını cinsel kimliğine hapsetmeyi öngören, insanlık tahtında eşitlenmeyi, takvayı cinsiyetin önünde tutmayı zül addeden anlayışların gençlere sürekli aktarılmasıyla sürecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020