Yusuf Kaplan
Dünya ekonomisine entegre olmazsanız, bu dünyada tutunamazsınız!
Böyle diyor, çağımızın papazları parababaları!
Küreselleşmeyle birlikte bütün sınırlar ortadan kalktığı için, dünyanın bütün ülkeleri, birbirlerine bağımlı hâlde geldi. Sadece belli güçler ya da bölgeler değil, evet, ülkeler de birbirlerine bağımlı artık.
Madalyonun görünen yüzü böyle.
DÜNYA EKONOMİSİ: VAHŞÎ YENİ LEVIATHAN DÜZENİ
Madalyonun diğer yüzündeki manzara hiç de iç açıcı değil.
Dünya ekonomisine entegre olmak demek, kapitalizmin kölesi olmayı tartışmasız kabullenmek demek.
Sadece belli güçlerin ya da bölgelerin değil, aynı zamanda ülkelerin de birbirlerine bağımlı olmaları, dünyada cârî ekonomik sistemin dışına çıkamamaları, mevcut ekonomik sistemin dışına çıkmaya kalkıştıklarında ise, bu dünyada tutunamamaları anlamına geliyor.
Tek tip bir ekonomik model, bütün dünyada hükümferma! Bütün ekonomik ilişkiler de, ekonomik faaliyetler de, kapitalist ekonomik model çerçevesinde kodlanmış durumda.
Bütün dünya ekonomik olarak senkronize edildi: Sistemi kuranlar, kodlayanlar ve çalıştıranlar, sisteme uyum sağlayamayan aktörleri, sistemin uyumunu bozan ülkeleri kolaylıkla sistemden atabiliyorlar; yani çökertebiliyorlar!
Görüldüğü üzere, tam bir orman kanunu hükmünü icra ediyor: Sistemin ağababaları, hem gücün ve güç üreten yüksek teknolojinin kutsanmasına dayalı, güçlü olanın borusunu öttürdüğü sistemi tam bir Leviathan mantığıyla dünyaya vahşî bir yaratık gibi çeki düzen veriyorlar!
Bu sistemin; hak, hukuk, adalet kavramlarını ve uygulamalarını belki de tarihte ilk defa, üstelik de küre ölçeğinde hem rafa kaldırdığını hem de anlamsızlaştırdığını görüyoruz.
Devletlerden, hatta bağımsız devletlerden sözetmek sadece hamhayalden ibaret, Vahşî Canavar’ı andıran bu Yeni Leviathan sistemde.
Kapitalizmin şuh fahişesi rolü oynayan liberalizm, sistemin teorik meşrûlaştırma aracı işi ve işlevi görüyor!
Serbest pazar ekonomisinden, özgür mülkiyet hakkından, ulusal devlet düzleminde özgür karar alma ve karar verme mekanizmalarının yürürlükte olduğundan dem vuruyor liberalizm!
Tam bir gözbayama, üstelik de ayartarak köleleştirme işi liberalizmin yaptığı!
Dünya ekonomisine, devletler bağımsız olarak kendi özgür irade ve seçimleriyle katılmıyor! Devletlerin ekonomik bağımsızlığından aslâ sözedilemez cârî vahşî Yeni Leviathan düzeninde!
Dünya ekonomisi, paraya-ve-güce-tapan bir avuç ruhsuz Leviathan yaratığının kurdukları bir kapan aslında.
DEVLETLER, KAPANA KISTIRILMIŞ FARELERİ ANDIRIYOR!
Dünyanın sözümona bağımsız devletleri bu kapana kıstırılan fareleri andırıyor!
Küçük bir şebeke, dünya ekonomisini kontrol ediyor.
Bu küresel şebekenin, sözümona bağımsız ulus-devletlerde ayakları var: Ulus-devletlerin ekonomisine çeki düzen veren sermaye çevreleri, sistemi yönlendiren Vahşî Leviathanların kulu-kölesi sadece. Bunların ülkesi yok, ilkesi yok, ülküsü hiç yok. Sadece merkezdeki Leviathanların çıkarlarını pekiştirmek, yaygınlaştırmak ve meşrulaştırmak gibi bir işlev görüyorlar!
O yüzden bir ülkede bir ekonomik kriz yaşandığında, ülkeyi ilk terkedenler, merkezdeki Vahşî Leviathanların köleleri, sermaye çevreleri oluyor elbette!
Bu sistemin liberalliğinden, hak, hukuk ve adalet kaygıları ile hareket ettiğinden sözedenler ahmaklar olabilir sadece.
Koskoca Çin’i bile kapanına kıstırdı sistem ve sistemin sahibi vahşî Leviathanlar, Çin’i parmaklarında oynatıyorlar!
Bu vahşî sistemin geleceğini kestirebilmek hiç de zor değil: Büyük ölçekli çatışmalar, savaşlar ve hatta katliamlar!
Bu Yeni Leviathan sistemin dünyayı beklenmedik barbarlıkların, felâketlerin eşiğine sürükleyeceğini, sürüklemekte olduğunu hepimizi ürpererek seyrediyoruz sadece...
VAHŞÎ KAPİTALİST LEVIATHAN DÜZENİ BİZDEN KORKSUN!
Bu sisteme “dur!” demek imkânsız mı, peki?
Elbette ki, imkânsız değil; ama zor tabiî: Dedim ya, bütün dünyayı kapana kıstırmış durumdalar.
Bu vahşî sistem, bir Frankenstein gibi, kendi kendini yok edecek aslında. Ama bu arada dünya da cehenneme dönmüş olacak.
Tam bu noktada bu sistemin dışında bir ekonomik sistem geliştirebilmesi gerekiyor insanlığın.
Böyle bir şeyi, sadece biz yapabiliriz.
Ama öyle kolay değil bu iş.
Önce belli bir güce ulaşmaktan başka seçenek görünmüyor. Her alanda bölgesel işbirliği projeleri, bunun tek görünür emin yolu.
Bu arada, ülke içinde kayıtdışı ekonominin güçlendirilmesi gerekiyor. Bu ülkede, bu meseleye kafa patlatan sadece rahmetli Özal oldu!
Kayıtdışı ekonomi, dünya ekonomisini senkronize etme, dolayısıyla bir ülkenin ekonomisini istenildiği an çökertebilme imkânlarının sistemin ağabalarının elinden alınmasına bir katkı sunabilir. sağlayabilir.
Bu mesele çok hayatî bir meseledir; kapana kıstırılmaktan bir çıkış yolu olarak bu meselenin üzerine üzerine gidilmesi, bu ülkenin istiklal ve istikbal sorunudur.
Şimdilik bu kadar söylemiş olayım kayıtdışı ekonomi meselesinde.
Kapitalist ekonominin toplum olarak bizi mankurtlaştırmasını önleyecek Batı toplumlarında olmayan çok güçlü değerlerimiz, dinamiklerimiz var. Kanatkârlık, paylaşmak, ferağat, diğergâmlık gibi... Bu değerlerin hayata ve harekete geçirilmesi, toplumun Müslümanlaşmadaki sahiciliği, ihlası ve samimiyetiyle doğru orantılıdır.
İşte burada, sahici, samimi İslâmî cemaatlerin, dalga-kıran rolü oynayacak kadar kilit bir işlev görebileceğini görebiliyor muyuz acaba?
Ve cemaatlere, tarikatlere saldırılmasının gerisinde yatan görünmeyen asıl nedenlerden birinin de burada gizli olduğunun ne kadar farkındayız, peki?
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020