Yusuf Kaplan
Fetih ruhu’nun bu ülkede bir karşılığı var mı, insanları kanatlandırmaya yarar mı, bilmiyorum.
Ama Türkiye’nin özellikle seküler aydınlarının fetihle işgali karıştırdıklarını biliyorum. Fetihle işgali karıştıran Müslüman bir toplumun aydınının zihni işgal altındadır, iğdiş edilmiştir, diyorum.
Bilim, düşünce, sanat, siyaset ve ahlâkta büyük açılımlar, insanlığın önünü açan çığır açıcı atılımlar nasıl gerçekleştirilir?
Fetih ruhuyla...
Eşyanın hakikatini keşfetme çabasıyla...
Eşyanın hakikatini keşfetme çabasını diri tutan kanatlandırıcı bir ruhla ve bu ruhu canlı kılan büyük rüyalarla...
Unutmayalım: İddianız yoksa rüya göremezsiniz. Rüyasını göremediğiniz bir iddiayı hayata geçiremezsiniz.
Fetih ruhunu ve rüyasını işlediğim bir yazımı, tozunu alarak paylaşıyorum.
ÜÇ TARZ-I FETİH
Üç tarz-ı fetih’ten ya da fethin üç boyutundan sözedilebilir:
Manevî fetih, fikrî fetih ve maddî fetih.
Manevî fetih, kalple gerçekleşir.
Fikrî fetih, zihnin eseridir.
Maddî fetih, kılıcın meyvesidir.
Bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Bu ülke Batılı emperyalistler tarafından fiilen işgal edil-e-medi ama zihnen işgal edildi. Bu ülkenin sözümona aydınları celladına âşık edildi.
O yüzden bu ülkenin hâs aydınları, ön açacak, ön alacak çilekeş öncü kuşakları, tarihî derinliğinin ve kültürel zenginliğinin eseri kolektif iradesinin temsilcisi yerli entejijansiyası yok.
Öncü kuşakları olmayan toplumlar, bugün yaşıyor olabilirler ama yarın bir ânda yok olmaktan kurtulamazlar. Bir Gazâlî’niz, Alparslan’ınız, İbn Arabî’niz, Fatih Sultan Mehmed’iniz, Sinan’ınız, Itrî’niz, Yunus’unuz, Yavuz’unuz ya da bir Eflatun’unuz, Kant’ınız, Bach’ınız, Rafael’iniz, Bruegel’iniz, Beethoven’iniz, Nietzsche’niz, Dostoyevski’niz, Tarkovski’niz varsa, varolduğu için, varolabildiği için varsınız.
ZİHİN, KALP VE RUH FÂTİHLERİ: İLİM, İRFAN VE HİKMET FETİHLERİ…
Bu öncüler, fikirleriyle, eserleriyle, şahsiyetleriyle yaşıyorsa, sizi de yaşatabiliyorsa, sizin varolduğunuzdan ve yaşadığınızdan sözedebiliriz.
Bunlar, bir toplumun medeniyet ruhunu diri ve canlı tutan, yaşayan ve yaşatan öncü kuşakları değil sadece, kurucu ve konumlandırıcı öncü kuşakları: Yönünü ve yörüngesini belirleyen, ruhunu harekete geçiren, geleceğini şekillendiren yol fenerleri.
Her medeniyet, öncü kuşakları vasıtasıyla geçmişten nefes alır, geleceğe nefes verir.
Bütün diğer medeniyetlerin öncü kuşakları gibi bizim medeniyetimizin öncü kuşakları da birer fâtihtir; fetih ruhuyla nefes alıp veren, medeniyeti yeşerten ve gölgesinde herkesin serinlediği birer çınar.
Maddî fetih, kılıçla gerçekleşir ama önce zihinde ve zihinle şekillenir, sonra kalpte ve kalple olgunlaşır, en sonundaysa ruhta ve ruhla gerçeğe dönüşür.
Fetih, işgal değildir; kapıların açılmasıdır. Zihin, gönül ve ruh kapılarının canlanması, hayata kavuşması.
Aynı şekilde, maddî fetih de toprakların işgali değildir. Toprağa, hakikatin hayat bahşeden elinin değmesi, toprağı sulayacak ötelerden yankılanan bir sesle diriltici bir nefes vermesidir maddî fetih.
Toplumları fatihleri ayakta tutar, fatihleri taze hayat sunar, fatihleri yol açar.
Zihin, kalp ve ruh fatihleri: İlim, irfan ve hikmet fetihleri.
Fetih ruhunu yitiren, yeni fatihler yetiştiremeyen toplum, dengesini yitirir, işgal edilir zamanla.
YUNUS VE SİNAN, FATİH VE ALP ARSLAN MASAL MI?
Masal mı bütün bunlar?
Yunus masal mıydı?
Elbette ki, değildi: İnsanı, hayatı, Yaratıcı’yı, dünyayı sade bir dille ama derinlemesine kavradı; hâlâ taze, hâlâ diri, hâlâ hayat bahşedici tohumlar ekti bu topraklara; keşfedildikçe insanı çağlar ötesine taşıyan, tadıldıkça lezzetine doyum olmayan.
Sinan, masal mıydı?
Sinan, bu topraklardan çıktı ve hakikat medeniyetinin diriltici ruhunu üç kıtada taşa nakşetti. Sinan’ın mimaride gerçeğe dönüştürdüğü fetih ruhu, fetih rüyasının hayatın her alanında yankılanmasını, hayatın her alanını aydınlatmasını, beslemesini mümkün kılacak çapta, kıratta bir fetih ruhuydu.
Fatih, masal mıydı?
Fatih, daha çocuk denecek yaşlardayken, fetih ruhuyla nefes alıp veriyor, Kostantinopol’ü fethetme rüyaları görüyordu -neredeyse Allah’ın her günü...
Elinde kalem, defter; önünde yerküre; zihninde İstanbul’un fetih haritasıyla yatıp kalkıyordu...
Uykuları kaçıyordu!
Rüyaları sınır tanımıyordu!
Hop oturup hop kalkıyordu! Yerinde duramıyordu!
Çocukken!
Çocuk denecek yaştayken!
Fetih ruhuyla yetiştiriliyor, fetih ruhuyla nefes alıp veriyor, fetih rüyaları görüyordu her dem Fatih.
Bir yerde fetih ruhu çocuk denecek yaşta sizi yakalamışsa, rüyalarınız olup çıkardı, rüyalarınız fetihlerle dolup taşar, fetihlerle renklenir, canlanırdı.
Fatih’in fetih ruhu, nizam-ı âlem rüyasının Osmanlı gökkubbesi altında herkesin kendi hayatını yaşamasını, rüyasını gerçekleştirmesini mümkün kılan tek evrensel ve aşılamamış, benzersiz bir fetih ruhuydu.
Yunus’taki, Sinan’daki, Fatih’teki fetih ruhu ve rüyası, Alp Arslan’ı Alp Arslan yapan, Anadolu’yu, Balkanlar’ı, Afrika’nın içlerine kadar üç kıtayı İslâm’a açan tevazunun kanatlarında yükselen Müslüman olma coşkusu’ydu.
Alp Arslan’a “Biz, temiz Müslümanlarız. Bid’at nedir bilmeyiz. Bu sebepledir ki, Allah hâlis Türkleri aziz kıldı” dedirten bu diriltici ruhtu.
İşte dünya bu ruha gebe.
Biz de hakikate.
Vesselâm.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020