A.Turan ALKAN
On yıl geriye gidelim. Tarih 22 Temmuz 2004. Ankara-İstanbul arasında sefere başlayan hızlandırılmış Yakup Kadri Treni, Sakarya’nın Pamukova ilçesi civarında aşırı hız ve yetersiz altyapı sebebiyle raydan çıktı.
Trendeki 230 kişiden 41’i öldü, 80 kişi yaralandı. Kazadan sonra ortalık birbirine girdi. Benim de aralarında bulunduğum bazı kendini bilmez çevreler (tâ o zamandan beridir letant, yani pusuda yatan, saklanmış, kamuflaja bürünmüş paralel yapıya mensup olduğumun belgesidir!) Ulaştırma Bakanı’nın ve TCDD genel müdürünün istifa etmesi gerektiğini ileri sürdüler. Hükümet henüz çıraklık dönemindeydi ama bakanını ve genel müdürünü “yedirmeyecek” kadar minderi ısıtmışlardı.
Ee, n’aaptılar, tınmadılar bile! Bakan, genel müdürü hakkında idari soruşturma açılması talebini reddetti. Birinci makinist 2,5 sene ve 100 lira, ikinci makinist 1 yıl 3 ay ve 333 lira ceza aldılar. Tren şefi beraat etti. Mesele kapandı.
İki hafta önce Güney Kore’nin güney sahillerinde bir feribot battı. Dün itibarıyla Anadolu Ajansı’nın verdiği habere göre Güney Kore Başbakanı Chung Hong-won, 300’den fazla kişinin ölümü ve kaybolmasıyla sonuçlanan feribot kazası sebebiyle istifasını sundu.
Bu sarsıcı haberi okuduğumda aklıma gelen ilk muzır düşünce, AA’nın da dinlenebiliyor ihtimâli oldu. Zâhir öyle olmalı çünkü birkaç gün önce AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın hukuk devleti nâmına yaptığı zehir zemberek açıklamadan sonra Başbakan’ımızın durup dururken, “Anayasa Mahkemesi’ni de dinliyorlar. Son zamanlarda atılan adımlar işte bizde bu soru işaretlerini doğuruyor” şeklinde konuşması bu şüphemi güçlendiriyor.
Denizin ortasında bir feribot kazaya uğramış (Galiba geminin kaptanı herkesten önce gemiden firar ederek dünya denizcilik tarihine geçmeyi başardı!). Bizim tamamen “milli ve yerli” mantık yürütme tarzımıza göre Güney Kore Başbakanı’nın alınganlık gösterip istifa etmesi için hiçbir sebep olmadığı halde milli ajansımızın bülteninde bu habere yer vermesi başkaca hangi komplo teorisiyle açıklanabilir ki?
Haberi yapan gazeteci arkadaşların hakkını yemeyelim; muhtemelen, “Eski köye yeni âdet çıkarmayın, bakın Kore’nin başbakanı istifa etmesini biliyor da bizimki bilmiyor demeye mi getiriyorsunuz” yollu alınganlıkların önünü önceden kesmek için haberde şöyle bir cümle de yer alıyor: “Güney Kore’de yürütme gücü büyük ölçüde Devlet Başkanı’nın elinde olduğundan Başbakan’ın istifası sembolik bir anlam taşıyor.”
Nasıl anlayacağız şimdi bu bilgi notunu? “Bizde de başkanlık sistemi olsaydı, zaten Çankaya (pardon Atatürk Orman Çiftliği noteri) statüsüne inecek başbakanları biz de kolayca harcardık” denilmek mi isteniyor, tam kestiremedim.
Sembolik istifa güzel bir buluş, ne demekse! Keşke bizde de olsa; sembolik krizler zuhur ettiğinde ıslak mendil veya peçete gibi kolaylıkla varlığından sarf-ı nazar edebileceğimiz “sembolik yetkili”, dizi dizi sembolik başbakanlarımız olsa. Majestelerini serseri şimşeklerden esirgemek için yetkisi genel müdürden bile daha önemsiz seviyelere düşürülen başbakanlar, bizim Mütâreke devrinin sadrâzâmları gibi vara-yoğa istifa ederek kamuoyunun şişini alsa...
Başkanlık sistemine razı olsaydık ne güzel olacaktı! Bakınız bu çok ilginç haberin devam cümlesinde “Başkan”ın sistem içindeki rolü nasıl kırmızı kalemle çizilmiş: “Devlet Başkanı Park Geun-hye’nin sözcüsü Min Kyung-wook, Park’ın, başbakanın istifasını değerlendirerek karar vereceğini açıkladı. “Yedirmeyiz” edebiyatı yapacak değil herhalde!
Vaziyet açık, kabahat bizim; hem Başkanlık sistemine mırın-kırın ediyor, yetinmeyip üstüne küstahça, hem hukuk devleti, güçler ayrılığı, yönetimde şeffaflık, karar mekanizmalarında katılım felan gibi entel-dantel, çan-çin-çon lâflar ediyoruz.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016