Ahmet TAŞGETİREN
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, bütün Ak Parti teşkilatının, bir ölçüde MHP'nin, önemli oranda bir sivil toplum kuruluşunun çabası “Evet” çıkması için.
Tabii ki aynı zamanda “Hayır” çıkmaması için.
Herkes “Hayır” çıkmasının siyasi faturasının farkında.
Aslında “Hayır”cılar da, sadece getirilecek sisteme itiraz ettikleri için değil, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı'na ve ardından Ak Parti'ye en azından “Bir ders vermek için” uğraşıyorlar.
Kılıçdaroğlu'nun “Hayır çıkarsa bir şey olmaz, Cumhurbaşkanı, Başbakan olduğu gibi çalışmaya devam eder” gibi sözleri, “Hayır çıkarsa kaos olur, bu da siyasi istikrarı önemseyen kişileri tedirgin eder” dolayısıyla “Hayır'a yönelişi önler” gibi bir hesaba dayanıyor. En azından samimi değil. CHP'nin “Hayır”ı öncelikle Tayyip Erdoğan'a karşı tepe tepe kullanacağı kesin.
Ancak bir mesele daha var ki, “Evet cenahı”, “Hayır ihtimali”ni bir söylem zaafı olarak görüyor ve konuşulmasını istemiyor. Bu noktada çok farklı psikolojik saiklerden söz edilebiliyor: “Hayır ya da Evet çıkma ihtimali karşısında insanlar, kimi zaman benim oyumdan ne olur ki gibi, kimi zaman zaten Evet - Hayır kazanır gibi, kimi zaman yerim belli olsun gibi, çorbada tuzum olsun gibi, düşüncelerle hareket edebiliyorlar. Onun için her boyuta teenni ile yaklaşıyor siyasi yapılar.
Mesela “Ya hayır çıkarsa” düşüncesinin, sandığa gitmeyi düşünmeyen kimi insanlar için kaygıya yol açıp oy verme duygusu geliştirebileceği de varsayımlar arasında.
Bu noktada Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından İlnur Çevik'in önce yazıp sonra sildiği “Hayır diyenlere: 7 Haziran sonrası Türkiye'deki kaos ve istikrarsızlığı mumla ararsınız” şeklindeki tweet etrafında gelişen tartışma ilginç bir örneği teşkil ediyor.
İlnur Çevikbu tweeti niçin atmıştı, neden sildi, bu tweet gerçekten bir “Hayır kaygısı”nın mı ürünüydü, Çevik'e Ak Parti cenahından gelen tepki, böyle bir kaygı duyulmadığının mı işaretiydi yoksa bu kaygıyı kamuoyu ile paylaşmanın olumsuz geri dönüşlere yol açacağının mı?
İlginçtir dün İlnur Çevik, o tweet ile aynı muhtevada çok daha geniş bir analizi YeniBirlik gazetesindeki köşesinde yaptı. Bir bölümünü paylaşalım:
“Bazıları bu referandumu yalnız sistem değişikliği için halk oylaması olarak görüyor ve esasında “hayır” oyu çıkarsa ülkede her şeyin normal akışında devam edeceğini hayal ediyor…
Yani bu seçimde cumhurbaşkanlığı el değiştirmeyeceğine göre ve Ak Parti iktidarı da olduğu yerde kalacağına göre mesele yok o zaman hayır olsa bile bir sıkıntı olmaz gibi bakanlar var…
“Ama kazın ayağı böyle değil… “Hayır” oyu halkımızın tercihi ve saygı duyulacak bir netice ama böyle bir neticenin ülkeye ciddi bir istikrarsızlık getireceğini bilmek için siyaset bilimcisi olmaya gerek yok…
“Sistem değişikliği referandumda reddedilirse Avrupa’da sipere yatmış bizi harcamaya hazır devletler el birliği ile “seçime gidin” diye baskı yapacaklar, bizi Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi üyeliklerimizi askıya almakla tehdit edecekler ve bugün karşılaştığımız zorlamaların, haksızlıkların beterini yaşatacaklar.
Ülke içindeki muhalefet ise “hayır” oyunun hükümete güvensizlik oyu olduğunu iddia edip seçim diye zorlayacaklar hatta cumhurbaşkanımızın durumunu bile sorgulayacaklar…”
Çevik sonra, bu kampanyaya FETÖ'nün, PKK'nın da katılacağını, ekonomiyi çökertmek isteyenlerin, muhalif medyanın, bazı işadamlarının devreye gireceğini yazıyor.
Son cümleleri şöyle:
“İşte size istikrarsızlık senaryosu… Pişmanlık fayda etmeyecek, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almış olacağız. Ülkemize yazık değil mi?”
Bence “Hayır” çıkması durumunda buihtimaller yabana atılır değil.
Ancak, Çevik'in tweetine - yazısına yansıyan şey, gerçekten bir “Hayır kaygısı” mı, yoksa, “Hayır”ın doğuracağı riski gösterip, “Evet”e yönlendirme gayreti mi, ona bakmak lazım.
Şayet gerçek bir “Kaygı”yı yansıtıyorsa ve bu kaygı zirvelerde paylaşılıyorsa, işte asıl sıkıntı o. Dilerim sonunda nerden girdik bu yola denmez.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025