Ahmet TAŞGETİREN
Son günlerde sessiz ve derinden işleyen bir siyasi gelişmeye dikkat çekmek istiyorum bugün.
Hayır Davutoğlu’nun kurduğu ya da Babacan’ın kuracağı partilerle ilgili değil yazacaklarım.
Önce şu söylemi not edelim:
“Türkiye Amerika ile savaş halinde. Memlekette iki cephe var. Birisi vatan cephesi, diğeri Amerikan cephesi.
Vatan cephesi başından beri çekirdeğini bizim oluşturduğumuz bir yapı. İktidar son zamanlarda bizim yanımıza geldi.
15 Temmuz bir Amerikan darbe girişimi idi, öyle olduğunu görür görmez ordu içinde ve dışında etkilediğimiz kadroları harekete geçirdik ve darbeyi önledik.
Rusya ile ilişkilerdeki gelişme, Amerika ile verdiğimiz savaşta çok büyük önem taşıyor.
“Doğu Türkistan’da zulüm var” söylemleri Türkiye’nin Amerika ile yürüttüğü savaşta tabii müttefikleri olan Çin ile ilişkilerini bozma amacı taşıyan provokatif bir kampanyadır.”
Tanıdınız mı bu ifadeleri?
Bir süredir görsel medya bu söylemlerin sahiplerine itinalı bir yer ayırıyor. Bakıyorsunuz aynı gece iki farklı kanalda birden aynı yapının unsurları temsil ediliyor. Konuk dizaynı genelde onları iktidara yakın konukların yanı başına yerleştiriyor. Onlar konuşmaya başlayınca genellikle iktidara yakın konuklar baş işaretleriyle destek görüntüleri veriyor.
Son yerel seçimlerdeki oy oranları binde 23. Yani oy oranı olarak toplumsal karşılıkları çok sınırlı.
Anlaşılıyor ki, oy oranlarına göre seçim yapılmıyor ekran davetlerinde. Demek bir kıymet-i harbiyeleri var. Nereden geliyor o kıymet-i harbiye acaba? Ya da şöyle soralım: Farklı medya gruplarında bu yapının kıymet-i harbiyesini tespit eden odak ne tür bir karar sürecini işletiyor?
Acaba farkı medya gruplarına bu yapının görüşlerini sunması yönünde telkinler olabiliyor mu? Medya dünyasında farklı medya yapılarını belli bir istikamette konuşabilecekleri davet etmek üzere etkileyecek bir odak bulunuyor mu?
Bu yapı, Amerika ile savaşı öncelediği için karşıt bir kuvvet birikimi zarureti dolayısıyla Türkiye’nin Rusya ve Çin ile yakınlaşmasını önemsiyor, teşvik ediyor. Ancak Rusya’nın Suriye’de YPG ile teması sürdürmesi ya da Libya’da, Türkiye’nin desteklediği grubun karşı cenahında yer alması karşısında dilini yutuyor. Aynı şekilde Doğu Türkistan’daki Çin zulmü karşısında dilini yutmaktan öte, Çin güzellemesi çerçevesinde özel yayınlar yapıyor. İktidarla iyi ilişkiler hatırına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’la iyi ilişkilerini de “Amerika ile savaş”ın dışında tutuyor.
Bu grubun “Maocu” bir geçmişi var.
Ancak “Maocu”luk yapıldığı zamanlarda bile derin ilişkileri hep gündemde olmuş bir yapı söz konusu.
“Vatan cephesi’ cepheleşmesi” yapmalarına rağmen halkta bir karşılıkları olmadığı genel – yerel her seçimde çok açık. Ama bir misyonları olduğunu görmezden gelmek mümkün değil.
Şu anda iktidarı destekliyor gözükmeleri, iktidara kendi hesapları çerçevesinde bazı şeyleri yaptırabiliyor oldukları kanaatlerinden kaynaklanıyor. Onlara göre “Yargı altın devrini yaşıyor.” Bu maocu kliğe göre yargıda olan bitene neden böyle bakılabilir? Acaba “değdi – değmedi” mantığı ile “FETÖ ile iltisaklı” damgası vurularak devlet bünyesindeki muhafazakar kitlenin bütünüyle tasfiyesi hesabı yüzünden mi?
Stratejik bir hesapla hareket ettikleri açık. Halktan dün oy alamadıkları gibi yarın da alamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Ancak “muhafazakar iktidar”la dirsek teması kurulabileceği gibi bir ümidin içindeler ve “İktidarı ne kadar yönlendirebilirsek” hesabını yapıyorlar.
İktidar da “”Bu sistemde MHP ile dayanışma ne kadar önemli ise binde 23’ün desteği de o kadar önemli” değerlendirmesi yaparsa, hele yeni oluşumların getirdiği risk böyle bir telaşı güncel hale getirirse, bin türlü klik hesabının içinden akıp gelmiş bu tür yapılara gün doğabilir.
Bu yazıyı Mesut Özil’in Doğu Türkistan’la ilgili çığlığını paylaşarak bitirmek isterim. “İdeolojik Çinci” odakla Avrupa’daki bir Türk çocuğunun yürek farkını ortaya koymak üzere. Şöyle diyor Mesut:
“Ey Doğu Türkistan...
Ümmetin kanayan yarası... Eziyetlere direnen mücahit ve mücahideler topluluğu. Zorla İslam’dan uzaklaştırmaya çalışanlara karşı tek başına mücadele veren şanlı müminler. Kur’anlar yakılıyor, camiler kapatılıyor, medreseler yasaklanıyor, din alimleri birer birer öldürülüyor. Erkek kardeşler zorla kamplara sokuluyor. Onların yerine Çinli erkekler ailelerine yerleştiriliyor. Bacılar zorla Çinli erkeklerle evlendiriliyor. Tüm bunlara rağmen. Ümmeti Muhammed suskun, sesi çıkmıyor. Müslümanlar sahiplenmiyor. Bilmezler mi ki zulme rıza zulümdür. Hz. Ali ne güzel demiş: ‘Zulme engel olamıyorsanız, Onu herkese duyurun!’
Batı medyası ve devletlerinde dahi bu olaylar aylardır, haftalardır gündemde iken Müslüman ülkeler ve medyaları nerede? Bilmezler mi ki, zulmün olduğu yerde tarafsızlık, namussuzluktur... Bilmezler mi ki yıllar sonra oradaki kardeşlerimizin bu acı günlere dair hatırlayacakları zalimlerin işkenceleri değil, biz Müslüman kardeşlerin sessizliği olacaktır. Ya Rabbi, Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize yardım eyle... Şüphesiz ki Allah; tuzak kuranların en hayırlısıdır.”
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025