Ahmet TAŞGETİREN
“Bu operasyonu kimin adına çektiniz” diye sormuştu ya gazete, Ağbal yönetimindeki Merkez Bankası’nın faizleri 200 baz puan artırması sebebiyle… Ağbal bir operasyon mu çekmişti, kimin adına çekmişti, işin içinde ima edildiği gibi “Faiz lobisi”mi vardı, bilmem, ama en son Naci Ağbal ile birlikte operasyon çekilen MB Başkanları sayısının 20 ayda dörde çıktığı ülkemizde dövizi tırmandıran bir operasyon çekildiği çok açık. Amerika’ya, Rusya’ya, uluslararası finans kapitalizmine, ya da beynelmilel Siyonizme gerek yok, biz kendi kendimize yetiyoruz operasyon çekme işinde. Her işi kendimiz yapıyoruz.
Dış yatırımı çekmek için hukuk reformu yapılması gerektiğini, öngörülebilirlik diye bir sorun olduğunu ve yapacağımız reformlarla öngörülebilir ülke olmayı amaçladığımızı kendimiz belirtiyoruz, ama hemen peşinden hukuksuzluk nümunelerini de kendimiz sergiliyoruz. Hak hukuk duyarlılığı hak getire. Peşi peşine Merkez Bankası Başkanı yemenin dünyada nasıl okunacağını düşünüyoruz? Döviz fiyatlarındaki tırmanışı önlemek için faiz artırma hamlesi yapıldığı günde en tepeden tam zıddı açıklamalar yaptığınızda, Merkez bankasının attığı adımın boşa gideceğini görmek için ekonomist olmaya bile gerek olmadığını bilmeyen mi var? Ekonomiden biraz anlayan insanların sürpriz beyanlar karşısında saçını - başını yolduğu bir ülke Türkiye. Her konu Tepede bitiyor, Tepenin nasıl davranacağı öngörülemiyor. 20 ayda dört Merkez bankası Başkanı bir kere, en yeni Başkanın ömrünü ve kararlarını tartışılır hale getiriyorsa, varın gerisi hesap edin siz.
Cumhurbaşkanına birisi çıkıp Efendim lütfen konuşmayın şu sıralar diyebiliyor mu? Bence sorun bu. Sorun sistem sorunu.
ONE Minute mü?
Camiamız, yani Muhafazakar camia çok sevinçli. “Bu iş, yani İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi yeni bir -One minute-tür” açıklaması bile yapıldı. “One minute” İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres’in şahsında beynelmilel Siyonizm’e bir meydan okuma idi. Evet, şahane idi. Demek ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’nin iptali ile bir kere daha dünyaya meydan okumuş oluyordu. Seviyoruz böyle meydan okumaları… Bir Lider çıksa da her meseleyi halletse… Lider kutsaması biraz genlerimizde var. Neyse…
Yalnız bir açıklama yaptı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun. Bir tür “Tamam İstanbul Sözleşmesini kaldırdık ama…” tadı veren, tür dosta – düşmana gerekçe açıklama zorunluluğu sergileyen bir açıklama… “Hala 6284 sayılı kanun ile CEDAW’a tarafız” deniyor açıklamada. Benim bildiğim, bazı mahfillerde -KADEM vs- İstanbul Sözleşmesi nispeten masum görülüyor, asıl uygulamayı düzenleyen 6284 sayılı kanundan ve CEDAW sözleşmesinden şikayet ediliyordu. N’olacak şimdi?
Herhalde yeni One minuteler gerekiyor 6284’ü ve CEDAWı iptal için…
Ama hepimiz biliyoruz ki, iş ne sözleşmelerde ne kanunlarda… Bizim insan kalitemizin aşınmasında. Cinayet işliyoruz evet, eşlerimizi öldürüyoruz, yani birilerimizin annelerini – ablalarını, kız çocuklarını, teyzelerini, halalarını, anneanne – babaannelerini öldürüyoruz, babaları evden kovuyoruz, aileler dağılıyor evet, cinsellik yerlerde sürünüyor, pedofili diye bir rezalet var, fuhuş yaşı her gün ergenlik yaşlarına doğru iniyor, çocuk suçluluğu artıyor, ensest – mensest…. İnsani dejenerasyonun her boyutu işliyor. Nasıl imar edilecek insan?
20 yıldır ülkeyi yönetiyoruz. Mecliste on yıl önce herkesin -büyük reform- diye gözü kapalı parmak kaldırdığı bir sözleşmeyi 10 yıl sonra -One minute- çığlıklarıyla kaldırıyoruz. “Niye on yıl uyguladık? Getirirken neden alkışladık?” sorusunu sormuyoruz. -Neden herkes parmak kaldırdı-yı sormuyoruz. Ve bütün boyutlarıyla insani aşınmanın nasıl önleneceğine dair söylediğimiz bir şey yok. 20 yıl daha iktidarda kalınsa insani anlamda nerede olacağız sorusunun bir cevabı var mı?
Kur’an’da “Vay o namaz kılanların haline… ki onlar namazlarından gafildirler…” buyuruluyor. Bazen diyorum “Kur’an’ı biraz da kendimiz için okusak. Üzerimize alsak ayetleri… Acaba bana mı sesleniyor Rabbim” desek…”Ya o “Vay” diye seslenilenler arasındaysam” desek… “Namazlar namaz esnasında kalıyor, hayata ulaşmıyor mu acaba” diye sorsak…
…..
“Savunan Adam”ı kim için yazayım?
Adamın, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, dört rekatlık sabah namazını kılmasına bile müsaade etmemişler. Elbisesini, ayakkabısını bile giymesine razı olmamışlar. Abdest alırken alıp götürmüşler. Hem de Meclisten…
Helal olsun sizin muhafazakarlığınıza…
Bunları seyrederken düşündüm: Ben şimdi “Seni seviyoruz savunan adam” yazısını kim için yazayım diye. Ha, siz söyleyin dostlar kim için yazayım?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025