Barış Soydan
Merkez Bankası'nın yeni Başkanı Şahap Kavcıoğlu'yla ilgili en çok merak edilen ve piyasaları en çok geren konu, faizi ne zaman ve ne hızda düşüreceği… Bu konu elbette önemli ama iktidarın Merkez Bankası'yla ilgili hedefleri faizden ibaret değil. Kavcıoğlu'na ilişkin ilk izlenimler, yeni dönemde Merkez Bankası bilançosunun da kullanmak istendiği yönünde.
"Merkez Bankası bilançosunu kullanmak", bankanın kaynaklarının ve araçlarının açık veya örtülü biçimde ekonomi politikası amaçları için kullanılması demek. Bunun örneklerine eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak döneminde rastlanmaya başlamıştı. Banka bilançosunda yer alan yedek akçenin 21 milyar TL'sinin Hazine'ye devri, yıllık kârının yine Hazineye aktarılmasına ilişkin şartların değiştirilmesi gibi uygulamalar, Merkez Bankası bilançosunu kullanarak Hazine ve Maliye'yi finanse etmenin kapısını açmıştı. Bu arada yeniden değerleme hesabında usule uygun olmayan yöntemlerle yıllık kârın yüksek gösterildiği iddiaları bile gündeme gelmişti.
Yeni dönemde Merkez Bankası bilançosunun kullanımında likidite ve kredi imkanlarının öne çıkacağı anlaşılıyor. Örneğin ticari bankalar veya yatırım-kalkınma bankaları aracılığıyla kullandırılması beklenen yatırım kredilerinin piyasa şartları dışında uzun vade ve ucuz imkanlara sahip olması şaşırtıcı olmayacak. Bu uygulamanın kapısı Albayrak döneminde açılmıştı. Muhtemelen bu dönemde daha agresif biçimde uygulanacak.
Düşük maliyetli, uzun vadeli kredi imkanlarının KOBİ'ler için kullandırılması da olası. Bankacılık sektörü bilançolarının daha likit hale getirilemesi için konut kredileri gibi uzun vadeli kredilerin menkul kıymetleştirilmesi ve Merkez Bankası tarafından satın alınmasının sağlanması da gündeme gelebilir. Bunlara yönelik çalışmalar geçen dönemde başlamıştı.
Ya da düşük faizle kredi veren, belli alanlarda kredileri artıran bankalara Merkez Bankası likiditesi daha uygun şartlarda sunulabilir.
Merkez Bankası'nın Şahap Kavcıoğlu başkanlığında böyle bir politikaya yönelebileceğine dair bir işaret, Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı bir yazıydı. Merkez Bankası için "Alternatif yöntemler düşünülemez mi?" diye soran Güngör şu yanıtı veriyordu:
"2010'larda hayatımıza giren, yeni kurtulduğumuz faiz koridoru karmaşasına geri dönmekten bahsetmiyorum. Misal, pandemi sırasında dünyadaki bazı merkez bankaları çeşitli uygulamalar geliştirdi. Avrupa Merkez Bankası bunlardan biri… Piyasa beklentileri doğrultusunda faiz oranlarını değiştirmiyor belki ama da uzun vadeli refinansman işlemlerinin şartlarını kolaylaştırıyor. Orada uygulanan faiz oranlarını düşürüyor. Keza İsrail Merkez Bankası'nın da bankalar için hedefli krediler programı var. Finansal kuruluşlar, küçük ve mikro işletmelere vermeleri koşuluyla daha düşük faizle fonlanıyor. Türkiye'de de pandemi döneminde Merkez Bankası özellikle ihracatçılar için benzer bir program uyguladı. Bunları kalıcı hale getirmek mümkün olamaz mı? Yatırıma-üretime ayrı fonlama faizi düşünülebilir mi?"
Aslında iktidar partisi içinde bir kanat uzun zamandır Merkez Bankası bilançosunun ekonomiyi desteklemek üzere kullanımından yanaydı, bunun teorisini yapıyordu. Örneğin AKP'nin düşünce kuruluşu gibi çalışan SETA'nın yayını Perspektif'te 2015 yılında Sadık Ünay imzasıyla yayımlanan bir yazıda merkez bankacılığında klasik tabuların yıkıldığı iddia edilerek şöyle denmişti:
"Türkiye'nin, makroekonomik stratejileri ile uyumlu, büyüme dostu, istihdam dostu, yatırım dostu ve kalkınmacı bir merkez bankacılığı çerçevesine acilen ihtiyacı var."
Merkez Bankası bilançosunun "kalkınmak" ya da ekonomiyi canlandırmak için kullanılması ciddi ekonomik yan etkileri olabilecek, sıra dışı bir uygulama seti. Hemen akla geliveren olası yan etkileri arasında hiper enflasyonu sayabiliriz. Ekonomiyi canlandırmak için Merkez Bankası bilançosunun kullanılması, Türkiye'nin yakın tarihteki deneyimi ve mevcut şartlar dikkate alındığında büyük riskler oluşturabilecek, 2001 krizinden sonra yapılan reformların önemli kazanımlarını yok edebilecek ve geleceğe ciddi yükler bırakabilecek bir anlayış. Bu yolun sonunda Merkez Bankası'nın Hazine ve Maliye'ye bağlı bir birime indirgenmesi var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021