Fehmi KORU
Önce bir itiraf: İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasının mümkün olabileceğini düşünmeyenlerdendim. Referandumu, ülke seçkinlerinin ‘AB’de kalma’ yolunda bir irade beyanına dönüştürme projesi olarak görüyordum. Belki 1 puanla, belki birkaç bin oyla, ama sandıktan ‘Devam’ sonucu çıkmasını bekledim.
Bunun yalnız benim beklentim olduğunu sanmayınız. Son seçimlerde yanıldıkları için bu defa işi çok sıkı tutmaları beklenebilecek kamuoyu araştırma şirketlerinin en kıdemlisi YouGov’un sandıklar açılırken sonuçlarını paylaştığı ankette oranlar, gerçekleşenin tam zıttıydı: ‘Devam’ yüzde 52, ‘Tamam’ yüzde 48…
En hızlı AB karşıtı partinin (UKİP) lideri Nigel Farage bile, gecenin bir vakti, “Biz kaybettik” açıklaması yaptı da, neşesi ancak sabaha karşı yerine geldi.
Sahur öncesinden beri izlediğim BBC-News ekranında biraz önce şu sonuç yazıyordu: ‘Tamam’ yüzde 52,‘Devam’ yüzde 48…
Tam 1.269.501 oy farkıyla ülkenin AB’den çıkması tezi kazanmış oldu.
İngilizler Avrupalı mı?
İngiltere’de yaşarken, tanıştığım insanların, kendilerinin başka Avrupalılardan ‘farklı’olduklarını vurgulama ihtiyacı duyduğunu gözlemlemiştim. Bir ada ülkesi oldukları için, tarih boyunca Avrupa kıtasından tecrit edildikleri hissine sahipler; bunu anlatmak için kullandıkları bir sözcük bile var: ‘Insular’…
Adanın üzerinden pek çok kavmin gelip geçmesi de halkın kimliğini oluşturan başka bir gerçeklik.
Dün yapılan ilk ‘Tamam mı, Devam mı?’ referandumu değil; 1975 yılında da, dönemin İşçi Partisi iktidarı, ülkeyi aynı soruya cevap aranan bir referanduma götürmüş, sandıktan iki misli oyla ‘Devam’ iradesi çıkmıştı.
Margaret Thatcher de, ülkesini, AB’nin ‘tek para’ (Maastricht) ve ‘tek vize’ (Schengen) sisteminden uzak tutmayı yeğlemişti. Bugün diğer AB ülkelerinden farklı olarak, İngiltere’ye Schengen vizesiyle gidilemiyor; İngilizler Sterlin/Pound kullanmaya devam ediyor.
Sonunda İngilizler diğer AB uygulamalarına da “Biz yokuz” deyiverdiler. İki yıla varmadan İngiltere AB üyesi olmaktan çıkar.
İngilizler’in yaşlanan bir nüfusu var. 65.1 milyon olan nüfusun yaş ortalaması 40 (Türkiye’de ortalama 28). Bu ortalama 5 yıl önce 38 idi ve nüfus her geçen yıl biraz daha yaşlanacağa benziyor. Dolayısıyla İngiliz halkı, “Genişleyen AB’de daha fakir ülkelere kaynak aktaracağıma emekliliğimi düşüneyim” tercihinde bulunmuş oldu.
80 milyon nüfuslu Türkiye’nin AB üyesi olma ihtimalinin kampanyada bir ‘tehdit’ unsuru olarak kullanılmasının sebebi de bu.
[Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Biz de AB ile ilişkilerimizi referanduma sunarız” diyor, ama galiba bir şey unutuluyor: Aslında Türkiye’nin AB üyesi olma arzusu tek taraflı bir iradeye bağlı; AB üyesi ülkelerin iradesine… Bütün kriterleri yerine getirmiş olsak bile, sonunda, her ülke, “Türkiye üye olsun mu?” sorusunu halkına soracak ve tek bir ülke bile ‘Hayır’ derse üye olamayacağız. Yani? Yanisi şu: Bu konuda bir referandum yapmamıza gerek bulunmuyor.]
AB üyeliğinden çıktığında da İngiltere başka ülkeler için câzip olma özelliğini herhalde yitirmeyecek, başka ülkelerden istediği çapta kişilere kapısını açık tutacaktır.
Son 10 yılda İngiltere’nin nüfusu 5 milyon (yüzde 8) arttı; bunun 171 bini doğal artıştan (doğumlar+ölümler), geri kalanı başka coğrafyalardan vatandaşlığa alınanlar…
Türkiye’nin rolü
Ali Kemal’in torunu olan Muhafazakâr Partili (MP) Boris Johnson’un tartışma gündemine soktuğu Türkiye tartışması da insanların aklını çelmede rol oynadı.
Referandumun etkisi en fazla iç siyasette kendisini belli edecek. Referandum kampanyaları partileri ortasından böldü. Londra’nın önceki belediye başkanıydı Boris Johnson; dedesi Ali Kemal’in kemiklerini sızlatacak biçimde, Türkiye’yi ‘öcü’ göstererek aleyhte kampanya yürüttü. Oysa partisi iktidarda ve Başbakan David Cameron ‘Devam’ deyip durdu.
Cameron’un ‘Devam’ çizgisine en büyük destek Londra’nın yeni seçilen İşçi Partili ve Müslüman Belediye Başkanı Sadiq Khan’dan geldi.
Boris Johnson elbette aleyhte çalışan tek MP üyesi değildi; MP milletvekillerinin bir bölümü onunla birlikte hareket etti.
‘Devam’ diyen İşçi Partisi’nden de ‘Tamam’ cephesine destek verenler çıktı.
Gece boyunca süren yayınına aldığı milletvekillerinin parti bağlarının yanına hangi tarafa destek verdiğini de eklemek ihtiyacı hissetti BBC…
İngilizler Trump’a kulak verdi
Referandum ülke siyasetini böldü. Bu durum iktidarın sonunu getirebilir, zamanından önce bir seçimi zorlayabilir.
“Neden böyle oldu?” sorusuna pek çok cevap veriliyor. Herkes ‘Devam’ için çalışan genç kadın milletvekilinin (Jo Cox) bir aşırı sağcı tarafından öldürülmesinin ‘Tamam’ diyenlerin işini güçleştireceğini sanıyordu; öyle olmadı. Benim başkalarınca pek dillendirilmeyen tezim şu: ABD’de Donald Trump’ın yürüttüğü yabancı-karşıtı vahşi kampanya aynı dili konuşan İngilizler üzerinde olağanüstü etkili oldu.
Kendi politikacılarına kızan İngiliz Trump’a kulak verdi.
Clinton cephesi ABD’de Beyaz Saray’ı çantada keklik görmesin: Bir yönüyle, İngiltere’de referandumu Trump zihniyeti kazandı.
Türkiye? Bu gelişmenin bize etkisi?
Ülkemizin AB üyeliği yolunda aldığı mesafede İngiltere’nin katkısı çok belirleyiciydi. Bir çoğunu yerinde ve yakından gözlemlediğim için biliyorum: Gelinen her aşamada yaşanan tıkanıkları, ya bir İngiliz politikacı (Jack Straw) veya Ankara büyükelçisi (Peter Westmacott) araya girerek çözdü.
Artık Almanya ve Angela Merkel ile başbaşa Türkiye.
Sonucun, referandumda ‘Tamam’ tavrı takınan İngilizleri orta ve uzun vadede mutsuz edeceğini sanıyorum.
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025